Ramazan ayı hikmet ve hal değiştirme ayıdır. Bu manada ramazan ve onda tutulan orucun belirli bir bilinç seviyesinde olması gerekir. Bunun için oruç, insanın duygu, düşünce tasavvuru ve amelde eylem bütünlüğü içinde iç içe geçirip hayatın tüm yönlerini kapsayan kamil manada bir ibadet şuuru içinde yapıldığı zaman ramazan kişide büyük bir terakkiyat meydana getirir. Bir Müslümanın zihin dünyasında tasavvur melekesinin gelişimi oranında ramazan orucunu tutmuş olur.
Eşyaya hikmet nazarıyla bakabilen bir basiret ve tahayyül gücünün oldukça genişlediği ve rızayı ilahide kendi benliğini kaybeden bir kamil şahsiyet oluşturur. Hayatın içindeki hal ve hareketlerinde erdemli davranış sergilemeyi, teori-pratik bütünlüğü içinde bir şahsiyet ve oturmuş bir karakter miktarınca kişi orucu tutmuş olur. Biz orucu tutarken, bir yönüyle oruç da bizi tutması lazım. Biz orucu tuttuğumuz halde oruç hiçbir yönüyle bizi tutmamışsa açlığımız dışında bir kar ve kazancımız yok demektir.
Beşer bazında olgun ve terakkiye açık bir ruhu temsil eden bir medeniyet anlayışı ve yaşam biçimini kazandıran inancımızın tercümanı yaptığı oranda orucumuz makbuldür. Bu manada akli olgunluğa önem veren bireyin yetişmesinde ruhani oruç itici bir güçtür. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de kırk dokuz yerde zikri geçen aklın hiçbir yerde isim olarak gelmemesini zihin dünyamızda ciddi bir tahayyül oluşturması gerektiği kanaatindeyim.
Bu manada tutulan orucu İslam’ın marifet mektepleri üç kısma ayrıldığını söylerler. Bu da güzel bir tasnifattır. Bunlar da, savmul avam, savmul havas ve savmul havasul havas şeklinde betimlenmiştir. Birincisi fıkıh kitaplarında, orucu bozan ve bozmayan haller diye sınırları belirlenmiş oruca savmul avam denir. İkincisi, Kişinin tuttuğu oruçla beraber orucun da sahibini tuttuğu oruç şeklidir. Yani tüm azalarına oruç tutturarak tutulan oruca savmul havas denilir. Üçüncüsü de, kişinin ramazanda yakaladığı o güzel hasletleri bir sonraki ramazana kadar üzerinde taşıyarak tutulan oruç şeklidir. Hani İslam toplumu içinde güzel bir deyimimiz olan “Ramazan on iki ayın sultanıdır” diye güzel bir betimleme ile ifade edilen de budur işte.
Kısaca Ramazan orucu, her şeyin malikinin yüce Allah’ın kendisi olduğu gibi, vücudumuzun da asıl sahibinin yine Yüce Allah’ın kendisi olduğunun ispatıdır oruç. İşte bu şuur ve bilinçle oruç tutanın akşama doğru gözü sofradan çok, gönlü tuttuğu orucun içini boşaltacak bir hata edip etmediğini tahayyül edip bunun muhasebesini yaparak tutulan oruç asıl olan oruçtur. Bu hikmetle tutulan bir oruç asıl olan oruç şeklidir. Rabbim bizleri, oruç tutarken orucun da kendisini tuttuğu insanların orucu ile mükafatlandırsın inşallah.