İsveç'te bir densizin Kur’an’ı yakma girişiminin, sıradan provakatif bir eylem olduğu sanılmasın.

Bizi uyuşturmak isteyenler olayı böyle okumamızı isteseler de Batıda İslam düşmanlığı bir devlet politikası. Batının İslam'la olan savaşının sadece bir cephesi...

Üstelik İsveç Hükümeti bu girişime, Türk konsolosluğunun önünde izin vererek başta Türkiye olmak üzere tüm İslam dünyasına yönelik mesajını da iletmiş oluyor.

Mesaj açık ve net: Siz Müslümanlar ne yaparsanız yapın dininizi terk etmedikçe asla sizi sevmeyeceğiz. Sizin haklarınızı, hukukunuzu hiçe saymaya devam edeceğiz. Demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük, adalet gibi kavramlar ancak biz Batılılar için geçerliliği olan kavramlardır. Sizler söz konusu olduğunuzda bu kavramlar bizim nezdimizde geçerliliğini yitirir. Yalnızca çıkarlarımız konuşur.

Kur’an da bize birçok ayette bu mesajı zaten veriyor;

"Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar yalnızca birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim onları dost edinirse muhakkak ki o da onlardandır." (Maide:51)

İşte biz Yüce Allah'ın bu ihtarını bıraktığımız gün, İslam toplumu olarak düşüşe geçtik. Batılıların bize sunduğu içi zehir dolu reçeteleri öpüp başımıza koyduk. İçinde ilaç diye yazanları içtikçe uyuştuk, mayıştık onlara olan hayranlığımız arttı. Batılı kafanın bize dayattığı anlaşmaları, düzenleri, sistemleri kutsadık.

Batıya olan hayranlığımız sonucunda olan oldu ve koca bir İslam medeniyeti çöküşe geçti.

 Üstad Bediüzzaman'ın dediği gibi "İslamiyet’in hakkını ve müstahak olduğu hürmeti ifa edemedik. Ta, o da bizden nefret ederek evham ve hayalatın bulutlarıyla sarılıp tesettür eyledi".

Biz İslam’ın hakkını veremeyince İslam diyarları işgale uğradı. İslami toplum düzeni bizi terk edip gitti. Batılılar etimizi lime lime edercesine tüm beldelerimizi parçalara böldüler, her bir parçasına sömürülerini daim kılacak rejimler kurdular, başlarına kendi adamlarını geçirdiler. Her bir parçayı yağmaladılar, kan gölüne çevirdiler.

 Ama içimizdeki basiretsizler, halen onların dostumuz olduğunu sanmaya devam ediyor ya.

Ekonomik, ticari, siyasi ilişkilerimiz onların lehine, bizim aleyhimize işlemeye devam ediyor ya vay halimize!

Oysa Kur’an, onların içinde bize karşı besledikleri kin ve hasedin ne denli olduğunu söylemeye devam ediyor.

Ve Kur’an zalimleri tehdit ediyor. Birgün bu zulüm düzenlerinin yıkılacağını, karanlığa boğdukları yeryüzünün yeniden Allah'ın nuru ile nurlanacağını beyan ediyor.  Kur’an'la bitmek bilmeyen savaşları bu yüzdendir.

Nesillerimizi Kur’an’dan uzaklaştırma gayretleri bu yüzdendir.

Ve Kur’an, Müslümanlara zalimlerin kurduğu düzenlerle ilgili bir vazife de veriyor;

"Fitne kalmayıncaya ve din yalnızca Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadeleye devam edin." (Enfal:39)

Zalimlerin kurduğu bütün sömürü düzenleri yıkılıp, insanlık adalete ve barışa kavuşuncaya kadar, mücadele etmenin müminin bir sorumluluğu olduğunu haykırıyor. Batılı kafa bu korkuyu yüreklerinin ta derinliklerinde her an hissediyor.

Kur’an yakma eylemini gerçekleştirmek için aldıkları polisiye tedbirleri de bu korkunun bir tezahürüdür.

İslam, bütün ihtişamıyla Batının göbeğinden yükseliyor. İnsanlar seller, sular gibi İslam’a giriyor. Batı, yüzyıllardır kendi toplumunu İslam'dan uzak tutmak için attığı iftiralarla, yazdığı eserlerle bu iman selinin önüne geçemedi, geçemiyor.

 Almanya'nın ta göbeğinde İslam'a giren bir Batılı bile İslami bir toplum düzeninin hayaliyle yaşıyor. Adaletin, huzur ve barışın bir gün o düzenin yeryüzüne hakim olmasıyla mümkün olabileceğine inanıyor.

Batılı kafa Kur’an’ı yakabilir ama İslam’a giren insanların zihinlerindeki İslam’ı da o İslam’ı yeniden tarih sahnesine geçirme arzularını da yakamaz.

Sömürdüğü İslam dünyasındaki Müslümanların gönüllerindeki özgürlük arayışlarını bitiremez.

Bu arayış sayesinde küllerinden dirilen Kur’an Neslinin gelişini, ne entrika çevirirse çevirsin engelleyemez.

Artık zincirlerin kırılma zamanı gelmiştir.

Kukla rejimlerin saltanatının sonu gelmiştir.

Beklenen İslam güneşinin tüm ihtişamıyla doğuşu yakındır. Yaşanan tüm sıkıntılar bu güneşin doğum sancılarıdır.

Bunu Batman'da yapılan ve yüz binlerce Müslümanın toplandığı #Kur’anaSahipÇık mitingi bir kez daha ispatlamıştır.

Velhamdulillahi Rabbil Alemin!