Her türlü ifsad projesine itiraz ediyoruz.

Etmeye de devam edeceğiz Allah'ın izniyle.

Üstelik tepkilerimizi en insani, en ahlaki yöntemlerle göstermek inancımızın bir gereği

Rabbim imandan, Kur’an’dan, Resulullah'ın yolundan ayırmasın. Ayaklarımızı, gönüllerimizi, akıllarımızı dini üzere sabit kılsın.

Hem O değil mi ki itiraz etmemizi isteyen.

Dillerimize La demeden illallah dedirtmeyen.

Bizden küfre, şirke, ahlaksızlığa, densizliğe, adaletsizliğe, zulme ve haksızlığa karşı duracak bir iman isteyen

Ve itirazı imana konu eden.

O halde Allah'ın verdiği bu hakkı ve hatta sorumluluğu kimse biz Müslümanların elinden ve dilinden alamaz.

Birileri toplumu ifsad etmek için projeler üretirken kimse bizden susmamızı, yerimizde oturmamızı, sineye çekmemizi beklemesin.

HÜDA PAR olarak kurulduğumuz günden bu yana her yanlışa usulünce karşı çıktık ve çözüm önerilerinde bulunduk.

Hükümetin izlediği Politikalar konusunda doğruları tasdik ettik, destekledik.

Kimseye yaranma derdine girmeden, korkmadan, çekinmeden yanlışları söyledik, yazdık.

Ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların yanında saf tuttuk, bizzat sesleri olduk.

Elhamdulillah!

İstanbul Sözleşmesi feshedilene kadar susmadık, direndik, karşı koyduk.

6284 sayılı kanun da yeniden düzenlenip, eşler arasındaki sorunlara adilane bir çözüm haline getirilinceye kadar tepkimizi göstermeye devam edeceğiz inşallah.

İstanbul Sözleşmesi feshedilmesine feshedildi ama onun ana hedefi olan 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' safsatasından bir türlü kurtulamadık.

Bir karabulut misali ülkenin üzerini terk etmiyor. Üstelik bu bulutla yağmur vaad ediliyor, ama biz biliyoruz ki bu bulut azap bulutundan başkası değil.

 Her türlü ahlaksızlığı, belayı, çirkefliği, ailesizliği, rezilliği üzerimize boşaltmak için gelmiş.

 Üstelik tüm inanç ve geleneksel değerlerimizi köklerinden sökmeye and içmiş olan Batının estirdiği rüzgarla gelip üzerimize konmuş.

Bazı basiretsizler de bu bulutu rahmet gibi addediyor ya şaşmamak elde değil.

 Üstad Mevdudi'nin deyimiyle ya (o bulutu getiren) rüzgarın yönünü değiştireceğiz ya da hep birlikte helak olup gideceğiz.

Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Talim ve Terbiye Kurulu, önümüzdeki yıllarda uygulanmak üzere Ortaokul Ders kitaplarının yazımında dikkat edilecek hususları yeniden düzenlemiş ve maddeler halinde sıralamış.

Bu maddelerden biri de "Ders kitabı içeriğinin toplumsal cinsiyet eşitliği dikkate alınarak hazırlanması"

Ne diyelim, Talim ve Terbiye Kurulundakilerin dibe çöken eğitimin kalitesini arttırma, gün geçtikçe artan akran zorbalığını önleme, çocuklarda merhamet, sevgi, şefkat duygularını geliştirme, ahlak ve medeniyet değerlerimizi inşa etme gibi bir dertleri yokmuş demek ki...

Sapkın bir ideolojinin ipini tutmuşlar bırakmıyorlar.

Peki Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dikkate alınarak hazırlanan kitaplarda çocuklarımıza neler mi öğretilecek dersiniz?

Çocuklarımıza öğrettiğimiz anne-baba, kadın-erkek algısının kökünden kazınması gereken birer kalıp roller olduğu öğretilecek.

Annelik, çocuk yetiştirme, kadın kıyafetleri giyme, kadına has davranışlara sahip olmanın geleneksel yanlışlar olduğu öğretilecek.

Erkeklerin eril özellikleri yerden yere vurulacak, erkekler erkek olmaktan utandırılacak. Erkeğe has davranış ve giyim biçimine sahip olmanın yıkılması gereken birer tabu olduğu ve şiddete sebep olduğu öğretilecek.

Hani Batılı Efendilere göre şiddetin kaynağı geleneksel kadın-erkek rollermiş ya...

E Batılı Efendiler atmış, bizimkilerde yutmuş.

Ne diyelim...

En tehlikelisi de cinsel yönelim meselesi. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine göre hazırlanmış ders kitaplarında biyolojik cinsiyetin asıl olmadığı, kişinin kendi cinsiyetini sonradan seçebileceği, isterse ameliyatla değiştirebileceği öğretilecek.

Üstelik insanlık tarihi boyunca meşru olarak kabul edilen kadın-erkek birlikteliğinin bir dayatma olduğu, onun yerine tüm cinsel sapkınlıkların normal olduğu okullarda öğretilecek, anlatılacak.

Şimdi hangi Müslüman aile çocuğunun böyle bir eğitimden geçmesini ister ki?

Tabi ki hiçbir aile istemez.

Hükümet yetkililerine diyoruz ki, artık Batının attığı herşeyi yutmayın. Birgün kursağınızda kalır boğulursunuz. Üstelik binlerce yıllık İslam medeniyetine beşiklik yapmış bu topluma yazık etmeyin.