“Alafranga tip”i ahlakı bozulmuş, Batı’ya özenmiş, basit zekâlı gençler olarak düşünmek, galiba Sultan Abdülhamid ve çevresinin en büyük yanılgılarından biridir.  

Sadece Sultan ve çevresi değil, ona muhalif olan İslâmî şahsiyetler de Batı’ya uzanan bu bohem tipin gelip geçici bir ahlak bozukluğu eseri olduğunu sanmış olmalılar. Çünkü her iki kesim de bu tipi yeteri kadar ciddiye almadı.

Bizzat Abdülhamid’in açtığı okullarda yetişen o gençler, Abdülhamid’i deviren ortamı hazırladılar. O “züppe tipler”in oğul ve torunları Sultanı tahtından edip Osmanlıyı dağıtıp yıktılar.  

Sultan Abdülhamid, yeterli kadrolara sahip değilken hızlı bir okullaşmaya gitti. Seferberlik anlayışı içinde teknik bilgisi yeterli görülen her kim varsa o okullara hoca olarak tayin edildi.  

Oysa teknik bilgisi yeterli diye tayin edilenlerin çoğu, azınlıklar ve yabancılarla iç dışlı, Mason localarına kayıtlı kişilerdi.

Sultan, onları ülkenin kalkınması için seferber ederken; onlar, Sultanı devirmek için seferber oldular ve el birliği ile gençliği etkileyip bohemleştirdiler.

Sultanın okullarından önce Alafranga züppelik istisna iken onun devrindeki okullaşma ile birlikte hem yayıldı hem normalleşti hem örgütlendi.

İnsan niteliksiz de olsa birlikte hareket ettiğinde nitelikli de olsa birey yığınları hâlinde hareket edenlere galip gelir.

Sultanın düşmanları bu bilinçte idiler. Ona taraf olanlar ve daha iyi bir yönetim beklentisi içinde oldukları için ona muhalefet eden İslâmî simalar ise bu gerçeği ciddiye almadılar.

Sultanın düşmanları da onların bu züppe tipi ciddiye almaması için kalem çaldılar. Galiba bugünden bakıldığında züppe tipinin ciddiye alınmasını engelleyen edebiyat çevreleri, bizzat Sultanı deviren örgütlenmenin bir parçası idiler. Eserlerinde öyle bir hava oluşturdular ki züppe tipini gören sadece alaya aldı. Züppe tipin bir politik güç olduğunu düşünmedi.

Oysa züppelik yeni bir toplum zemini için ortam oluşturdu. O ortam, Sultanı yerinden edip Osmanlıyı yıkmak isteyen yapılara kadro bulma imkânı verdi.

Yüzyıl sonra yeniden bir Alafranga züppe tiple karşı karşıyayız. Anlamsız bir seferberlik telaşıyla gerçekleştirilen okullaşmayla ülkenin her noktasına ulaşan bir züppe tipi.

Kadim Alafranga züppe tipi, Batılı sanatkârlara özeniyordu. Bu yeni züppe tipi Boğaziçi’nin mirasyedi tiyatrocu, sinemacı, ressamı, müzisyenine özenir. Görünüm, söz ve davranışları tepeden tırnağa özenti ürünü.

Ne kendisini yıkmanın yol açacağı faciadan sorumlu biliyor ne yıktığının yerine neyi inşa edeceğine dair bir görüşe sahip.

Zaman zaman elinde tuğla kitaplarla dolaşıyor. Popülerlik adına ne varsa hepsinden haberdar olduğunu özellikle hissettiriyor. Popüleri benimseyip yayarken, değer karşıtı üretilen ne varsa ona ulaşanın ilk kendisi olması için ayrıca bir çaba tüketiyor. Öyle ki deprem gibi hassas bir konuda dahi popülerleştirilenden yana olmayı, asıl hizmeti yapandan yana olmaya tercih ediyor.

İşte kendisini yıkımın kutsal eri gibi gören bu tip, sosyal medya imkânları kullanılarak politik bir güç hâline dönüştürüldü.

Bu tip, ait olduğu ailevi yapı, aldığı eğitim, bulunduğu görev ne olursa olsun yıkıp değiştirmenin elzem olduğuna inanmakla kalmıyor. Sosyal medya imkânları ve kamusal ortamlarda görüş beyanıyla bizzat yıkımın içinde yer alıyor. Eleştirerek gözden düşürmeyi kutsal vazife, hakaret etmeyi yiğitlik biliyor ve bütün hırsıyla o yönde hesapsızca kürek sallıyor.

Hakikatte ise Tanzimat edebiyatı romanlarının Alafranga züppe tipinin fikri derinliğine bile uzak. Bir idrak insanı değil, bir taklit insanı... Özendiği popüler tiplerin ardından sürüklenen bir tip.  

Vakanın sorunlu noktası da burası: Zira onun taklit ettikleri kendisi gibi şuursuz ve hesapsız değil. Onlar, politik bir çıkar doğrultusunda hareket ediyorlar, züppe tipleri yönlendirme becerilerinden dolayı da içeride ve dışarıda maddi çıkar sağlıyorlar. Kalemlerini, sanat becerilerini satarak para ve konum elde ediyorlar. Politik tutumlarında başarıya ulaşmaları durumunda iktidardan pay sahibi olacaklar. Vicdanlı olmayı ahmaklık görüyorlar. Dolayısıyla yaptıkları iş hiç de kutsal değil.

Onlara kanan yeni model Alafranga züppe tip, tek oyun dahi seçimlerin sonucunu değiştirdiği sistemde bir değişime yol açacak mı? Sultan Abdülhamid’in yaşadıkları tekrarlanır mı? Şimdilik meçhul.