Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar. Bize katından bir velî gönder. Bize katından bir yardımcı gönder.” diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz? (Nisa, 75. Âyet)

“Hani Yâ Rabbi?” diyecek bir halde miyiz? Ayetteki gibi yalvarmayan kaç Müslüman ülke kaldı? Yanı başımızdaki Suriye`den her gün facia haberleri gelirken; Mısır`da 529 kardeşimiz idam edilmeye çalışılırken; Mali Fransa`nın, Burma Budistlerin elinde inlerken “Bundan haberimiz yoktu Yâ Rabbi!” diyebilecek olanımız var mı? Varsa söylesin, onu da bulaştıralım bu vebale.

İsyan ediyorum Müslümanlara mâl olmuş işaretleri siyasetine alet edip, sonra usulca köşeye çekilenlere! “İşi yoğundur.” diyenler olabilir. Lakin iki saatlik konuşmanızda Muhammed Kutub`un tebrik ettiğine değinebiliyorsanız, 529 idama da değinebilirsiniz. Kısık sesle dahi o miting senin, bu miting benim çıkıp konuşabiliyorsanız eğer, sizin için dua eden dünya Müslümanlarının da hakkını tez elden vermelisiniz. Güzelim R4BIA`mızın seçim malzemesi olmasına da isyan ediyorum. Bu kadar kolay harcanmamalıydı şehitlere ve direnişe mâl olmuş bir simge. Her kıymetliyi harcama huyuna da isyan ediyorum. Resmen arabeskçi olduk. Böyle yaşamaktan bıktık be Usta!

Onu geçelim, gelelim bize. Biz ne yapıyoruz sahi? Kaçımız Kutlu Doğum programlarında şevkle ve kalbinin bir köşesi acımadan bayrak sallayabiliyor? Kaçımız ezgilere gönlünde bir sızı hissetmeden eşlik edebiliyor? Kaçımızın aklına dünyadaki mazlum ve mustazaflar ve bilhassa 529 İhvan gelmiyor? Gelmeyen varsa imanını yoğun bakıma aldırsın.

Yukarıdaki ayetler acaba bizden başkalarına mı indi? Bir komşumuz vefat etse, ona saygımızdan üç gün televizyon açmayız. Komşumuz kötü bir hastalığa yakalansa, yanında gülümsemeye bile çekiniriz. Peki, aralarında on beş yaşında çocukların da olduğu 529 kardeşimizin idam onayını beklerken neden bu kadar duyarsızız? Yahu bari Hz. İbrahim`e su taşıyan karınca misali iki kelime yazın! Bari gündeminiz birkaç dakikalığına da olsa mazlum ve mustazaf 529 kardeşimiz olsun. Ülkenin Sisi`sinin kurduğu partinin genel başkanı bile tepki gösterdi. Sizden de birkaç tepki duyalım bari Allah için! İsyan ediyorum duyarsız olunmadığını bilsem de duyarsızca görünen davranışlara!

Birkaç gün önce Suriyeli birkaç aile ile tanıştım. Yirmili yaşlarda iki yetim çocukla kalmış birisi, tek isteğinin televizyon olduğunu söyledi. Televizyonu olunca Suriye`den haberler alabilecekmiş. Bir önceki gün Suriye yine bombalanmıştı ve akrabalarından biri ölmüş, birinin bir kolu, diğerinin iki bacağı kopmuş bombadan. Komşumuz bombalanıyor, 529 kardeşimiz idam cezası onayı bekliyor. Peki biz ne yapıyoruz? Her isyancının birtakım istekleri olur. İsyan ediyorsak, yaralı gönlümüze merhem olacak temennilerimiz de var elbet, hepten isyankâr değiliz. Her bülbül kendi gülistanında öter. Benim âşığı olduğum bu gülistandan temennim; Peygamber Sevdalıları Platformunun bir nevî olağanüstü hal ilan edip kamuoyuna “Kutlu Doğum etkinliklerimiz 529 idam cezası başta olmak üzere müminlerin çektiği çilelere bigâne kalmamak adına içerik değiştirmiş olup, bugünden itibaren dünya genelindeki mustazaf müminler için yapılacak mitinglere dönüşmüştür.” tarzı duyuru yapılması. Diyarbakır ve Batman`daki milyonluk etkinliklerin Mısır`a, Suriye`ye ithaf edildiğini hayal ediyorum. Muhteşem! Edilsin de gönülleri vecde gelsin ve Rabblerine daha çok tevekkül etsinler. “Bizim için içerik değiştirmiş kardeşlerimiz.” desinler de sevinçlerinden Rabbim bizim de imanımızı bu vesileyle güçlendirsin. Yine ezgiler söylensin, yine bayraklar sallansın ama Mısır için sallansın, 529 için sallansın. “Söz veriyoruuuz!” diye ‘asırlar öncesi`ne sesleneceğimize, “Sizinleyiz, Ehi Ente Hurrun” nidalarıyla ortalığı inletelim. Elimizde kâğıtlarla on beş dakikalık tel`inlere sığdırmayalım artık şehitlerin kanlarını. Ve şehitler artık bize ‘toprağa dökülen kanın bereketi`ni öğretmesinler, direnişi öğretsinler vesselam…