İslam, tüm emir ve yasaklarına göre bir hayat yaşandığında felah getirir. Dünya ve ahirete bakan yönüyle iki boyutlu olan iktisadi felah gelir. Dünya hayatında felah her bir sistemin en önemli görevidir. Bu bağlamda ya insan ya da ilahi sistemle felahı elde edilmek istenmektedir. Her inanç sahibi inancında toplumun ahlaki yapısına zarar verip fesada götürmediği müddetçe serbesttir. Fakat bugün Müslüman halklar kendi dini hukuk ve iktisadi prensiplerine göre bir iktisadı talep edemiyorlar.
Kur’an-ı Kerimde toplumsal felahın iktisada bakan boyutuyla zekatın emriyle sağlamayı zikrederken, (Ali İmran/130.) ayette buyurduğu gibi, felaha engelin başında faizi gösterir.
Bugün İslam toplumlarında Müslümanların istemelerine rağmen, zekatı kanundan çıkarıp faizin kanunlaştırılması paradoksu yaşatılmaktadır.
Bu uygulama Yüce Allah’a savaş ilanı olup insan hakları açısından da tarifi mümkün değildir.
Beşeri sistemlerin kaynakları şunlardır:
1-Materyalizm
2-Sekülerizm
3-Rituelizm
4-Bencillik
İnkar toplumunda İslam iktisadının temel oluşturmak istediği felaha mani olan görüşler bunlardır. Yani bunlar dışsal mani sebeplerdir. Şimdi de doğrudan doğruya inkar pozisyonu dışında İslam iktisadının felahına mani olan bazı içsel etkenleri belirtelim.
1-Saptırılmış dindarlık
2-Batıl iktisadi kanunların yürürlükte olması sebebiyle İslam toplumunun kültürel bir revizyona uğratılması.
3-İktisadi bir teşkilatın kurulamaması.
4-Fakirliğin dinen savunulması
Beşeri sistemlerin azgınlaşmasının sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz.
- Maddi bolluk
- Maddi büyüme hırsı
- Yanlış tasarruf önlemleriyle temel ihtiyaçların sınırsızlık safsatasıyla topluma dayandırması
- Tüketimci bir ahlakı reklamlar aracıyla insan iştahını kabartan tüm olanakları seferber etmeleri.
Beşeri sistemlerin bir başkasını sömürmeyi kendine bir hak(!) görmeyi kültürel baskılarla uygulatmaya çalışması;
- İlahi inanca savaş açarak dinin aleyhinde bir isyan başlatmaları.
- Her türlü ahlak dışı hareketlere müsamahakar davranılması.
- Bireysel liberalizm üzerinden herkesin istediği her kötülüğü işlemede başıboş bırakılması.
- Ahlak dışı her melaneti işleme, kişisel özgürlüğe dayandırırken Müslümanların İslama göre bir yaşam talebini terör eylemi olarak değerlendirmeleri.
- Kamu politikaları yoluyla dine isyanı, toplumun felahı ile tarif ederek dünyamızı bu asırda yaşanmaz hale getirdiler.
Müslümanların toplumsal felahı yeniden inşa ve ihya etmek için şu noktaları devreye koymaları lazım:
- a) Sağlam, sahih ve bilinçli bir akideyi gençlerden başlayarak yaygınlaştırmak.
- b) Toplumsal felahı sağlamak için eğitimde bir temvil proğramı müfredatı uygulatmak.
- c) Kamu politikaları sahasına İslam iktisadının felahını taşımak için mücadele vermek.
- d) Manevi büyüme yollarını çoğaltarak verimli toplumsal iktisadın ruhunu ihya etmek.
İslami kalkınma sıtratejisinin başarıya ulaşması için Müslümanlar içinde siyasi ve iktisadi bir ruhun yeniden yeşertilmesi gerekir. Bu ruhu önce alemi İslam içselleştirmeli. İktisadi sahada bir temvil ahlakını içselleştirmeden felaha ulaşmak mümkün değildir. İslami hukuk sisteminin kendine has bir ruhi yapısı vardır. İslam iktisadı salt kanunla korunan kof bir yapı değildir. O, birey tarafından önce akidesine yerleştirilmiş bir inanç heyecanıyla yeşertilen ibadet boyutuna sahiptir.
Kısaca uyulduğunda sevap, ihmal edilmesinde azap karşılığı olan İslam iktisadının, Müslüman’ın nezdinde diğer ibadetlerden farklı olmadığı gibi, ibadetlerin en büyük testinin temville kulluk görevi ve şuuru yaygınlaştığında toplumsal felaha o zaman ulaşırız inşallah.