Ey İzzettin Kassam Tugayları ve ey Gazze’nin şerefli halkı! Öyle izzetli ve öyle şereflisiniz ki izzet ve şeref yoksunları (mal tutkunları)sizi övemiyor, sizi destekleyemiyor.

  447 gündür işlenen tüm cinayet ve vahşete rağmen, katliam ve soykırıma ve dahası sessizlik ve ihanete rağmen mü’mince duruşunuz dünyanın mazlum ve mustazaflarına umut olsa da… Bu umut bir türlü somut adımlara dönüştürülemedi.

  Fikirsel sömürülüşlerinin farkına varıldı ve ümmetin bir türlü bozulmayan kafa konforu tarumar oldu. Akıllar harekete geçti ancak akıllılar bir türlü harekete geçemedi.

   Bu içler acısı durgunluğun, bu vicdanları sarsan sessizliğin asıl nedeni; siyonist vahşilerin güçlü oluşu veya büyük şeytan ABD’nin sınırsız desteği olmasa gerek. Çünkü bilinir ki şerefli bir mücadele düşmana güç yetirmek ile değil kendine(nefsine) güç yetirmek ile olur.

  Evet, ümmet yani biz Müslümanlar mal hırsına, koltuk sevdasına, dünyalık hedeflere kapılmış olduğumuzdan durgunuz, suskunuz ve siyonist vahşilere karşı somut adımlar atamayacak kadar mecalsiz kalmış imanımız.

  Kaybedilmesi an meselesi olan bir imtihandayız. Fitne kazanında… Fokur fokur kaynayan, kanayan..

  Mal fitnesi!

  İlmen ve fikren mal hırsıyla istila edilmişliğimizin delilleri saymak ile bitmez. Örneğin ülkemizde sıradan bir marketin bile sosyal medya mecralarında iki milyonu aşkın takipçisi var iken Gazze Cihad’ını ve Gazze’de işlenen korkunç cürümleri ifşa etmek için kullanılan sosyal medya kanallarının takipçi sayısı on binleri aşamamıştır. Bu durum her bir Müslümanın, kafasını avuçları arasına koyup düşünmesi gereken ciddi bir yok oluş halidir.

  Günaşırı işlenen vahşetler, on binlerce çocuğun katledilmiş olması ve kudurmuş siyon vahşilerinin canavarca hislerle kardeşlerimize saldırıyor olmaları eğer bizi mal sarhoşluğumuzdan uyandıramamış ise varın gerisini siz düşünün.

  Ölüm var ve inkâr edilemiyor. Hepimiz bir gün terk edip gideceğiz. Ne malımız ne saltanatımız ne şanımız ne şöhretimiz… Ölüm tümünü bizden alıp götürecek. Dillerde gezinen bu hakikat kalplere sirayet etmedikçe şanlı direnişe destek çıkmanın imkânı bulunamayacak. Bu vahşet ve soykırım durdurulamayacak. Eninde sonunda siyon vahşileri Orta Doğu’yu Gazze’ye dönüştürmek istiyor.

  Ya Allah için, İslam için, Ümmet için vazgeçeceğiz dünyalıklarımızdan veya siyon vahşilerine yem edeceğiz..

  Kalbimizi karartan, vicdanımızı bastıran, imanımızı törpüleyen ve ömrümüzü heba eden şu mal belasının üstesinden gelirsek, işte o zaman Gazze’nin izzetli ve de şerefli direnişini gerçek manada anlarız. Anladığımız an harekete geçebilir ve nice somut adımlar atabiliriz.

  Gazze’de yeşeren umut, mazlum ve mustazaflar için adalet ve hürriyet meşalesine ancak böyle dönüşebilir. Dünyanın Gazze’ye, Gazze’nin Ümmete, ümmetin ise mal fitnesinden kurtulmaya ihtiyacı var.

  Bu ahir zamanın ahirinde dehşetli bir fitne-i ahir zaman olan mal fitnesi ya ilmen-fikren-imanen bertaraf edilecek ya da siyonist vahşilerin o kanlı pençeleri ile her birimiz tek tek terbiye edileceğiz.