Yahudilerin ön cephesinde tarihsel Yahudi tecrübe ve bilgeliğinin Müslümanlarla, tecrübesinden uzak Facebook sahibi gibi zibidiler var.

Tarihî Yahudi tecrübe ve bilgeliği, Müslümanların başkalarına benzemediğinin farkındaydı. Bunun için, bir katliam yapsa ardından uzlaşmaya çalışır, aldatarak, zayıf kesimleri etkileyerek elde ettiğinin keyfini çıkarmaya çalışırdı. Mevcut yapı ise Müslümanla sonuna kadar savaşarak onu yenebileceğini sanmaktadır.

Önceki kuşak, Müslümanın düşman hücumuna uğradığında kavgalı olduğu amcasının oğlu ile bir olup düşmanın karşısına dikildiğini, dolayısıyla Müslümanlara karşı savaşın onları birleştirdiğini bilirdi. Yeni kuşak, buna ihtimal vermediği için umutlanıp cesaretlenmektedir.  

Yeni kuşak siyonist çeteleri umut ve cesarete götüren ise onların gözünü diktiği Arabistan Yarımadası’nın durumudur.

Savaşlar, genellikle birlik ve ayrılık çatışması üzere yürür. Savaşanlar, karşıt birliklerdir: Birlik olan, ayrılığa düşeni yener.

İslâmî hareketlerin Hicrî 13/Miladi 20. yüzyılda geliştirdikleri ihyayı saptırıp ihtilafa dönüştürmek, henüz 1960’lı yıllarda başlayan bir proje.

O proje ile, İslâmî hareketlerin kurtuluş yolunda geliştirdiği birlik için mezhebini öne çıkarmama akımı, İslam dünyasının ana yapısını mezhepsizleştirip köklerinden koparmaya evirildi. Aynı evrede, İslam dünyasının büyük mezhepsel azınlığını mezhepçileştirerek ana yapıdan uzaklaştırma projeleri de devreye kondu.

Irak-İran Savaşı ve hemen ardından Körfez Savaşı ile bölge, yeni bir istikrarsızlık safhasına sürüklendi ve İslam dünyasının ana yapısında gençlik, mezhepsizlik belirsizliğinde uçlara kolayca sevk edildi.

Uçlara sevk olan gençler, emperyalizmin kendisi ile savaşacakken üçüncü aşamada, İslam dünyasının büyük mezhepsel azınlığın, mezhepçileşmesini pekiştirme eylemlerine yönlendirildi.

Söz konusu mezhepsel azınlığın İslâmî hareket içinde yer alıp geçmişte mezhebini öne çıkarmama talebine karşılık veren simaları da kendi demografileriyle buluşmak için mezhep vurgusunu yeni bir imkân olarak gördüler ve geçmişte hiç olmadığı kadar düşüncelerini mezhepsel terimlerle ifade ettiler. O yönde örgütlenmeye gittiler.  

Bu ikili yapı; 13/20. yüzyılda oluşan Ümmetin birliği akımını tahrip etti. Siyonizmin hedefindeki Arabistan Yarımadası’na yayılan bu tahribat, siyonist çeteleri cüretlendirdi. Siyonisti yenmek için bu cüretin kırılması elzemdir.

Siyonizmi sürdüren, başarı umududur. Başarı umudunun kırılması, siyonizmin bölünmesine yol açar. Bu ayrılığın bitirilmesi, siyonizmin umudunu kırar.

Bu bağlamda İslam dünyasının ana yapısının kadim temayülü, azınlıkların tutumları ne olursa olsun, küffarla mücadelede onları Ümmetin bizzat kendisinden kabul etmek, onların küffar karşısında yaşadıklarını Ümmetin yaşadıkları olarak görmektir. Bu muazzam yapı, kişilerin sadece ne olduklarına değil ne olarak algılandıklarına da değer verir ve ona göre tutum belirler.

Bugün siyonizme karşı savaş, İslam aleminin Kudüs’ten sonra merkez kıtasının tamamının istila edilmesi muhtemel bir aşamadadır. Mesele, ırk, mezhep, meşrep meselesi değil, İslam dünyasının varlık meselesidir.  

Böyle bir evrede mezhepsel farklılıkları ve onlar arasında yaşanmış/yaşatılmış, yakın-uzak çatışmaları gündeme getirmek, siyonizmin emellerine hizmet eder.  

Bununla birlikte İslam alemini siyonizm belasından kurtarmaya yönelik cihadı, mezhep propagandası için kullanmak da siyonizmin emellerine hizmet eder.  

Batı, İslam aleminin istilasını tamamlamakta aciz kaldı. Bunun için Yahudilik, kendisini ifşa edip bizzat devreye girdi. Yahudiliğin silahlı gücü siyonizm çeteleri, onun son kurşunlarıdır. Bu son kurşunları işlevsizleştirmek, sadece Müslümanlar arasında birliğe hizmet etmekle mümkündür. Müslümanın birliği ise siyonizmin umutsuzluğu ve ayrılığı demektir.

Düşman kapıda iken evin içinde kardeşinizle, Kürtlerin ifadesiyle pismamla (amcanızın oğlu, akrabanızla), nasıl ifade ederseniz edin, yakınınızdakilerle kavga edemezseniz, kavga ederseniz birlikte ya öldürülür ya da esir edilirsiniz.