Dünya kamuoyunun hemfikir olduğu bir gerçektir bu. Yahudilik şiddet dinidir. Tarihinin her sayfasında ve günümüzde daima şiddet ve kan üretmiştir. Kutsal metinleri her türlü şiddet ve vahşeti övünç kaynağı gibi gösterir. Aynı zamanda kendilerinin de şiddet ve vahşetle karşı karşıya geldiğini anlatır durur. Yahudilikte sürekli anlatılarda şiddet ve terörizmin olması Yahudilerin bilinç yapısında veya bilinçaltında arketipsel (töz) bir sadizm, bir vahşi ruh oluşturmuştur. Arketip, bilinçaltını tetikleyen faktörlerin geçmiş kuşaklarla olan bağlantısını belirten bir kavramdır.
Özellikle Gazze katliamı ve soykırımı Yahudilerin işlediği cürüm ve vahşetin protitip (ilk örnek) değil arketip olduğunu göstermektedir.
Şifa hastanesi kompleksini içindeki yaralı, hasta, sağlık personeli, çocuk, yaşlı demeden vahşice bombalanmasının, tam tamına 43 Yahudi haham tarafından “dini ve ahlaki hiçbir engelin olmadığı" ifade edilen dini fetvasını, israil terör devletinin orduya ait birimlerine, Terörist Başbakan'a ve bakanlara iletmesi bile siyonizmin terörizm olduğu gerçeğine delil olarak yeter. Bazı Yahudi din adamlarının beyanatlarına bakıldığında Yahudilerin vahşi, sadist ve terörist bir ruh halinde yetiştirildiği çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Şu ana kadar binlerce camiyi imha eden, on binlerce binayı içindeki sivillerle beraber bombalayan, üniversiteleri, hastaneleri, okulları yakan-yıkan, doktorları, yardım gönüllülerini, gazetecileri, akademisyenleri, kırk bini aşkın sivili hunharca katleden bir devlet, bir yapı, bir inanç elbette ki şiddet ve vahşet ile beslenmektedir. O devlet terör devletidir. O yapı terör yapısıdır, o inanç terör dinidir.
On binlerce çocuğun hatta bebeğin katledilmesine dini fetva verebilen bir din terörist dini değil midir?
Ultra Ortodoks Yahudiler diye bilinen Harediler ne kadar siyonizm Yahudilik değil deseler de onlar işlenen vahşet ve zulümlere karşı değil işleme zamanına karşı tepkililer. İsrail terör devletinin kuruluşuna da bu minvalde karşı duruyorlar.
Su deposundan su almak için toplanan yüzlerce çocuğun üzerine bomba yağdırıp bunu da dünya kamuoyuna servis edecek kadar alçaklaşanlar, tarihin en vahşi teröristleri değiller midir?
Aç bırakarak yok etmeye çalıştıkları yüz binlerin arasına konserve kutusu şeklinde bombalar bırakarak özellikle çocukların parçalanmasına neden olan bir devlet terör devleti değil de nedir? Buna cevaz veren din terör dini değil de nedir? Bunu alkışlayan siviller vahşi milis değil de nedir?
Dikkat edilirse Siyonistlerin okumuşu, milletvekili, bakanı, hahamı, akademisyeni hatta doktoru, hemşiresi kısacası tümü bu vahşet ve canavarlığı alkışlamaktadır. Hatta vahşetin dozajını artırmak gerekir diyecek kadar insanlıktan çıkmışlardır.
Kendi dışındakilerin tamamını haşere, börtü böcek olarak gören bir din eğer günümüzün mahkemelerinde mahkûm edilemiyorsa hukuk rafa kaldırılmış demektir. Az düşünelim! Tüm insanları kendilerine kul ve köle kabul eden, tek bir hakka bile sahip olmadığını belirten bir din nasıl oluyor da terörizm dini olmuyor?
Sahi geçenlerde ABD’de sinagog altı mahzen ve tünellerdeki bebek arabası, kanlı yataklar, korkunç görüntüler birden gündemden kaldırıldı değil mi?
Evet, bu vahşiler, bu caniler dini sayıklar ile bilinçaltına şiddet ve vahşet yerleştirilmiş canavar zombiler gibi olmuşlar. Utanma, üzülme, düşünme, acıma, pişman olma, vazgeçme, kendine gelme vb. insancıl tüm yetilerini yitirmiş terörist robotlara dönüşmüşlerdir.
Dünya hukuk diyarı olmak istiyorsa öncelikle Siyonizm ile mücadele etmeli ve onların bu arketip vahşiliğini bertaraf etmek için bir an önce harekete geçmelidir. Yoksa dünya bu terörist robotlar tarafından kan gölüne dönüştürülecektir.
Yaşanabilir bir dünya için siyonizmsiz bir dünya…