Suriye`de savaşın inisiyatifi Beşar Esed`in eline geçti. Esed yönetimi, dilediği bölgeye saldırıyor, dilediği bölgeye saldırıyı erteliyor, dilediği muhalefet grubunun önünü açıyor, dilediği gruba diğer bir grubun eliyle ağır darbeler vuruyor.
Şu anda Esed için en avantajlı yapı, IŞİD olarak bilinen Şam Irak İslam Devleti grubu olarak görünüyor. Selefilik maskesi altında modern Harici bir grup olan IŞİD, tarih boyunca İslam dünyasında varlık gösteren bütün Harici yapılar gibi yıkıyor, yakıyor, inşa etmiyor. Bu tür grupların varlık süresi kısa, tahrip etme güçleri yüksektir.
Esed yönetimi, İslam dünyasının pek çok noktasında İslamî hareketlerin bastırılmasında kullanılan diğer Harici yapılar gibi IŞİD`in de tahrip edici gücünden ustalıkla yararlanıyor. IŞİD`le doğrudan uğraşmıyor, IŞİD`i muhalefetle yüz yüze getirip imha etmek istediği yapıları onunla bastırıyor.
Esed yönetimiyle PKK uzantısı PYD arasında da bilinen bir ilişki var. PYD`nin hakim olduğu Kamışlı gibi yerleşimlerde yönetim hâlâ bir yönüyle Suriye rejiminin elinde. PYD ile Suriye rejimi ve askerleri arasında sadece bir çatışmazlık yok, aynı zamanda ciddi bir işbirliği var.
PYD, muhalefetin diğer kesimleri ile ağır çatışmalara girerken faaliyetlerini İslam`a karşı propaganda aracı olarak kullandığı IŞİD için sadece laf üretiyor; IŞİD`le savaşmıyor; IŞİD`in saldırdığı yerlerden geri çekiliyor.
Son oyun Telmaruf`ta oynandı. IŞİD, PYD`ye ait bir noktaya intihar saldırısı düzenleyince PYD hiç direnmeden Telmaruf`tan çekildi. IŞİD, Telmaruf`a girdi. “Şâhi Hazne Camisi`ne saldırdı. Cami ve iki minareyi yerle bir etti. Camide bulunan Kur`an-ı Kerimler etrafa saçıldı. Daha sonra caminin yakınında bulunan Şeyh Haznevi Hazretleri`nin türbesine gitti, burayı da bombaladı, yerle bir etti. Aynı köyde bulunan kadınlara ait bir cami de bombalandı. Şeyh Ahmet el-Haznevi`nin torunlarına ait dört ev yağmalandı, ardından bombalandı. Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu yaklaşık 30 kişiyi de kaçırdı.”
Haznevi Dergahı, siyasi olarak yetersiz kalmış olabilir. Ancak sosyal alanda İslam`a büyük hizmetler etti. Türkiye`de medreselerin kapalı olduğu bir süreçte nice alim yetiştirdi. Gaddar bey ve ağaların yıllar süren tahakkümü altında İslam`dan uzaklaşmış pek çok yöre Şeyh Ahmed-i Haznevi sayesinde dindarlaştı.
Ahmed-i Haznevi, irşad faaliyetleri ile halkı modern musibetten korurken, havaya uçurulan medresesinde yetiştirdiği alimlerle Türkiye`de Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile oluşan ilim boşluğunu doldurdu, yüzlerce alim yetiştirdi. Coğrafyamızdaki alimlerin çok önemli bir kesimi o yıllarda teberrük için bile olsa o medresede bir süre ders aldı. Özellikle Alaaddin-i Haznevi Hazretlerinden...
İslam şeriatına olan sevgisini, bağlılığını, onun için yapmak istediği fedakarlığı Ravza-i Mutahhara`da yazdığı “Ya Resulallah Meded” kasidesinde dile getiren Alaaddin-i Haznevi, derya-ı ilim olarak bilinir, kimi günler namaz anları dışında sabahtan akşama kadar ayakta teberrük dersleri verir, ilim talebeleri ile ilim arasında bağı güçlendirirdi. Aynı zaman bir İhvan-ı Müslimin dostu olan Alaaddin-i Haznevi, genç yaşta Şam`da bir hastanede vefat etti ve bir iddiaya göre Esed rejimi tarafından haince zehirlendi, şehid edildi.
Ahmed-i Haznevi dergahı, bugün de özellikle siyasi İslamî hareketlerin etkili olmadığı toplum kesimlerinin dindarlaşmasında önemli bir paya sahip. Başta Mardin şehir merkezi ve çevredeki Arap yerleşim alanlarının dindarlaşmasında bu dergahın rolü hâlâ çok büyük...
Şahi Hazne Camisi, medresesi ve türbesi... Kimbilir Baas rejimi burayı imha etmek için kaç kez plan kurdu? Kim bilir Suriye Kürtleri arasında etkin sosyalist örgütler burayı yerle bir etmek için kaç kez eylem hazırladı? Ama her seferinde halkın tepkisinden korkup geri adım attı.
Onların yapamadığını IŞİD yaptı. Kim bilir, o gün Esed ne kadar sevindi? PYD liderleri bu haberi alınca ne kadar güldü? Avrupa`da sembolik ateşperest tapınağı kurup orada Zerdüşt ibadeti müsamereleri yapacak kadar düşmüş sol görüşlü sefihler o günün şerefine ateşin etrafında kim bilir kaç küp şarap tüketti? Telmaruf`u şirk için bombalamak budur aslında.
IŞİD ve benzeri grupların faaliyetleri Cumhuriyetin ilk yıllarında İslamî kurumların yasaklanmasında Selefilerin Ankara`daki faaliyetlerine benziyor. İslamî kurumlar kapatılırken Selefilerin “Buralar İslamî kurum değildir, şirk merkezidir” türü fetvaları araç edinildi. Hilafetin bile kaldırılmasında Selefi bir fetva uyduruldu.
İhtilaf ateşini körükleyenler, daima küfrü sevindirirler. Tevhid adına bile olsa vahdeti bozanlar sadece küfrün sevincine hizmet ederler.