Vakar, Allah' a ve ahiret gününe iman eden, hesap günü hesap vereceği bilincini daima canlı tutan müminlerin özelliklerindendir. Onlar, Kitabı Mübin'de Rahman'ın has kulları olarak zikredilirler:

“Rahman’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu, vakar ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler).”(Furkan, 63)

Has kul olmak öyle kolay değildir. Zaten ayetin devamında gelen bağlantılı ayetlerde, has kulların özellikleri de zikrediliyor.

Fakat bunun haricinde, vakarlı has kulların üzerinde, cahil insanların sataşma, laf atma ve her türlü telkinlerinin bir tesirinin olmadığını Rabbimiz yüce ayetinde beyan ediyor.

Zira onların, iman ve teslimiyetten beslenen bir ruhları, bu şuurla şekillenen bir duruşları, bu duruşa yakışacak adımları/ yürüyüşleri vardır. Nihayetinde hidayet, selamet/ esenlik mesajları vardır.

Bu duruş ve yürüyüş hayatlarının her alanında bu şekildedir. Buradan yola çıkarak sosyal medyada da durumun aynı olması gerektiğini hatırlatmak gerekiyor.

Nedendir bilinmez, söz konusu sosyal medya olunca birçok bireyde adeta kişilik bölünmesi yaşanıyor. Normal hayatında farklı bir kişilik ve farklı fiillerle öne çıkarken, sosyal medyada farklı bir tarz ve performans sergileyebiliyor.

Oysa, hayatın her alanında olduğu gibi, sosyal medyada yürürken(!), gezinirken (!), sörf yaparken(!), Rabbinin has kulu olmaya niyet eden müminin muhakkak vakarı kuşanması gerekir. Zira sosyal medya dediğimiz platformda, cahil ve kendini bilmezlerin telkinleri ve sataşmaları kişiyi çok farklı mecralara sürükleyebilir.

Kişi kendini birdenbire, çirkef ve provakatif bir polemiğin içinde bulabilir. Ayrıca, laf atma ve sataşma sadece eleştiri mahiyetinde olmayabilir. Cahil ve kendini bilmez insanların telkinleri, yönlendirmeleri farklı konularda da olabilir. Nefis ve şeytanın allayıp pullayacağı söylemlerle kendi dünyalarına buyur edeceklerdir daima. Tüm bunlara karşı, vakarlı bir duruş sergilenmezse, selam yerine malayani kelamlar gündemlerin baş tacı olacaktır. Gönüller popülist kültüre meyledecektir. Sonrasında kontrolsüz ve ucu açık sosyal medya paylaşımları, cehalet dozunu arttırarak gelecektir. Dervişin fikri, zikri olamayacaktır böylelikle. Zikri fikrine galebe çalacaktır. Selamdan uzak zikir, fikir dünyasını da büsbütün etkisi altına alacaktır. Fikir selametten, vakar müminden firakın hüznünü tadacaktır acı acı.

Sosyal medya platformunda vakarsız gezinmenin sonucuna dair kötü örnekler oldukça çok. Fakat sosyal medyanın aldatıcı cazibesi ve günümüz insanının kendini izhar etme- beğendirme güdüsü, gözlerin önünü büsbütün perdelemiş durumda.

Rabbim ne der, bu paylaşıma rızası olur mu?

Bu sözler, paylaşımlar hayatını İslam'a has kılmış, Rabbin has kullarına yakışır mı?

Kısacası benzer tüm sorular, sanal dünyanın ışıltısı, yaldızlı tuzakları, yanıltan albenisinin yüreklerde ve zihinlerde oluşturduğu uğultudan duyulmuyor maalesef.

Sadrın içine hortumunu yerleştirip üfüren, sineleri karmaşık ve yanıltıcı hislere maruz bırakan iblis, insi şeytanların yardımıyla, sosyal medyada aynı vazifeyi icra ediyor.

Öyle karıştırıyor ki; siyah beyazdan, kirli temizden, güzel çirkinden ayırt edilemiyor. Özenti, taklit, ben de yapayım geri kalmayayım dürtüsü, muhatabını adeta esir alıyor.

Bu esaretin bendini yıkmak sosyal medyada yol alırken vakarla yürümekten geçiyor. Takvayı, hayayı, erdemi, aklı selimi, kalbi selimi içinde barındıran bir vakar...

Vakar öyle inanıyoruz ki, bazı dengeleri muhafaza edecektir.

Unutulanları hatırlatacaktır:

Tüm paylaşımlarda; özel ve genel ayrımı mutlaka olmalıdır. Özel özelle, genel genelle paylaşılır. Bir insanın eşine olan sözlerini, hislerini sosyal medya sofrasında ikram etmesi paylaşım israfıdır.

Ev, aile, çocuk, arkadaşlara dair özelde kalması gereken resim ve görüntülerin milyonlar tarafından görülme ihtimali vardır. Bu, insanların zihinlerinde size karşı bir tasavvur, hayâl, oluşmasına neden olabilir.

Mümin erkek ve kadınların özel hayatı haya perdesiyle örtülüdür, sosyal hayatı vakar ile zırhlıdır. Özel hayatı teşhir etme arzusu bu perdeyi yırtar, sosyal hayatı korumamak bu erdemden sıyırmak, vakar zırhını deler.

Unutmayalım! Sosyal medya hesapları da hesap günü hesabına dahildir...

Ama bu uyarıları kim dikkate alacaktır?

Rabbimiz Kitabı Mübin'de şöyle tarif ediyor:

“Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah'a) (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele.” (Yasin, 11)

Varsın beğeniler, takipçi sayıları birilerinin olsun... Rahmanın has kullarına, Rahman'ın rızası ve lütufları yeter!