Güvenliğimizi sağlamak zorundayız hezeyanlarını kiralık medya yoluyla tüm dünyaya lanse etmeye çalışan, vaveylâ koparıp yalvararak içindeki kin ve nefreti saklayan, dünyanın en tehlikeli terör örgütüne israil terör rejimi denir. Bu vahşi rejimin/örgütün militanlarına siyonist/Yahudi ve en büyük motivasyonuna ise muharref Tevrat, ahdi atik...
Şeytana pabucunu ters giydirecek kadar şeytanlaşmış bu teröristler sürekli güvenlik endişesiyle vahşileştiklerine kılıf arasalar da mevzunun aslı; yayılmacı, saldırgan ve kudurgan oluşlarıdır.
Kendi dışındakileri insan olarak bile kabul etmeyecek kadar insan dışı olan bu egotapar mahlûklar aynı zamanda insanların dikkat ve ilgisini çekmek için son derece abartılı ve tamamen yapmacık davranışlar sergilemekten lezzet alırlar. İmdat çığlıkları atarak katliam yapan, güvende değiliz diye soykırıma kalkışan, çocuk kanıyla beslenen histerik vahşilerdir siyonistler.
Kendilerini hak sahibi gösteren arz-ı mev’ud saçmalığını dış politikalarının tek gayesi olarak tanımlamış ve bu uğurda tüm canavarlıklarını mubah saymışlar. Buna rağmen sürekli güç dilenen, yardım çığlıkları atan, sızlanan, yalvaran ancak sürekli katliamlar işleyen kan içici, korkak canavarlardırlar. Kutsal topraklar dedikleri vaat edilmiş toprakların içinde ülkemizin dörtte biri kadarı da mevcut.
Hatta inançları gereği(egotapar inancı) bu saçmalık uğruna işlenen her cürüm ve katliam, her vahşet ve soykırım, her canavarlık ve adilik, aşağılık ve alçaklık vazgeçilemez bir kutsallıktır. Çünkü siyonizm demek terörizm demektir. Yahudiler için terörizm kutsaldır. Her siyonist aynı zamanda kutsanan bir teröristtir. Kutsal terörizme yardım ve yataklık yapmayan her canlı, siyonist vahşiler için yok edilmesi gerekenler arasındadır.
Yetmiş altı yıldır, Filistin topraklarının yüzde doksanından fazlasını işgal eden, yüz binlerce Müslümanı katleden bu mel’un yaratıklar tüm canavarlıklarını ibadet tadında yapmış ve bu alçaklıklarıyla sürekli övünedurmuşlar. Bu siyonistlerin terörü kutsadığı ve mutlak terörist oldukları gerçeğinin birer ispatıdır. Bu gerçeğe rağmen Gazze soykırımını Netanyahu hükümetiyle alakalıymış gibi göstermeye çalışmak en hafif tabiriyle körlüktür. Bu terör rejimi kurdurtulduğu günden beridir kudurmuş bir halde sürekli saldırmaktadır. Çünkü en büyük motivasyonları arz-ı mev’ud saçmalığı ile kutsal terör inancıdır. Kutsanan teröristler ve kandan beslenen dindar vampirler…
Bu derece kapalı ve bağnaz ortamlarda yetişen siyonistler hiçbir zaman normal olamamış. Bu nedenle bunların kültürel açıdan seviyelerinin değişmişliği onların histerik canavar oluşlarına engel olamamıştır.
Aksa Tufanı Cihadından hemen sonra terör rejiminin doktor ünvanlılarının bile Gazze hastanelerinin bombalanması için çağrı yaptıklarını hatırlayalım. Sanatçı maskeli bir siyonistin ülkemiz dâhil üç ülkeye atom bombası atılması için Başvahşi Netanyahu’ya sosyal medyadan seslendiğini hepimiz biliyoruz. Parçalanmış çocuk cesetlerini bile alay konusu edecek kadar vahşi olan siyonistlerin normal bir insan gibi davranamamalarının asıl nedeni içinde boğuladurdukları kültürel bağnazlıklarıdır. Dini terör, kutsal terörizm, tüm insanların birer haşere hükmünde oluş inançları, arz-ı mev’ud hülyası ve daha birçok motivasyon sivillerin bile vahşi milisler olmasına sebep olmuştur.
Bu derece vahim bir tabloya rağmen israil terör rejimiyle siyasi, ticari, politik vb. en küçük bir bağ ve bağlantısı bulunan her birey, her firma, her devlet işlenen tüm cürüm ve cinayetlerin ortağı hükmündedir.
Dünya bu histerik vahşilerle iş birliği içinde olmasaydı, bu soykırım on bir ay boyunca devam edemezdi.
Evet bu kan içici vahşilerin pervasızlığı ve bu derece kudurmuşluğu büyük şeytan ABD ve fitnebaz İngiltere’nin tam desteği, batı ülkelerinin dolaylı desteği, İslam ülkelerinin ürpertici sessizliği ve kimisinin ihaneti sayesinde olmaktadır.