Küçük kızım Peygamber Sevdalılarının siyer sınavına kaydını heyecanla yaptı ve bu sene sınavda derece yapma adına kendi kendine de sözünü verdi.
Eline aldığı yeni siyer kitabını iyice süzdükten sonra altını çize çize okumaya başladı. Ben sınava kadar bu kitabı ezberlerim demeyi de ihmal etmedi. Allah Resulünün hayatına dair gözünden bu kez hiçbir şey kaçmamalıydı. Her sene aynı tarihlerde bir siyer bitirse de her siyer tıpa tıp birbirinin aynısı değildi. Sabit meseleler dahi farklı güzergahlar üzerinden anlatılıyor ve yorumlanıyordu.
Her sayfayı okurken o sayfada aklına takılan meseleyi dönüp dönüp sormaya başladı.
Daha önce okuduğu siyer kitaplarındaki anlatımlarla kıyaslamalar yapıyor, kitabı kendi zihin dünyasında analiz ediyordu. Yazar niye bu meseleyi bu şekilde ele almış diye iç geçirmeyi de ihmal etmiyordu. Düşünce dünyasında derinlere daldıkça çıkamadığı meseleleri sormayı ertelemiyordu.
Kitap okuma saatinde olduğumuz için hepimizin elinde birer kitap vardı. Sözde kimse kimseyi o saat içerisinde rahatsız etmeyecek ve okumasını bölmeyecekti. Eğer soru varsa okuma saati sonrasında sorulacaktı.
Lakin küçük hanımefendinin soruları da cevapsız kalmamalıydı. Mesele önemliydi. Ne de olsa hayatının rehberini okuyordu. Her aklına takılan ya da benimle paylaşmak istediği mesele olduğunda merak ve heyecanla yerinde duramıyordu. Diğer sayfaya geçmeden meselenin çözümlemesini zihninde tamamlamasını istiyordu. Ben de okumama ara verip ona dönüyordum.
Ne yapalım anne olmak kolay değil.
Elinizdeki kitabın en heyecanlı yerinde de olsanız, önemli bir işin üzerinde de olsanız, hasta da olsanız anneliği erteleyemezsiniz. Hele ki anneliğin en önemli vasfı olan öğreticiliği, eğiticiliği...
Allah vere erteleyin!
Bakın çocuklarınızı kimler pençeleri arasına alıyor bir çırpıda. Kimlere benzemeye, kimleri örnek almaya başlıyor, kimlere özeniyor, kimler gibi giyinmeye başlıyorlar.
Anne olmak günde onlarca defa size 'Anne!' diye seslenen çocuğunuza şefkatle, sabırla cevap vermeyi gerektiriyor. Çocuğunuzun sorunlarını, sıkıntılarını, yaşadığı olayları, arkadaşlıklarını paylaşabileceği bir anlayışa sahip olmanızı gerektiriyor. Aksi takdirde nasihatleriniz de beş para etmiyor.
Anneyseniz, evladınızı bu hayata ve ahiret hayatına hazırlayacak en önemli kişi sizsiniz.
Evladınız dünyaya geldiğinde ilk muhatap olduğu, en çok ihtiyaç hissettiği kişi yine sizsiniz.
Çocuğunuzun eli, ayağı, yüreği ve aklısınız. Tüm bu organlarını doğruya yönlendirecek en önemli aktör sizsiniz.
Yüce Rabbim bu ahir zamanın tüm annelerine bolca sabır ve tahammül ihsan etsin. İşimiz gerçekten kötülüğün çoğaldığı bu zamanda hiç kolay değil. Rabbim kolaylaştırsın.
Ben annelik ve tahammül konusunda düşüncelere dalmışken Siyerini okumaya devam eden kızım da en son Hz. Halime'nin otağında takılıp kalmış. O konuştukça diğer siyer kitaplarındaki bilgiler arasında yaptığı kıyaslamalara şaşırıp kaldım.
Elhamdulillah! İyi ki Peygamber Sevdalıları var, iyi ki siyer sınavı var diye içimden geçirdim.
Çocuklarımızın aklını ve duygularını meşgul eden bu sınavlar ne kadar büyük bir rahmet ne kadar büyük bir nimet.
Çocuklarımız mutlaka her yıl farklı yazarlardan Siyer okumalılar.
Siyeri kendi adları-soyadları gibi bilmelidirler ki terazisi bozulmuş olan adaletin dengesini yeniden nasıl kurabileceklerini bizzat kendi Peygamberlerinden öğrenebilsinler.
Bir vampir gibi yeryüzündeki tüm canlıları, doğayı ifsat edenlere karşı ayağa kalkabilmenin yollarını doğru bir şekilde analiz edebilsinler.
Her türlü ahlaksızlığı süsleyip cazip hale getirenlere, akın akın insanları cehenneme sürükleyenlere karşı bir ahlak inkılabı yapabilsinler.
Özgürlük, hak ve hukuk çerçevesinde korunan hayasızlıklar karşısında hayalı bir duruşu koruyabilsinler.
Bu ahir zamanda kendilerini görenlere Allah'ı hatırlatan birer salih kul olabilsinler.