Eğer dünyada 2021 yılının en büyük ırkçısı seçilirse, bu kişi Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’dan başkası olmayacaktır! Daha ırkçısını bilen varsa, göstersinler.


Avrupa’da bir kişi Özcan’ın söylediklerinin %1’ini söylesin, hangi partiden olursa olsun, derhal görevinden istifa ettirilir. Bu demek değildir ki, Avrupa ülkelerinde ırkçılık yok ve ırkçı partiler yok. Hepsinden var, ama dediğimiz gibi, Özcan gibi ırkçıları koruyup kollayacak kadar alçalmış değiller.


Ama Türkiye’de bir CHP’li belediye başkanı seçildiğinden beridir ırkçı söylem ve eylemleriyle gündemi işgal ettiği ve mevcut kanunların da “insanlık suçu” olarak tanımladığı eylemleri gerçekleştirdiği halde koltuğunu koruyabiliyor. Irkçılığıyla övünen bu kişiyi CHP’nin sahiplenmesi anlaşılabilir, ama devletin savcılarının da hala sessiz kalmaları hem düşündürücü ve hem de korkutucudur.


Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla bugüne dek CHP’den sadece Sayın Mehmet Bekaroğlu Özcan’ın bu ırkçı tavrına tepki gösterdi. Ki onun da milletvekili olmanın dışında ne kadar CHP’li olduğu ayrı bir sorudur. Dolayısıyla CHP, Özcan’ın hem ırkçı sözlerinin ve hem de ırkçı icraatlarının arkasındadır.


CHP’yi tanımayanlar ve CHP’nin tarihini bilmeyenler, CHP’nin sonradan böylesi ırkçı bir çizgiye geldiğini düşünebilirler. Oysa CHP’nin ırkçılığı neredeyse kendisiyle yaşıttır. Daha 1925’lerde başlayan Kürtçe yasağının, “Vatandaş, Türkçe konuş!” dayatmalarının ve kısaca Kürtleri inkâr, imha ve asimilasyon politikalarının da mimarı CHP’den başkası değildir! İnsanları dini ve etnik aidiyetleri üzerinden ötekileştirip onları “mürteci” ve “bölücü” diye tanımlayan da CHP’dir, Zilan, Dersim ve daha nice katliamların faili ve darağaçlarında sallandırılan nice masum insanın katili de CHP’dir!

CHP’nin ırkçılığı yeni olmadığı gibi, CHP’nin içindeki Özcan’lar da az değildir. Kendilerini birer Atatürk gibi gören CHP’liler aynı zamanda birer Tanju Özcan’dır! Dolayısıyla CHP denildiğinde anlamamız gereken şudur: CHP’nin ırkçılığı yeni değil, bünyesindeki altıok kadar eski ve onlar kadar kurumsaldır.


Günümüz ve geleceğimiz adına bundan da daha tehlikeli olanı ise, bu ırkçı zihniyetin gerilemek şöyle dursun, meşruiyet alanını diğer partileri de içine alacak kadar genişletiyor olmasıdır. Bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına iki kaldı, ama hala belirleyici olan CHP’nin temelini attığı rejimdir ve rejimin toplumu dini ve etnik aidiyetleri üzerinden ötekileştiren bu ırkçı bakış açısıdır.

Cumhur da tıpkı Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi, hala iradesini idaresine yansıtamamanın çaresizliği, acizliği ve zilleti içindedir. Bunun en bariz ve bariz olduğu kadar onur kırıcı örneği ise, hak ve adalet söylemleri nedeniyle seçilenlerin de hakta ve adalette diretmek yerine, giderek adaletten uzaklaşmaları ve CHP’lilerden kat be kat büyük kalabalıklarla Anıtkabir’e doluşmalarıdır. Devlet erkânının zaman zaman kanunların kendilerine verdiği görev gereği Anıtkabir’i ziyaret etmeleri ve bazılarının tazimde bulunmaları, içeriğini tasvip edelim veya etmeyelim, anlaşılabilir bir durumdur.

Ama rejimin kendilerini hala “mürteci” ve “bölücü” diye tanımladığı kişilerin ve özellikle namaz kılanların, yani “iyyake nabudu ve iyyake nestein” diyenlerin dahi Anıtkabir’e kitleler halindeki bu yönelişleri şüphesiz ki, CHP rejiminin bir başarısıdır.


Türkiye’de ırkçılık bu hız ve güçle yayılırsa, 2023 de adaletin değil, CHP’nin temelini attığı ırkçılığın yılı ve yüz yılı olacaktır. Nitekim şimdiki gidişat da o yöndedir. Çünkü iktidarda başka partiler olsa bile, rejim CHP patentlidir.


Sakın yanlış anlaşılmasın, ırkçılık, bizim CHP’ye yönelttiğimiz bir itham değil, aksine onun icraatlarından çıkardığımız bir sonuçtur. Örneğin, devletin en yetkili ağızlarının bile “katliam” dediği 1937’deki Dersim Olayı için CHP’nin hala “isyan” demesi ırkçılıktır. Mimarı olduğu ve devletin gücü ile hayata geçirdiği inkâr, imha ve asimilasyon politikalarını CHP olarak hala savunması ırkçılıktır. Irkçı Tanju Özcan’ı sahiplenmesi ırkçılıktır. Bütün bunlar da gösteriyor ki, ırkçılık CHP’nin kurumsal kimliğidir. CHP’nin bu durumu ister istemez akla, Atatürkçülüğün de ırkçı bir ideoloji olup olmadığı sorusunu getiriyor.


Yazımızı da soru ile noktalayalım: Atatürkçülük mü haddizatında ırkçı bir ideolojidir yoksa CHP mi Atatürkçülükten ırkçılığa sapmıştır?