Yeni Dünya Düzeninde sanal aktivitelerin popülaritesi teknolojiyle doğru orantılı bir şekilde artarak devam etmekte; kültürleri, değerleri, alışkanlıklar değiştirmektedir. Sanal para çılgınlığı tüm dünyayı şans oyunları düşüncesiyle sarmış bulunmakta, kimisine emtia olarak kimisine kısa yoldan zenginliğin kapısı, kimisine de uykusuz gecelerin sebebi olarak bakılmaktadır.
Nerden geldiği bilinmeyen(?) blockchain teknolojisi sanal para bitcoin, ethereum, iota gibi 1000 üzerinde sanal para birimi her gün yeni bir haberle gündem olmaya devam etmekle birlikte 2018`de daha da gündem olacağa benzemektedir. Devletler herhangi bir önlem almadan bön bön bakmakla tedbir aldıkları bitcoin, doların tahtını sarsmaktadır. Doların sarsılması ABD kovboyluğunun sona ermesi demek olur. Bu yönüyle elbette güzel bir gelişme fakat devletlerin egemenliğinin şirketlere geçtiğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Şirketlerin sanal paraları üretmeye geçmeleri mümkün görünüyor. Sosyal medya ağlarının devletlere vergi vermemesi, her tarafa ücretsiz internet projeleri bu uygulamaların devamıdır.
Günlük yatırımcının 3 milyon civarında olduğu sanal para piyasasını hiçbir devlet kontrol edemiyor. En ciddi önlemleri, şimdilik bitcoin hesaplarına para aktarılmasının önlenmesi fakat bu küresel esarete ne kadar dayanılacak, tartışılır. Almanya`nın, Çin`in, Rusya`nın bitcoin`i tanımayacaklarını belirtmeleri bununla birlikte ABD, Danimarka, Hollanda, İsveç gibi ülkelerin ise tanımaları, kolay vazgeçilecek bir para birimi olmayacağını göstermektedir. Çin Merkez Bankası Eylül ayında başkanın koltuğuna sebep olacak bitcoin`e karşı sert önlemler alması sonrası geldiğimiz şu günlerde bu kararın değişmiş olduğu, Çin`de İCO yasaklarının kalkabileceği belirtiliyor. Aynı şekilde Rusya, bu yöndeki ticarete yolunu açmak için düzenlemeler yapmakta, Almanya da bu konuda geç kalmayacaktır.
Sanal paranın doların tahtını yerinden edeceği muhakkak fakat oynaklığıyla güven vermemesi Çin para birimi Yuan`ı öne çıkarabilir, hizmet ettikleri kaynağın bir olması bu imkânı vermektedir. Çin`in bitcoin`i yasaklaması gülünç bir durumdur. Teknolojisiyle tüm dünyayı geride bırakan Çin`in ürettiği bitcoin`i yasaklaması taktik gereği olabilir. Çin enerji tüketiminde ve teknoloji üretiminde dünya lideri, ülkelerle ikili ilişkilerinde enerji alımında kendi para birimini kullanmaya çalışmaktadır. Enerji tedarikçileri körfez ülkelerin bir kısmı buna razı fakat Suudi Arabistan buna direnmektedir. Prens Selman bu fikre yakın olan prensleri gözaltında tutmaktadır.
Rusya Ethereum`u sahiplenmeye hazırlanıyor, devlet güvencesi olması güven ortamını da arttıracaktır. Nesnelerin interneti olarak bilinen İOTA sanal para birimine şirketlerin geçişleri yine güçlendirecek bir adımdır. Alman Bosch`u Aralık ayında ciddi miktarda İOTA alacağını belirtmişti.
Türkiye`de ise Blockchain Teknolojisi için herhangi bir çalışması yok, yapılan uyarılar temkinli olun üzerinedir. Küresel piyasanın %20`lik kesimi Türkiye`den gittiği tahmin edilmekte yani ileride tedbir alınmaması durumunda ekonomiyi nasıl etkileyeceği kara kara düşünülmesi gerekmektedir. Sanal Paranın yanı sıra yapay zekâda da herhangi bir ilerleme görünmemektedir. Algoritma yöntemlerin hakim olacağı bir dünyada BEA gibi kabile devleti Yapay Zeka Bakanlığı kurarken, Türkiye halen okullara kodlama dersini bile getirememiştir. Maalesef öğrencilerin ellerine verilen tabletler teknolojik olarak değil ahlaki çöküntüyle sosyal medyada ilerletti(!). Kodlama ile ilgili tek bir Türkçe site bile mevcut değil, MEB`in EBA`sında kodlama ile ilgili tek bir ders içeriği yok ve yönlendirilen siteler yabancı kaynaklı sitelerdir. Savunma sanayindeki zorunlu gelişme tüm alanlara yayılmalıdır.
Gelecek çok hızlı geliyor, Batıya karşı çokluğuyla övündüğümüz genç nüfusu, yine bizim olacak şekilde yetiştirmeliyiz Hz Ali`nin hikmet dolu sözünü hatırlatmakta fayda var. “Çocuklarınızı, zamanınıza göre değil yaşayacakları zamana göre yetiştirin”