İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener üniversitelerin 4 aylık öğretiminin on-lıne devam etmesine ve yurtlara depremzede kardeşlerimizin yerleştirilmesine şiddetle karşı çıktı.Açıklaması ise bir hayli beyin yakacak türden. Yurtlarda tek odada aile mahremiyetinin olamayacağı ve bu sebeple depremzedelerin yurtlara yerleştirilmesinin yanlış bir uygulama olduğunu söylüyor. Anlaşılan o ki Meral Hanım halen deprem moduna girememiş. Sokakta veya çadırda aile mahremiyeti var galiba. Olağanüstü bir hal ile ve aşırı derecede yıkıma neden olan 2 büyük deprem sonrası insanlar sokaklarda ve ancak şanslıları çadır bulabilmiş. Ne mahremiyetinden bahsediyor? Zihin dünyasında neler var? Hayal edemiyorum. İnsanlar şu an en asgari şekilde hayatta kalmaya çalışıyor. Yurtlara yerleştirilen vatandaşlarımız en şanslı olanlar. Barınma problemi çözülmüş, ısınma derdi yok ve yemekleri düzenli çıkıyor. Bu uygulama insanların acil barınma problemini geçici bir süreliğine çözmek için alınmış bir karar. Allah, akıl versin.
Ahlaktan yoksun bazı insan müsveddeleri vefat eden on binleri görmezden gelip yıkılan yüz binlerce enkazı yok sayıp enkazın kaldırılmasını dahi beklemeden daha enkaz altında yaşayan insanlar çıkartılırken seçimi gündemine alabiliyorsa şeref yoksunudur ve en önemlisi kendi kişisel partisel çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmemektedirler.
Bu kaotik ortamda seçim ne zaman yapılacak seçim ertelenmesi bir darbedir açıklaması yapan Ahmet Davutoğlu; sen ne kadar da değiştin, hızına yetişemiyoruz. İnsanların ne çektiklerini anlayamayacak kadar kalbin katılaşmış olamaz. Çık artık o hırs kabusundan. Özüne dön Allah aşkına …
Seçimin bu ortamda yapılması değil konuşulması dahi hatadır büyük bir gaflettir.
Depreme dayanıklı, zemin araştırılması yapılarak, ovalara değil kayalıklara ve en fazla 4 katlı binalar inşa edilmelidir. Çevre düzenlemesinin olduğu park meselesinin göz ardı edilmediği sosyal alanlara yer ayrımının yapıldığı evler inşa edelim (sağlık ocakları ve Kur’an kurslarına özel yerler ayırmayı unutmayalım). Yalıtımın olduğu enerji tasarrufunun düşünüldüğü şehri bir merkezde toplayıp boğucu bir merkezdense yatay mimariyle şehir merkezlerimizi büyütelim.
Depremin olduğu şu zorlu günlerde kaotik ortam oluşturmak halkı galeyana getirmek ve gereksiz polemiklere zaman yoktur. Enerjimizi yaraları sarmaya harcayalım.
Yardımdan ziyade kaos, kargaşa ve yalan haberlerle halkı korkutmaya çalışan Babalacıların niyeti ortadadır. Acıyı dahi kendilerine ve hedeflerine meze yapan bu zihniyet acaba kaç öğün yemek dağıtmıştır deprem bölgesinde.
Depremin ilk gününden itibaren 1.500.000’i aşkın öğün yemek çıkararak halkımıza sıcak yemek ulaştırmaya çalışan sesleri az ama eylemleri, yardımları devasa olan UMUT KERVANI, İHO EBRAR, YETİMLER VAKFI VE AVRUPA YETİMELİ’ne faaliyetlerinden dolayı halkımız adına teşekkür ederim. Devlet yetkilileri ve bu denli devasa yardımlara şahit olan deprem bölgesi bürokratlarından ricamız bu sivil toplum örgütlerini kamu yararına çalışan sivil toplum örgütleri kapsamına alarak hayırlı faaliyetlerin artmasına vesile olalım.