Bu yazımızda, “Ticaret” kelimesindeki her bir harfin taşıdığı mananın hikmeti üzerinden İslam iktisadını anlamaya çalışacağız.

                                                          “T/ت 

Bu harfi tevfik manası üzerinden ele almamız mümkündür. وما توفيق الا بالله Tevfik, yani ticari muvaffakiyet ancak yüce Allah ile mümkündür. Bir mümin için Muvaffakiyet, ancak Yüce Allah’a, O’nun kitabına ve Resulüne muvafık düşüp uymakladır. Yüce Allah’ın kitabına uygun olmayan bir gelir, inanan insan için bir muvaffakiyet değildir. O bir felakettir. Böyle bir bolluk yokluktan daha yıpratıcı olur. İslami açıdan tüm işte muvaffakiyet, Yüce Allah’ın kitabına, O’nun resulünün sünnetine ve bir evlat için de anne babanın onayı/duasıyla ancak mümkündür. Çünkü, bunlar rızkın ve kar marşının bereketinin anahtarlarıdır.  

                                                        C/ج

            Cesaret, ticarette cesaret çok önemli. Bir hadiste Resul-i Ekrem sav “rızkın onda dokuzu ticarettedir. Ticarette cesur olunuz” diye buyurmuştur. Çok vesveseli ve pelit insan bu manada herhangi bir iş yapamaz. Bu konuda pelit olmak ticaretin önünü tıkar. Ancak, bu konuda iki çeşit pelit vardır. Bu manada pelitliğin her iki çeşidi de zararlıdır. Biri, ticareti yapıp yapmamada çok tereddüt ve vesveseli olma halidir. İkincisi de önüne gelen her pazarlığa oturup, işin önü ve arkasını görmeden dalan kişidir. Bu ikinci pelitlik çeşidi daha çok yıpratıcı ve ölümcüldür. Birincisinin zararı daha çok kendi şahsınadır. İkincisinin zararı ise, kendisiyle beraber içinde bulunduğu tüm toplumadır.

                                                    E/ا

            Kelimenin ortasında yer aldığı gibi, ticaretin orta direği emniyet ve güvendir. İşte buradaki elif, iman, eman, emniyet ve emanet gibi ticaretteki güveni temsil eder. İman, emanet, emniyet, emin ve temin kelimelerinin kök harfleri birdir. Çünkü İslam itikadına göre malın asıl sahibi Yüce Allah’ın kendisidir. Kulun elinde olan mal, Yüce Allah’ın bir emanetidir. Müminin kazancına emanet gözüyle bakması, onun mala karşı olan hırsını dizginler. Bu gözle bakan biri sahibinin emri dışına mal ile istimal etmesi mümkün değildir. Güven her hususta önemlidir. Ama malda güvenli olmak çok daha önemlidir. Onun için Yüce Allah, Hz. Yusuf’a as hazine veya maliye bakanlığını istetmiştir. Bu anlamda, Hz. Yusuf’un as mal üzerindeki güvenirlilik, ona ülkenin tüm yönetim yolunu açmıştır.

Hz. Yusuf as Maliye bakanlığını isterken “حفیظ” kelimesi “عليم” kelimesinden önce gelmesinin bu manadaki anlamıyla tasavvur ettiğimizde büyük bir önem arz etmektedir. Evet, “ben bu konuda malı muhafaza etmede güvenilir biriyim” demiş oluyor. Hz. Yusuf as tağuti sistem içinde aldığı maliye bakanlığını hakkıyla ve güvenle yürüttüğü için, oradan da başkanlığa/melikliğe varabilmiştir. Malın sahibi Yüce Allah olduğu için, bu konudaki emniyetini imanıyla perçinleştiremeyenleri Yüce Allah eninde sonunda çarpar. Buradaki emniyetin Yüce Allah’a, topluma, ailesine ve nefsine karşı olan bir emniyetten bahsediyoruz. İşte ticarette bu emniyet hususları bir küldür, tecezzi kabul etmezler. Hiçbirini diğerinden bağımsız düşünmek mümkün değildir. 

                                                  R/ر

Ru’yet ve riayet manasına bir mana verdiğimizde, her işte olduğu gibi, ticari işlerde de ani, acil, düşünmeden ve işin önü arkası görülmeden verilen kararların sonu pişmanlık getirdiğini her akıl sahibinin anladığı bir husustur. “ر” harfi, rey ve görüş olarak ele alarak bunu ticaretteki önünü görme ve görüş beyan etme şeklinde anladığımızda şöyle bir durum ortaya çıkar. Bir tüccarın önünü görecek kadar teenniyle davranması gerekir. Bir de ticari bir görüşe sahip olması gerekir. Her işte önünü görmeden ve bir görüş açısına sahip olmadan ani karar almak yanlış bir sonuç getirir. Ama bu konunun mali boyutu daha çok yıkıcı sonuçlar doğurur. Demek ki, iktisatta te’enni olmazsa olmazlardandır.

                                              T/ة

Bu harfın manayı hikmetine baktığımızda şunları görüyoruz. Bu “ta/ة” harfi vasıl halinde “t” vakıf halinde “h” olarak okunmasıyla muhteşem çoklu bir mana taşımaktadır. Kelimenin son harfi olduğu için “h” olarak ele alınması daha öncelikli duruyor. Bu anlamda hibe, karşılıksız verme ve istenmeden bağışlama manasına hamletmemiz mümkündür. Çünkü Müslüman bir tacir elindekinin Yüce Allah tarafından kendisine hibe edildiğine inanmak mecburiyetindedir. Ben kazandım ben yaptım, ben ben ben dedikçe Yüce Allah onu benliği içinde boğar. Bu manada sadece elindeki mal ile de bu hibeyi sınırlı tutamayız. Elindeki rızık O’nun hibesi, vücudu O’nun hibesi, cesareti O’nun hibesi aklı O’nun hibesidir. Bu harfin “ة” olarak müennes ‘ta’sı olmasıyla sonunda doğurganlık hissi ve şefkatini de akla getirerek, elindeki mal kişiyi anne gibi şefkatli kılmalı. Yani ticaret/iktisadın anne şefkatiyle sonuçlanması gerekir. Buradaki anne şefkatinden hareketle, eline mal geçtikçe, şefkati, kendi nefsine, ailesine ve içinde bulunduğu topluma acımasını doğurması lazım.

Kısaca, baba cesaret ve şecaatiyle iktisada başlayıp anne şefkatiyle sonuçlanması gerekir. Bu manada elde edilen ve birikip belli bir seviyeye gelen mal insanın rıfkını, şefkat ve merhameti ile bir sonuca götürmesi lazım. O da malın zekatını ve infakını, toplumdaki muhtaçlara acıyarak onların ihtiyaçlarını karşılamaya sevk etmesi gerekir. Ticaret kelimesindeki harfler üzerinden bir ticari taalluku okuyup anlamaya çalıştık.