Bir yılı aştı. Arş-ı Âla titredi.. Gazze’de yaşananları baştan sona anlatacak değilim. Görmeyen göz, işitmeyen kulak kalmamış.
Geçen sene Aksa Tufanı’ndan 10 gün sonra 17 Ekim 2023 akşamı, israil terör rejimi Ehli Baptist Hastanesi’ni vahşice bombalayıp beş yüz sivili katlettiğinde…
Büyük şeytan ABD yapımı, JDAM donanımlı, 910 kilogramlık MK-84 bombasıyla dünyanın gözü önünde bu aşağılık vahşeti işlediğinde..
Özellikle ülkemin dört bir tarafında “Mehmetçik Gazze’ye” sloganıyla sabahlara kadar protestolar yapıldığında…
Diğer dünya halklarının tamamı sokaklara indiğinde…
İnsanlığın düşmanı ve özellikle de İslam düşmanı Siyonistvahşilere ve onun müttefiklerine karşı ümmetin evlatları ve dünyanın hür insanları eğer harekete geçmiş olsalardı bunca vahşet işlenemezdi. Soykırım ve işgal bugüne kadar kesintisiz devam etmezdi.
Harekete geçmesinden kastım cihad edip düşmanla savaşmak değil. Sadece insanlık adına ve insan kalabilme açısından somut adımlar atabilmek…
Öncelikle işgal rejiminin elçilikleri ve konsoloslukları önünde sözde İslam Ülkelerinde ve diğerlerinde duyarlı halklar tarafından sürekli, artan ve kesintisiz bir şekilde protestolar yapılsaydı…
Bölgemizde bulunan büyük şeytan ABD ve Siyonistvahşi işgalcilere ait tüm mallara dev boykotlar ve ambargolar yapılabilseydi… Ticari ve ekonomik tüm faaliyetler önce askıya alınsa ve dahası durdurulsaydı…
Bu derece vahşi ve hukuksuz davranan terör devleti ve destekçilerinin diplomatları çağırılıp istenmeyen adam ilan edilseydi dahası hukuki yollarla binlerce mahkemeye dosyalar gönderilmiş olsaydı…
Özellikle Güney Afrika'nın şikâyeti / davasından önce onlarca devletin davası olmuş ve bu davalara işlenen her savaş suçu ve soykırım teşebbüsü için yeni yeni davalar açılsaydı… Açılan her davaya anında yüzlerce devlet müdahil olarak vahşet ve soykırıma karşı ortak bir tavır alabilseydi…
Askeri baskı uygulayamayacağınız zaten hali pürmelalinizden anlaşılıyor ancak hukuki, ticari, ekonomik hem nicel hem de nitel baskılar yapılmış olsaydı…
İzzet ve Şeref diyarı Gazze Şeridi'ne Müslüman öncülüğünde insani yardım amaçlı bir deniz yolu ve bir destek filosu hazırlansaydı… Bunun için sessiz ve gereksiz hükümetler dev mitinglerle protesto edilerek gayrete getirilseydi…
Yıl boyunca kan dondurucu vahşilikleri ve soykırım canavarlığını izlemek zorunda kalır mıydık?
Evet Siyonist yaratıklar laftan, kınanmaktan, hukuktan anlamıyor. Onlarla mücadele etmenin tek yolu var o da yaptırım, müeyyide..
Bu yaptırımları uygulayamayan dünya Siyonist vahşileri durduramaz. Bugün bu vahşileri durduramayanlar yarın kendi sınırları içinde asla durduramayacaklardır.
Sonuç, dünya halklarını ve özellikle de vehnli ümmeti mücadele etmeye ve mücadeleyi desteklemeye çağırmaktan bıkmamalıyız. Direnişin talepleri de direnci de ortada. Biz bu izzet ve şerefe talip yiğit gençler, cesur liderler, fedakâr cengâverler, kendine gelmiş ümmetin fedailerini aramaktayız. Dünyaları değiştiren..
Bu onura, bu izzete erişmeyi geciktirdikçe dünya bunun bedelini çok feci bir şekilde ödüyor/ödeyecek.