Aldatanlar, kuzu postuna girmiş kurtlar, ikiyüzlüler, zekâmızla dalga geçenler, gizlenenler, yok sayanlar, küçümseyenler ve bütün bunlara mukabil aldatılan, kandırılan, uyutulan ve şekillere sokulmaya çalışılanlar. Ya sesini duyuramayanlar, çığlıklarına kulak tıkananlar, gözyaşları görmezlikten gelinenler ve dert sahibi erdemli HÜDA PAR`lılar.

Bir köy kadar küçülen dünya hiç olmadığı kadar girift bir yapıya bürünmüş. Layığımızı bulabilmek için karar verirken bu denli karmaşık faktörleri düşünmek zorundayız. İmam Ali (k.v) “İnsanın layığı cennettir, ondan ucuzuna kendini satmaması gerekir” dememiş miydi?

Şimdi tam da gelecek beş yılımızı emanet edeceğimiz bir zaman dilimi içerisindeyiz. Bir yandan bizden olmayan ideolojilerini maskeleyerek bize yutturmaya çalışan kuzu postundakiler. Biz ve bizim değerlerimiz dışında her şeye özgürlük vaat eden, en ahlaksız hallerini özgürlük namına bize yutturmaya çalışanlar. Öte yandan bizi hiçe sayan, bizi bize inat yönetmek isteyen Kaf Dağı`nın ötelerinden bize gülücük dağıtan kendileri olmasa diğer canavarlara yem olacağımızı iddia edenler. Son üç yüzyılın kandırmacalarının devamı…

Lakin biz irademizi gevşek tuttuğumuz sürece layığımız cennet olmamaya devam edecek. Bizden birileri bizim adımıza hiçbir zaman karar veremeyecek. Beş yılda bir kapımız çalınmaya devam edilecek ve beş yıllık bir unutkanlık,  zulüm süreci hep işleyecek. Ne şehirlerimiz imar edilecek, ne kültürümüz diri tutulacaktır. Bir yandan yüz liramız alınacak ve yirmisi geri verilirken biz de duacı olacağız. Öte taraftan kültürümüz ve değerlerimiz acımasızca dövülecek ve biz sesimizi çıkaramayacağız. Analarımızın ellerine iğrenç pankartlar tutuşturulurken, kızlarımız meze olmaya devam edecek. Erkek çocuklarımız uyuşturucu müptelası olacak, ellerinde molotoflarla geleceklerini yakacaklar. Sonra da LGBT`liler onları sosyalist şarkılar söyleyerek uyutacaklar. Bir yandan uyuşturucu tacirleri, öte yandan ihale simsarları.

Ya erdemliler?  Onlara da ayrılık çıkarmayın diyecekler. Sisteme entegre oluyor, tağutu kabul ediyorsunuz diye suçlayacaklar. Kaybolan yılları, elden giden gençliği, harcanan enerjiler, tüketilen zenginlikler ve peşkeş olunan mirasları kimse düşünmeyecek. Hele bir sonraki seçim gelsin denilecek. Törpülenen bütün şekiller zamanla aynı şekle bürünecek. Ve erdemliler gene garip geldikleri gibi garip kalmaya devam edecekler. Tekerrür, tekerrür, tekerrür…

Ama bu böyle devam etmemeli. Son demdeyiz ve bu sefer böyle olmayacak. Son bir heyecan ve son bir gayret.  Geleceğimizi, çocuklarımızı, topraklarımızı, vatanımızı koruyacağız. Hayasızca ve acımasızca bize saldırmalarının tek sebebi bu sefer kararlı oluşumuz. Kararlı olmaya devam edeceğiz. Yapmamız gerekenler çok net ortada.

Evvela, son günlerimizde bizi dinleyeceğini düşündüğümüz birilerini mutlaka bulmalıyız ve mutlak suretle en azında bir aileyi daha erdemlilerin safına ikna etmeliyiz. Başarılı olamamaktan korkmamalıyız. Eğer ikna edemiyorsak bizim eksikliğimizdendir. Kimse bilerek çapulculara yem olmak istemez. Hatalarımız ve zaaflarımızı görerek ve ıslah ederek her saat yeniden harekete geçmeliyiz. Ama mutlaka bu son anları iyi kullanmalıyız. Bizim üstümüze düşen görevleri hakkıyla yerine getirdikten sonra sonuç anlamını kaybeder. Başarı ve zafer Allah`tandır.

Saniyen;  seçim günü dirayetimizi ve metanetimizi kaybetmeden ortada durmalı, hakkımızı korumalıyız. Olası dış müdahaleleri ve taşkınlıkları önceden sezmeli ve yiğitçe karşısında durarak provokatörlerin bütün hainliklerine rağmen emniyeti sağlamalıyız.

Salisen; her sonuca karşı duruşumuz aynı olmalıdır. Biz Allah için bu yola koyulduk. İnsanların teveccühleri veya ilgisizlikleri bizi ne şımartır, ne de ümitsiz kılar. Biz ne makam, ne mal ve de ne şöhret için bu yola düştük. İnsanlarımıza hizmet etmeyi Hak`ka hizmet olarak bildik. Geleceğimizi haydutlara, hırsızlara ve arsızlara teslim etmemek adına üstümüze düşeni yaptık. Ve her daim yapmaya devam edeceğiz. Bunda gayrısını ne bilir ne de tanırız.

Biz kimseye amir olmak istemedik. Kimsenin malına göz dikmedik. Kimsenin hakkını gasp etmedik . Ama bizi idare edenlerin topyekûn hepimizi hiçe saymalarını kabullenmek istemedik. Varlığımızın talan edilmesi ağrımıza gitti. Haklarımız çiğnendi. Özgürlüğümüz elimizden alındı. İnsani bütün vasıflarımız tedrici olarak yok ediliyor. Toplum olarak uçuruma sürükleniyoruz. İtirazlarımız kaale alınmıyor. Bütün bunlardan dolayı her şeyimizi ortaya koyarak biz de varız dedik. Sesimize kulak veren, bizi bilen ve tanıyan her kes şahittir ki bundan öte bir derdimiz yok. Çağrımız şudur; “Gelin bu azatlık inşasına bir tuğla siz de koyun, umulur ki hayra erer, özgürleşiriz.”