İnsanların gözü önünde, akıl almaz bir canavarlıkla insanlık katlediliyor.

Müslümanların gözü önünde Müslümanlar hunharca şehid ediliyor.

Bu cürüm ve cinayetler aylardır, aralıksız işlenmekte.

Tepkisiz insan yığınları, menfaat devşirmenin peşinde koşuşan tacirler ve cılız tepkili, gayretsiz Müslümanlar...

 

Ne olmuş bize böyle? Dünyanın neresinde olursa olsun tüm mazlumların yardımına koşmak için can atan azmimizi kim öldürdü? Kime kaptırdık, zalimlere meydan okuyan direniş ruhumuzu? Neyle takas ettik vicdanımızı?

Siyon terör şebekesinin kan dondurucu vahşetine, tüm dünyanın sadece seyirci kalmasını kim nasıl açıklayabilir?

Yıllardır yok etmeye çabaladıkları ve son yıllarda yok etmeyi başardıkları insanlığımıza ne oldu?

Aylardır bu derece dirençsiz ve direnişsiz oluşumuzu bize ne zaman ve nasıl enjekte etmişler?

Cevapsız sorular mıdır bunlar?    Çözümsüz sorunlar mıdır?

Kanmışlığımız ve kandırılmışlığımızdan bihaber varoluşumuz, gerçekten var olmak mıdır? Yoksa yok olmak mı?

 

Bir darb-ı mesel var. Bizi bize anlatır belki.

Okuyalım.

Kışın dondurucu soğuğun olduğu bir akşam..

Sarayına dönen Kral, kapıda sürekli hareket halinde bekleyen muhafızı görünce durur.

- Hava çok soğuk. Böyle üşümüyor musun?

Muhafız toparlanıp selam durduktan sonra:

- Sürekli hareket ediyorum efendim. Soğuğa alışmışım o nedenle soğuğa karşı dayanıklıyım efendim.

Kral muhafızın önünden geçerken, "Olsun yine de seni sıcak tutacak bir elbise getirmelerini emredeceğim." der ve sarayına geçer.

Hikaye bu ya.

Kral o akşam emri vermeyi unutur.

Gün ağardığında saray kapısının önünde muhafızın donmuş cesedi görülür. Soğuktan donarak ölen muhafız kapının eşiğine bir de not yazmıştır.

"Aslında ben soğukla baş edebilen ve soğuğa alışık olan bir askerim. Soğuktan ölmek üzereyim. Şunu herkes bilsin ki; aslında beni soğuk değil kralımızın sıcak elbise vadi öldürdü."

İnsanların azmini kırmak, çabasını engellemek ve onları gayretsizleştirmek için onlara yapması gerekenleri, onlar adına yapacağınızın vaadini vererek bağlanacakları bir umut vermeniz yeterlidir.

Yıllardır sıcak elbise vaatlerine kananlar soğuktan öldü.

Kralın vadine kanmayanlar ölmedi.

İşte bu kanmamışlar sayesinde, altı aydan sonra bile olsa, azıcık gayrete gelinmeye başlandı sanırım.

 

Neyse iyisi mi biz, ta iki yıl öce, Gazze Emiri, Cesur Komutan Sn. Yahya Sinvar'ın  Gazze'de haykırdığı şu sözünü şuraya derc edelim kafidir.

"Bu şehir tüm normalleşenleri ifşa edecek, tüm düzenbazları rezil edecek, tüm terk edenlerin ve tavizcilerin hakikatini ortaya çıkaracak."

Adamın sözü de, özü de full karizma.