Şu muhatap meselesini abartmıyor muyuz? Açıkçası bu işin neden bu kadar önemsendiğini de anlamış değilim? Diyelim ki Hükumet kanadı kendisine zarar verenleri muhatap alıyor onların şerrinden emin olmak istiyorsa, bizi muhatap almaması hayra alamet değil mi? Biz bu hükumeti beğenmesek de eleştirsek de Cumhuriyet Hükumetlerinin Müslümanlar için en az zararlısı ya da nispeten yararlısı demiyor muyuz? Örneğin “masada olursak bundan millet de hükumet de istifade edecek”, diyoruz. Bunun için irademizi ortaya koymadık mı? Masada olmak isteriz, bu milletin huzur ve selameti için üzerimize düşeni bu güne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da yapmaya hazır olduğumuzu yeterince söylemedik mi?

 

Silahların bırakılması konusunun terör örgütü ile görüşülmesini doğru bulduğumuzu söylüyoruz. Ancak “Kürt Sorununun” bölgedeki bütün taraflarla görüşülmesini savunuyoruz. Bu düşünceye açıkça kimse itiraz etmediği halde hükumetin tavrında neden bir değişiklik gözlenmiyor? Çünkü Beşir ATALAY`IN “Beğenseniz de beğenmeseniz de Kürtlerin lideri Öcalan” şeklindeki ifadesini tekzip etmiş olsa da ortada fiili bir ikrar var. Hükumet, icraatı ve pratiği ile Kürt meselesini bazen yok sayıyor, bazen de vardır ama konunun tek muhatabı olan PKK ile görüşüyoruz demeye getiriyor. Beşir ATALAY`IN bu yaklaşımı maalesef hükumetin de politikasını dönüşmüş olup Kandille de bütünleşmiştir. Kandilden yapılan açıklamalara baktığımızda sık sık “PKK halktır, Halk PKK`dır” söylemini dillendirdiğini görürüz. İşte Beşir ATALAY ve Yalçın AKDOĞAN kandilin bu söylemine icraatları ile “amenna ve seddekna” demiş oluyorlar. Yani kısaca hükumet PKK ile görüşmekle açıkça söylemese de  “ben zaten Kürt halkının tamamı ile görüşüyorum” demiş oluyor. Başka türlü nasıl açıklanabilir.

Hükümet zaman zaman “Kürt meselesi ile terör meselesini karıştırmamak gerekir” dese de icraatı ile bu söylemini tekzip ediyor. Zira süreç boyunca elindeki silahları ve yığınla terör faaliyetine rağmen örgüte terörist muamelesi yapmadı. Terörist yerine “silahlı unsurlar” PKK yerine de “Kürt siyasal hareketi” diyerek örgüte meşruiyet kazandırdı. Süreç, giderek bir tarafın Demirtaş`ı cicileştirmesine karşılık hükumetin hayır asıl cici olan APO`dur, benim ki seninkinden daha cicidir, benim cicim senin cicini döver yarışına dönüştü.

Ak Partinin bu yaklaşımı doğru mudur? Bize göre yüzde yüz yanlıştır, ancak tabanın bu politikaya yaklaşımı nasıldır? Taban, bu ikilinin dayatarak hükumet politikasına dönüştürdüğü yaklaşımı 7 Haziranda cezalandırmıştır.(Onlara da 3. Göz/üst akıl tarafından dayatıldı mı bilmiyoruz) Hükumet, operasyonlarla bu hatasından dönmeye çalışır gibi yapıyor ama samimiyetle hatasından dönmeye niyeti yok. Zira başarırsa kendi cicisini ötekinin cicisinin önüne geçirecektir. Yani PKK`yı Lideriyle bütünleştirecek liderliğe soyunan Demirtaş`ın önünü kesecektir. Kısaca sopayı APO`nun eline verip Demirtaş`a kovalatacaktır!?.

Bu deli saçması fikirleri maalesef hükümet politikasına dönüştürenlerle muhatap olup neyi konuşacaksınız. Biz bunlarla masada oturup APO Demirtaş`tan daha iyidir desek de Demirtaş APO dan daha iyidir desek de haşa huzurdan yalan söylemiş olacağız. Samimi fikrimizi söylesek “bunlardan her biri diğerinden daha zararlıdır” dersek de kafalarını karıştıracak ezberlerini bozacak oyunbozanlık etmiş olacağız.

Büyük şeytanla işbirliğine girip küçük şeytanı mağlup edeceğini düşünenler bu güne kadar hep yanıldılar, bundan sonra da yanılacaklar. İşin kötü tarafı hiç kimse Büyük şeytanın bu tuzağına düşmekten korunamıyor. Tuzak çok açık: “Küçük şeytanı hasmının üzerine salacaksın ve onun şerrinden korunması için kendini ona yegâne sığınak gibi göstereceksin. Hasmın kendi iradesi ile kendini kollarına bırakacak”

Şu ibretlik algıya bakar mısınız? ABD büyük şeytan mı? Diyorum. Evet diyor. Peki, şeytanla dostluk olur mu, ittifak olur mu? Diyorum, hayır diyor. Rabbimiz bize “o sizin apaçık düşmanınızdır” demiyor mu? Diyorum Evet diyor. Eeee diyorum, bu yaptıklarınız neyin nesi? Cevap: “Usta onu tuzağa düşürüp nakavt edecek” diyor. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben söyleyecek söz bulamıyorum, sadece üzülüyor ve tebessüm ediyorum. 

Hâsılı, istemesen de seni muhatap alan şeytan taraftarlarından gözünü ayırmamaya bak. “Allah`ın (CC) tarafı” olmana halel getirmemeyi gözet. Ta ki basiret sahipleri Allah`a sığınanların şeytana nasıl galip geldiklerini görsünler. Şerrinden büyük şeytana sığınılan küçük şeytanın nasıl rezil edildiği, şehirleri köyleri boşalttığı günleri kimse hatırlamasa da ilgilileri unutmamıştır.