Asrısaadette Yahudilerle antlaşma yapan münafıkların durumunu anlatan ayet üzerinden konuyu anlamaya çalışacağız. (Mücadele/14) Çok stratejik olan ayeti dikkatle okumamız gerekir. Bu tehlikeli antlaşmaya dikkat çekmek için “elem tera” diye bir zikri hakimle ayetin başlaması manidardır. Dün Yahudilerle antlaşma yapan bir kısım münafık Arapların durumunu anlatan ayet, bugün yine bir kısım Arap ülkelerindeki münafık yöneticilerin Yahudilerle antlaşma yapmaları sonucu İslami yapıları zorda bırakmaktadır. Dün ile bugün arasında durumlar aynıdır. Ayeti bu manada anlamaya çalışacağız.
Ayeti Kerimeye dikkatle baktığımızda, düşman ve onun zararı umumi olduğu için cem’i sığasıyla zikredilmektedir. Sorumluluğumuz ise her bir bireyin sorumluluğu ayrı ayrı olduğu için bakma kelimesi müfred olarak zikredilmektedir.
Allah’ın gazap ettiği bir kavme velayet gibi bir antlaşma yapmak ümmete büyük bir nankörlüktür. Müminlere karşı düşman olan ve bu yüzden de Yüce Allah’ın kendilerine gazap ettiği siyonistlerle antlaşmak! Eğer bu antlaşma sadece o münafıklarla sınırlı kalsaydı belki üzerinde durulmayacaktı. Münafık olan Arapların Müslümanlara bakan yönüyle kendilerinin bu rezalete düşüşlerini Mümin kimliğiyle yapmalarını ayeti kerime çok tehlikeli göstermektedir. Her meselenin bir ruhu vardır. Bu konunun ruhu da budur. Bunun da birkaç penceresi vardır. Birincisi, bir kısım münafık Arapların Yüce Allah’ın gazap ettiği siyonist kavimle velayet antlaşmasının onursal açıdan çok kötü bir durum olması!
İkincisi, Münafık Arapların yaptıkları velayet antlaşmasının Müslüman yönetici için tehlikesine işaret etmesidir. Bir başka yönü, Resul-i Ekrem’in fiili düşmanlığını açık düşmana karşı yapmasıdır. Münafık olan Arapların yaptığı rezaletin iç yüzü ayetlerle belirlenmesine rağmen Resul-i Ekrem’in onlarla savaşmamasını, bugün bizlerin iyi anladığı kanaatinde değilim. Çünkü münafıklar Müslüman toplumun bir parçası olarak biliniyorlar. Onlar üzerinden bir iç savaş düşmanın işini kolaylaştırır.
Her Münafıklık yapan yüzünden bir iç savaş düşmana yarar. Düşmanın en büyük stratejik gücü ümmetin parçalanmışlığıdır. Ümmetin gücünün parçalanması daha çok siyonist Yahudilerin gücüne güç katmıştır. İslam aleminin bugün en büyük stratejik sorununun bu olduğu kanaatindeyim. Resul-i Ekrem, elinde vahiy gibi net bir haber vasıtası olmasına rağmen Münafıklara bir savaş açmadı. Bugün yine bir kısım münafık Arap yöneticileri yüzünden Arap toplumunu düşman ilan etmenin vahiy kadrajıyla baktığımızda, bunun mümkün olmadığı kanaatindeyim.
Müslüman olduklarına yemin etmelerinin kocaman bir yalan olduğunu vahiy alan İslam devlet başkanı (sav) onlara savaş ilan etmemiştir. O gün olduğu gibi bugün de aynı tehlikelere ayeti kerimenin dikkatimizi çektiği noktalara bizim dikkat etmemiz gerekir. İşin başka bir yönü de sizden gibi görünen bir kısım münafık Arapların gazap edilmiş kavimle yaptıkları antlaşmanın Müslüman yöneticileri bağlamadığını beyan ettiği hususudur. Yani, bir kısım münafık Arapların siyonistlerle bir antlaşma yapmalarına bakarak Müslüman yöneticilerin bu antlaşmayı meşru görmelerinin hata olduğunu bayan etmektedir. Çünkü bunlar “sizden değildir” diye ikaz etmesinin diğer bir manasının bu olduğu kanaatindeyim. Ayete göre, bu münafıklar bizden olmadığı gibi, antlaşmaları da bize sayılmamalı. Bu seviyede bir tedellül ve tezellülü Müslüman sahiplenemez.
Hiçbir taraftan olamayıp ortada kalmanın insan onur ve haysiyeti bakımından ne çok kötü bir durum, bir topluluk için ne erzel bir haldir!
“Kendilerine Allah’ın gazap ettiği bir topluluğu dost edinip (velayet) işlerine vekil kılan münafıkları görmez misin? Bunlar ne sizdendir ne de onlardan. Fakat sizden olduklarına dair, bilerek yalan yere yemin ediyorlar” (Mücadele/14) Ayetini milimi milimine o günden al, bugünün siyonist çete ile velayet antlaşmasını yapan bir kısım Arap devlet yetkililerine vur, asrısaadetteki Arap münafıkların pozisyonuyla aynıdır. Bu ayet üzerinden Müslüman düşmanlığı siyonist çeteye münhasır kılmalı. Birkaç münafık Arap yönetici yüzünden o ülkede yaşayan İslam toplumları ile ilişkilerin ölçüsünü ayet vermektedir. O münafıkların yaptığı antlaşmayı diğer İslami yöneticiler kendi antlaşması gibi de görmemeli. Selam ve dua ile.