" Allah`ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah`ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır." (Al-i İmran Suresi, 180)
Cömert olmak muhtaç olan kimselere hiçbir mükâfat ve karşılık beklemeden yardım etmek, diyebiliriz. Bunun sevabına nail olabilmek için, sırf Allah (c.c) için yapılması ve bunun gönül işi olduğu bilinmelidir.
Cömertlik birçok ayet ve hadislerde geçmektedir. Dinimizde cömert olmak tavsiye edilmekte ve övülmektedir. Yeryüzüne baktığımızda Rabbimizin bu cömertliğini görmemek mümkün değil… Canlı ve cansız tüm varlıklara ayırım yapmaksızın bol bol rızık göndermiş ve yeryüzünü-gökyüzünü birçok nimetlerle donatmış ve süslemiştir. Cömert olan Rabbimiz insanların da cömert olmasını istemiştir.
Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde; ‘İki haslet var ki, Allah Teâlâ onları sever ve iki haslete de buğz eder. Sevdiği hasletler, cömertlik ve güzel ahlâktır. Sevmediği iki huy da, kötü ahlâk ve cimriliktir. Allah Teâlâ bir kulunun iyiliğini dilediği zaman, onu, insanların işlerini görmekte istihdam eder` buyurmaktadır.
Nifaktan sonra kalbi karartmaya başlayan amel, mal sevgisi ve dünya sevgisidir. Kalpler nasıl temizlenir diye soracaksanız? Bunun cevabı cömert olmak; mal ve dünya sevgisinden uzaklaşma ile temizlenecektir. "Mal ve servet insan için bir imtihandır." (Zümer, 39/49-52) Bu imtihandan başarılı çıkmanın yolu da cömertliktir. (Teğabün, 64/15-17). Malın sahibi yalnızca Allah`tır. Kişi malından ve servetinden verdiği zaman benim malım azalacak, ben zor zamanda ne yaparım gibi düşüncelere kapılmamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v) kendisinden bir şey istendiğinde asla yok demezdi.
Bir şahıs Peygamber Efendimize gelerek:
“–Ey Allâh`ın Resulü! Ben açım.” dedi. Rasûlullah Efendimiz, hanımlarından birine haber salarak yiyecek bir şeyler göndermesini istedi. Fakat Müminlerin annesi:
“–Sen`i peygamber olarak gönderen Allah`a yemin ederim ki, evde sudan başka bir şey yok.” dedi. Hazret-i Peygamber(s.a.v) ashabına dönerek:
“–Bu gece bu şahsı kim misafir etmek ister?” diye sordu. Ensâr`dan biri:
“–Ben misafir ederim, ya Rasûlallah!” diyerek o yoksulu alıp evine götürdü. Eve varınca hanımına:
“–Evde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Hanımı:
“–Hayır, sâdece çocuklarımın yiyeceği kadar bir şey var.” dedi. Sahibi:
“–Öyleyse çocukları oyala. Sofraya gelmek isterlerse onları uyut. Misafir içeri girince de lambayı söndür. Biz de sofrada yiyormuş gibi yapalım.” dedi.
Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu; onlar da aç yattılar. Sabahleyin o evin sahibi, Peygamber Efendimizin yanına gitti. Onu gören Resul-i Ekrem şöyle buyurdu:
“–Allah Teâlâ, bu gece misafirinize yaptıklarınızdan ziyadesiyle memnun oldu.” (Buhari, Menâkıbu`l-Ensâr, 10)
Rabbim, bizleri sadece rızası için cömert olup infak eden kullarından eylesin!
Selam ve dua ile..