Bilindiği üzere Ramazanın son cuması Merhum İmam Humeyni tarafından “Dünya Kudüs Günü” olarak ilan edilmiştir.

Kudüs, sıradan bir mekân değildir. Rabbimizin “etrafını mübarek kıldığını” bildirdiği bir coğrafyadan bahsediyoruz.  Müslümanların Asya`da,  Avrupa`da hatta Afrika`da fethedip sonra da kâfirlerin eline bırakmak zorunda kaldıkları çok sayıda şehirler bölgeler olmuştur.  Ancak hiçbiri Müslümanları Kudüs`ün işgali kadar hüzne boğmamıştır. Selahaddin-i Kürdi`nin (Eyyubi) Kudüs yeniden fethedilinceye kadar gülmeyi kendine haram kıldığını bilmeyenimiz yoktur.  

Bu günün ilanı emperyalizmin kirli planlarının deşifresidir. Zira emperyalist dünya, işgalci rejimi oraya adeta Ortadoğu coğrafyasının kanını iliklerine kadar emmek üzere bir emme basma tulumbası gibi tesis etmiştir. İşgal rejiminin varlık nedeni; kukla, gerici, zorba kraliyet ailelerini koruma ve kollamaktır.  Petro dolarlar silah alımları adı altında sömürgeci kâfirler tarafından emilmekte, işgalci rejime karakol görevinin ifası ve varlığını idamesi için en azından bir kısmı basılmaktadır. Kukla krallar saltanatlarının devamı için bu sömürü çarkının devamında sakınca görmemekte bu nedenle de İşgalci rejime payanda olmaktadırlar. Kudüs`ün kurtarılması demek hem işgalci rejimin hem de kuklaların yıkılışı dolayısıyla sömürü çarkının çöküşü anlamında olup Müslümanlar için hayati derecede önemlidir. Bu yüzden çağ dışı rejimler uğursuz varlıklarını kendi halklarına karşı koruduğu için  öteden beri ABD ve İsrail  aleyhtarı hiç bir eyleme taraftar olmadıkları gibi buna kalkışan halk kitlelerini de Siyonist  İsrail`den daha sert bir şekilde bastırmaktadırlar. Haliyle “Dünya Kudüs Günü” etkinliklerine karşı çıkmaktadırlar (Bugün ülkesinde ekip biçtiğini sapıyla samaniyle yese kendisine 21 gün yetmeyen İngiltere bu çark sayesinde semirmektedir.)  

Kudüs dünyanın sancağıdır. Onu elinde bulunduran dünyaya yön verir, şekil verir.

Bu manada bir hâkimiyet alametidir. İslam dünyasının aydınlık günleri Kudüs`ün işgali ile yerini karanlık günlere bırakmıştır. 

 

“Dünya Kudüs Günü” Tevhit bilincinin İbrahim`i bilincin uyandırılması günüdür.

Onun için bu gün dünya müşrik ve müstekbirlerinin korkulu rüya gördükleri gündür. Bu günün kutlanması bir bakıma Hz. İbrahim aleyhisselamın doğumunun müjdesidir. İbrahim aleyhisselamın doğacağı ve büyüyeceği kaçınılmazdır. İmam`ın işgal altındakileri İntifadaya davet etmesi “direnin ya kazanırsınız, ya kazanırsınız, zira kaybedecek bir şeyiniz yoktur” sözleri direniş hareketlerinin fitilini ateşlemiştir. Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah`ın İsrail karşısındaki başarıları ilhamını bu felsefeden almıştır. ABD, bu uyanıştan önce tek bir askerinin burnunu kanatmadan bölgeyi sömürürken Irak ve Afganistan, ABD ordusu için cehenneme dönmüştür. Bu uyanış, ayıyı ininden çıkarmıştır. İnşallah ABD ordusu bölgede döktüğü kanlarda boğularak helak olacaktır.

 

“Dünya Kudüs Günü” Mezhep fitnesinin Hz. İbrahim alehisselamın baltası ile putları parçaladığı gibi parçalandığı bir gündür. Zira Filistin halkı Sünni olup İmam Rahmetullahi aleyh Şii`dir. İran halkı Farisi olup Filistinliler Arap`tır. İmam Rahmetullahi aleyh bu günün ilanı ile kâfirlerin elindeki ırk ve mezhep silahlarını kullanılamaz hale getirmiştir. Artık bu ucuz silahlar eskisi kadar etkili olamamaktadır. ABD, çaresizlik içerisinde bu fitneyi uyandırmak için yılda 30 milyar dolar bütçe ayırmak zorunda kalmıştır.

 

Dünya Kudüs Günü sadece Kudüs`ün kurtuluşunu değil insanlık için en büyük tehdit olan Siyonizm`den kurtuluşun habercisidir. Bir yönüyle mesele sadece İslam ya da Arap meselesi değil insanlık meselesidir. Dünyadaki tüm kötülüklerin anası Siyonizm`dir.  

Dünya Kudüs Günü aslında bir insan hakları gündür. Zira Filistin; acımasız, süresiz insan hakları ihlallerinin coğrafyasıdır. İnsan hakları havarilerinin imtihan yeridir. Dünyanın herhangi bir yerinde en ufak bir çevre kirliliği karşında “çevre hakkı ihlali” gerekçesi ile ayağa kalkanlar, en temel insan hakkı olan “hayat hakkının” hunharca ortadan kaldırılmasına sessiz kalmaktadırlar. İmam Rahmetullahi aleyh bu günü ilan etmekle gerçek özgürlükçülüğün insan hakları savunuculuğunun adeta mektebini açmıştır. Kudüs`ün özürlüğünü savunmadan ne özgürlük ne insan hakları savunuculuğu yapılamaz.

 

Ümmetin hasseten mazlum ve mahrumları için Rabbimizin yeni imamlar göndermesi duası ile Ramazan bayramınızı tebrik ederim.