İhlâs, kişinin tutum, davranış ve sözlerinde yalnızca Allah`ın rızasını gözetmesi, şirk ve riyadan uzak durmasıdır. Yüce Allah (cc) ile irtibatta, yaratılmışları ve her şeyi aradan çıkarıp, Rabbimizin rızasını kazanmak asıl gaye olmalıdır. İbadetler için nasıl niyet, abdest, kıraat gerekli ise ibadetlerin kabulü için ihlâs olmazsa olmazdır.
Buna göre, ibadet ve amellerimizin indi ilahide geçerli olabilmesinin iki şartı vardır;
Evvelen, ibadetlerin Allah'ın emri doğrultusunda yerine getirilmiş olması; saniyen, bu ibadetleri yaparken de yalnızca Allah'ın (cc) rızasını kazanmak amacıyla yapılmış olması gerekmektedir.
Rabbimiz ayeti kerimede, “Onlar dini Allah için halis kılarak batıl dinleri bırakıp Tevhîd dinine yönelmekle; yalnız Allah`a ibadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermekle emrolunmuşlardı. İşte doğru ve payidar din de budur. (Beyyine/5) şeklinde buyurmaktadır.
Müminler olarak gösteriş ve dünya menfaati için ibadet etmemeli ve ilim öğrenmemeliyiz. Evet, bizler Allah rızası için ibadet etmeli, ilim öğrenmeli ve öğretmeliyiz. Hz. Peygamber (sav) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:
“Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Ben, şirkten, yapılan ibadetlerde başkalarının kendisine ortak edilmesinden müstağniyim. Ben, benden başkasının ortak edildiği amelden uzağım. Kim ki işlediği amele benden gayrısını ortak ederse, başka insanlara gösteriş yaparsa, ben o amelin dışındayım.”
Bu hadisle, Allah`ın ancak kendi rızası için yapılan amelleri kabul edeceği, onun rızası için yapılmayan sırf gösteriş için yapılan ibadetlerin kabul edilmeyeceği ve ahirette sevabının olmayacağı belirtilmiştir. İhlâsla yapılan ibadetlerde kalp Allah`a yaklaşır, huşu ve maneviyatta artış olur. Kişi kendini huzurlu hisseder. Allah rızası dışında yapılan amellerde ise kalp Allah`tan uzaklaşır. Bu da kişiyi ibadet etmemeye ve kendisini manevi yönden huzursuz hissetmeye iter.
İhlas, müminlerin beraber olmasının da sağlayıcısıdır. Kâfirler ve münafıklar birbirlerine dünyevi çıkarlarla bağlıdırlar. Onlar her ne kadar birlik içinde görünseler de böyle değiller çünkü ihlastan mahrumdurlar. Müminler ise birbirlerine sımsıkı bağlıdırlar. Onlar Allah rızası için birbirlerine değer verir ve severler. Çünkü onlar ihlaslı olmaya önem verirler.
Ve ihlas bütün iş ve amellerimizde olmalı. Bir ev hanımı dahi evdeki bütün işlerini yaparken Allah rızasını gözetmelidir. Bu vesileyle Rabbimiz ev bireylerinin ülfetini kendi katından bahşeder. Bu sebebiyetle diyebiliriz ki, günlük hayatımızdaki olumsuzlukların sebebi yaptığımız ilgili işte ihlaslı olmayışımızdır.
İhlâsımızın artması için dikkat etmemiz gereken en önemli nokta da, sürekli tövbe ve istiğfar halinde olmalıyız. Asıl hedefimiz Allah`ın emirlerine uyup, nehiylerinden kaçınıp Rabbimizin affına, merhametine ve sevgisine nail olmak olmalıdır.
Rabbimiz, bizi ihlaslı kullarından kılsın; gösteriş için ibadet edenlerden uzak eylesin!