Ocakta sütü taşsa vaveylayı basan, azıcık evleri dağılsa, düzenleri bozulsa ortalığı velveleye veren, yaşam konforları bozulsa depresyona giren “İslam’ın Kadınları”, Gazze’nin direniş ve fedakârlık timsali kadınlarından çok ibretli tablolar izlediler özellikle son birkaç aydır..
Özeleştiri yapabilme melekesini yitirmemiş her kadın, muhakkak ki şu ifadeleri kullanmıştır:
“Onların teslimiyetine, sabrına, şükrüne, tevekkülüne bakın!
Bir de bizim halimize...”
Yine aynı şekilde arabasının tekerleği bile patlasa eli ayağı titreyen, maddi-manevi bir sıkıntıya düşse ahu vah edip, etrafına da dünyayı dar eden, az biraz işleri ters dönse öfke nöbetlerine giren, en basit imtihanlarda dahi ye’se düşen “İslam’ın Erkekleri” de, Gazze’nin yiğitlik ve fedakârlık timsali erkeklerinden çok ibretlik sahneler izliyorlar tüm gerçekliğiyle...
Ve yakın zamanda yine böyle bir sahne izledik..
Elbette sinema ve film türünden değil..
Hakikatin ta kendisi olan...
Mübarek Ramazan Bayramı’nın ilk günü “Güçlü mümin zayıf müminden hayırlıdır” hadisi şerifinin mücessem örneği, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, üç oğlunun, torunlarının şehadet haberini alırken ve sonrasında yaptığı açıklamalarda İslam’ın Erkeklerine ve Kadınlarına ve hatta tüm dünyaya teslimiyet, sabır, kararlılık ve tevekkül dersi verdi..
Lisanı hâl ve lisanı kâl ile...
Açıklaması şöyleydi...
“ Şehitlerimizin mübarek kanı bizi ilkelerimize, mücadelemize, direnişimize ve topraklarımıza bağlılığımızda daha da kararlı kılacaktır. Oğullarımın ve torunlarımın şehadetiyle bizlere bahşettiği bu şereften dolayı Allah'a şükrediyorum. Bu acılarla ve kanla halkımız, davamız ve ümmetimiz için geleceğimiz ve özgürlük için umut tohumları ekiyoruz. Oğullarım Gazze'yi terk etmedi. Gazze'de kahraman halkımızla beraber cesurca direndiler, mücadele ettiler. Bütün halkımız ve Gazze ahalisi çocuklarının kanlarıyla ağır bedeller ödediler. Ben de onlardan biriyim. Ailemizden 60'a yakın şehidimizi bu mübarek davaya, İslam davasına kurban verdik. Ailemin 60'a yakın ferdi şehid oldu. Filistin halkının bütün şehidleriyle onlar arasında hiçbir fark yok.
Çocuklarım Gazzeli, tüm şehitlerimiz halkımızın şehitleridir. Oğullarımın kanı Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürleştirilmesi yolunda feda olmuştur. ‘’
Fazla söze ne hacet?
Ölümle yaşam arasındaki ince bir çizgide yaşayan bu yiğit Müslümanlar, fani dünya ve baki ahiret arasında ulaştıkları o muazzam noktadan, yakin bir iman mertebesinden, bizlere aylardır duymadığımız, duymaya alışkın olmadığımız ve belki de duymak istemediğimiz mesajları canlarıyla, mallarıyla ve tüm zerreleriyle haykırıyorlar...
Rabbimiz bizleri; armudun sapı, üzümün çöpü derken, boş gündemler, gereksiz meşguliyetler ve malayani lakırdılardan azad edip, tüm kalbiyle d