İnsan, temiz bir fıtrat üzere doğar lâkin zamanla şeytan tarafından saptırılır, kirlenir ve bu kirlenme maalesef, insanı şeytanın vazifesini üstlenecek bir boyuta taşıyabilir.
İnsan, kirde o boyuta ulaştığında artık şeytanın dostları için ümit olur. Şeytanın dostları, onun etrafında toplanır ve onlar, hep birlikte şeytani icraatlarda bulunurlar. Daima kötünün yanında yer alır, iyiye hep düşmanlık yaparlar. Kötülük yapabildikleri kadar güçlenir ve iyilere düşmanlık yaptıkları kadar etraflarındaki kalabalıkları çoğaltırlar.
Bu doğrultuda en esasta iki tarz-ı siyaset vardır: Fıtrat üzere, tertemiz siyaset ve fıtratı kirletmeye dönük şeytani siyaset.
Siyaset en özde bu iki kesimin taraftarları arasında icra edilir.
Fıtrat üzere siyasetin yol rehberi vahiydir; Kur’an-ı Kerim ve Sünnettir.
Fıtrat üzere siyasetin örnek aldığı insanlar; nebiler, sıddıklar, şehidler ve salihlerdir.
Fıtrat üzere siyaset, o tertemiz insanların davasından ibarettir. Onların ise amacı;
Hakkı tebliğ etmek,
Hakkı dosdoğru yaşamak,
Gerektiğinde hak için can vermek ve Rabbinin huzuruna salihlerden biri olarak çıkmaktır.
Bu, bir iyilik davasıdır, iyilik mücadelesidir, iyilikten yanadır, hak mücadelesidir, haktan yandır, mazlumdan yanadır, hukuksuzluğa, zulme ve zalime karşıdır.
Fıtrat üzere siyaset, insanlığın en pâk hâlinin siyasetidir; iyilikleri icra eder, iyileri etrafında toplar, zalimlere lanet okur, zalimleri teşhir edip devirir, mazlumun ahını dindirir.
Ona karşı şeytanın dostlarının necis siyaseti; her tür melanetin, kötülüğün, kirlenmişliğin siyasetidir. Tarihteki günahlara, zulümlere sahip çıkar; bugünü günahlar ve zulümle kirletmek için koşturur.
Bu siyasetin kabuğu da özü de kökü de gövdesi de dalları da necistir. Şeytan, en çok neyle övünmüşse bu necis siyaset, onunla övünür, şeytan kimleri aldatmışsa onlara tabi olur, şeytan kimi sevdirmeye çalışmışsa onları sever ve şeytan en çok kimden nefret ediyorsa onlardan nefret eder, onlara karşı mücadele eder.
Şeytan, nebilerin, sıddıkların, Allah yolunda can veren şehidlerin ve salihlerin düşmanlarıdır. Şeytanın dostlarının siyaseti; nebilerin getirdiklerinin ve tebliği ettiklerine, sıddıkların yüce ahlakına, şühedanın mücadelesi ve fedakârlığına, salihlerin pâk yollarına karşıdır.
Onların siyasetine baktığınızda özünün pis, kılavuzlarının necis ve zalim; düşman olduklarının temiz ve mazlum olduklarını kolaylıkla görürsünüz.
Kötülük ve zulüm, onların yolu ve sermayesidir. Ne kadar kötü olup ve ne kadar zulümden yana olabilirlerse taraftarlarını o kadar çoğaltma umudundadırlar. Bunun için kötülüklerini sürekli duyurmaya ve sürekli tekrarlamaya çalışırlar.
Tarihin eski evreleri sahte tanrılar, bir evresi sahte peygamberler, bugünkü evresi ise sahte önderlerle doludur.
Şeytanın siyasi dostları ve sahte önderlerine lanet olsun… Cehennemde şeytan bile onlardan kaçacak ve sizden beriyim, diyecektir.
Nebilerin, sıddıkların, şehidlerin ve salihlerin yolu üzere sebat edenlere ise selam olsun…
Şeytan ve dostlarının kiri onlara buluşmaz, şeytan ve dostlarının onlara yönelik hakareti ise ancak şeytan ve dostlarının azaplarını artırır. Yerleri peşinden gittikleri ile beraber Haviye olsun inşallah!