1) Hekim meslektaşlarımızın insanlara sağlık hizmeti sunarken yaşamış olduğu manevi ve maddi problemler sağlık sistemimizin en önemli birinci sorunudur. Sorunlu, problemlerle tamamen dolu bir zihne sahip hekim şifa dağıtmaya vesile eller olamaz.
2) Hekimlerimiz sağlık hizmeti sunarken sözlü ve fiili şiddete maruz kalabiliyor. Her an bir olay çıkacak düşüncesi hekimleri bir hayli yıpratmış. Sağlıkta şiddetin önüne geçmek için kamu spotu uygulamaları, daha etkin hastane güvenlik sistemleri ve şiddet sonrası ciddi maddi ve manevi tazminat uygulamaları şiddet olaylarını minimalize edecektir. Acilen yasal düzenleme şart.
3) Hekimlerimizi kaybetmekten kurtaracak en önemli adımlardan biri de hekimlerin yaşam koşullarını düzene sokacak ekonomik düzenlemeler hızla yapılmalıdır. Aksi taktirde kaybeden alt ve orta gelirli vatandaşlarımız olacaktır. Devlet kurumlarında alınamayan sağlık hizmetinin yerini özel sektör sağlık kurumları alacaktır.(almıştır bile ). Bu durumda sağlık hizmetine ulaşmak zor ve pahalı olacaktır.
Yeni işe başlayan hakim ile hekimin maaşları karşılaştırılırsa anlatmak istediğimiz hemencecik anlaşılacaktır.
4) Hekimlerimizin insanlık dışı çalışma şartları düzenlenmelidir. İl sağlık müdürlükleri ve başhekimler ülkemizin % 90‘ında hekimlere mobing uygulayarak anayasal suç işlemektedirler. Bu duruma maruz kalan hekim mestektaşlarımız istifa edip kamu kurumundan ayrılmaktadır. Fatura yine doktor bulamayan vatandaşlarımıza çıkmaktadır. Bu sorunun çözümü yıllardır hasta yüzü görmemiş il sağlık müdürleri ve başhekimlerinin topluca değiştirilip yeni kadrolarla sağlık bakanlığına nefes olmaktır. Mevcut yöneticilerin yöneticilikten alınıp aktif hasta bakmaya başlaması da sorunların çözümüne katkı sağlayacağından kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın. Hasta bakmayan yönetici sahadan ve sorunlarından haberdar değildir.
5) Hekimlerimizin hastaya dokunmaktan korkar hale getiren yanlış malprraktis uygulamaları acilen kaldırılmalıdır. Hekimlerde hakimler gibi devlet güvencesinde olmalıdır. Avukatlar tarafından tamamen hekimleri sömürme aracına dönüşen akıldışı malpraktis uygulamaları kaldırılıp yerine muhatabın devlet olduğu haksız olarak açılan davada davacı hasta tarafının istenen tazminat ücretinin % 25 ‘ini hekime %25’ini devlete ödenmesini sağlayacak yasal düzenleme getirilirse gereksiz malpraktis davaları adalet sistemimizi yormayacak ve aynı zamanda hekimlerimiz psikolojik stresten kurtulmuş olacaklardır.
6) Hekimlerimiz hastanelerde sadece hekimlik yapmalıdırlar.Yardımcı sağlık elemanının yetersiz olduğu yerde hekimlerimiz bir bakarsınız sekreter olmuş epikriz yazar bir bakarsınız ilaç istemi yapar bir bakarsınız hasta götürür sedyede. YAZIKTIR, GÜNAHTIR...
7) Hekimlerimizi tamamen insanların oyuncağı haline getiren sabim şikayet hattı derhal kaldırılmalıdır. Aksi taktirde ilerleyen süreçlerde şikayet edilecek hekim bulunmayacaktır.
8) Hekimler arası gelir dağılımında riskli gruplar göz önünde bulundurulmalı ve maddi olarak desteklenmelidir. 2021 TUS bahar dönemi yerleşenler listesinde en başarılı hekimlerin tercih ettiği bölümler sırasıyla dermatoloji, plastik, rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi ve Radyoloji yer almaktadır. Genel Cerrahide 116 , Beyin Cerrahisinde 48, Çocuk Cerrahisinde 36, Göğüs Cerrahisinde 46 ve Kadın Doğumda 116 kontenjen boş kalmış hiçbir hekim tercih etmemiş ve yerleşmemiştir. Korkutucu vahim bir tablo.
Çözüm olarak hekimler arasında cerrahi branşlar cerrahi branşlar arasında da Kalp Damar Cerrahisi, Beyin Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi ve Genel Cerrahi gibi riskli branşlar maddi olarak desteklenmelidir. Aksi halde sorunun yol açtığı problemleri her birimiz ameliyat olmamız gerektiğinde yaşayacağız.
9) Hekimlerimizin istifası ile yerleri yabancı uyruklu hekimlerle doldurulması beraberinde derin problemler doğuracaktır. 2021 TUS sonbahar dönemi uzmanlık yerleşenlerin listesinde yerli hekimlerimiz 4872 iken yabancı uyruklu 264 olmuş olup artık kamuda çalışan hekimlerin %5 ‘ini yabancı uyruklunun aldığı tıp eğitimi ülkemizdeki tıp fakültelerinin yanından dahi geçemeyecek doktorlar ile dolmuş durumda.