ABD ile Türkiye arasında oluşan gerilim, aralarında Türkiye`nin de bulunduğu 10 ülkeye kabin yasağıyla Türkiye`nin önemli kurumlarından olan THY`na yapılan darbe ardından ikinci önemli kurum Halkbank`a yapılarak Genel Müdür Yardımcısı M. Hakan ATİLLA`nın tutuklanması ABD tarafından da hedef ülke haline geldiğini gösteriyor. Ardından konsolosluktan Adil ÖKSÜZ`ün cep telefonuyla aranması 15 Temmuzun arkasında İncirlik`teki karanlık gücü bir kez daha ortaya çıkardı.

Zarrab davasına bakan Savcı Preet Bharara görevden alındı ve savunmaya Trump`a yakınlığıyla bilinen avukatlar atandı. Zarrab`ın ABD de, ortağı Babek`in ise İran da yakalanması ikisinin de aynı suçtan iki düşman ülke tarafından suçlanıp yargılanması oldukça garip bir durum olmakla beraber hem ABD hem de İran`ın içindeki siyasi hesaplaşmayı kızıştırmaktadır. Ambargonun şiddetli olduğu zamanlarda can simidi görevi alan bu ikili; çekişmelere kurban gitmişe benziyor.

Suriye ve Irak üzerinden derinleşen Türkiye-ABD krizi 15 Temmuz ile daha da derinleşmiş ve Trump ile baharın geleceğini düşünenler hayal kırıklığına uğramıştır.  Trump`ın gelişi ya da Obama`nın gidişi özellikle Ortadoğu coğrafyası üzerinde çatışmalara herhangi bir değişikliğe sebep olmamakla birlikte aktörlerin yeri değişti ya da aktör değişikliğine gidildi. NATO ülkesi olan Türkiye`nin stratejik ortaklığı bir kenara bırakılarak özellikle Suriye`de PYD ile işbirliği Türkiye`de duygusal bir hayal kırıklığı oluşturmuş ve Türkiye`nin Suriye`de hareket alanını kısıtlamıştır. Bu kısıtlama Türkiye`yi PYD`nin siyam ikizi PKK`nın ikinci üssü Sincar`a yöneltebilir. Bu konuda da 16 Nisan belirleyici olacaktır fakat şu gerçeği göz ardı etmemek gerekir; örneğin yüzde yüz Türkiye malı olarak tanıtılan Altay Tankının motoru Almanya ya ait olması hayal kırıklığının yanı sıra birçok silah gibi Altay Tankının da bu süreçte ambargoya tabi tutulması, ateş çemberinde olan bir ülke için çaresizliktir fakat fırsata dönüştürülebilir.

ABD ise içerde ve dışarda davranışları vücut bütünlüğünü bozar durumda hareket etmektedir. Kurumların egemenlik mücadelesi bunu uluslararası sahada da kendini göstermektedir. Bir koltuğa sıkıştırılan Başkanın çıkardığı her yasanın mahkemece geri çevrilmesi ve en büyük vaatlerinden Obamacare olarak bilinen sağlık yasasını kaldıramaması ayrıca vergi yasası içinde çaresiz görünmesi öncelikleri arasında yönetimini pekiştirmesi olarak görünmektedir.

Özellikle Ortadoğu`da oluşturulmaya çalışılan yeni yapı için Türkiye, Rusya, İngiltere ve İran önemli rol üstlenmeye çalışıyor. Rusya, İran ve Türkiye`nin bir araya gelmesi planları altüst edebilir ve bu birliktelik ihtimalini ortadan kaldırmak için özellikle Türkiye ve İran`a saldırılar olacaktır. İki ülkede de yakın zamanda seçim ve referandum var. Bu süreçlere kadar kararları etkilemek için her çeşit propaganda yapılacaktır. Birisinin dahi zarar görmesi oluşabilecek gücü zayıflatmaya yetecektir fakat Ak Parti hükümetinden bu yana iki ülke hiç olmadığı kadar mesafeli!...