Çin’de virüs salgını başladığında kendinden emin ve rehavetle hiçbir önlem almadan bıyık altında gülen Trump, şimdi uykusuz geceleri uzun uzadıya yaşamakta.

ABD, SSCB ile soğuk savaş tecrübesini yaşamıştı; Rusya ile silahlanma yarışına girmiş, Rusya haddi olmadığı halde yarışa katılmış ve bir anda çevreleme politikasıyla etrafının çevrelendiğini ayrıca patlamaya hazır bölgelerle yüzleşmesi gerektiğini anladığında artık kendisi için çok geç olmuştu. Bunun sonucu olarak dünyada tek hegemonya devri başlamış oldu. ABD, benzer bir oyunla Çin’e karşı oynayarak Çin’in de aynı hataya düşmesini bekledi ve şımarık bir şekilde ticaret savaşları üzerinden Çin’e saldırdı.

Çin’in, tarihi tecrübesini kullanarak her türlü sataşmaya çekingen ve barışçıl yaklaşımını, ABD kazanım olarak değerlendirdi ve bu politikanın devamı fırsattı ancak virüsün yayılması bunu engelledi. Ticaret ile tüm dünyaya yayılan Çin, 2. ve 3. Dünya ülkeleri üzerinden dolaylı da olsa ekonomik olarak ABD’yi yıprattı. Bağımlılık yön değiştirmeye başladı ve ticaret savaşıyla savaş meydanına çağrılan Çin, tarihi savaş birikimiyle büyük meydana yenilgiyi kabullenmiş görünerek yaklaştı. Satranç oyunuyla Çin’e yaklaşmak eksik kalır Weiqi (go) oyununun anavatanı olduğunu unutmamak gerekir.

Çin’in uysallığı stratejik olmasından kaynaklı, Çin kültür ve medeniyet birikimi, Lao Tzu savaş sanatı ve küreselciliğin bütün hinlikleriyle yeni merkezi olması tüm bunlara dahildir.

Çin, savaşı ABD’nin istediği yere değil kendini ispat edebileceği yöne çevirmeye çalışmaktadır. Bunlar daha çok teknolojik alanlardır; kuantum bilgisayar teknolojisi, donanım, yazılım, 5G, veri depolama, nüfus ve altyapı alanlarına yönlendirerek çekişmenin gidişatını değiştirmeye ve lehine çevirmeye çalışmaktadır.

Çin devlet yönetimiyle sosyalizm ama devlet başkanı Şi Cinping söylemiyle Modern Sosyalizm, ekonomisiyle küreselciliğe evirilen kapitalizm ve iç dinamikleri korumak için halkıyla milliyetçiliği, içinde barındıran potansiyeli büyük bir devlettir.

ABD virüs derdiyle uzun süre meşgul olacağa benziyor, sadece ABD değil tüm dünya aynı dertte ve Çin, bunu fırsata çevirme gayretindedir.

Batılı güçlerin bu sıkıntı zamanlarını İslam ülkeleri doğru değerlendirmelidir.

Türkiye, Batının salgın için el açan halini değerlendirip; yumuşak gücünü İslam ülkelerini birlik olmak için cesaretlendirmeye kullanmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gelişmeler Hazar geçişli orta koridorun güçlendirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.” Söylemi sadece Türki Cumhuriyetlerle sınırlı kalmamalıdır. Hazar geçişli orta koridor Çin’in önünü kesmek için acil ve elzem bir durum, buna karşı olmak için bölge ülkelerinin bir araya gelip tek güç olmaları, hesapları bozacaktır.

Yine yumuşak gücü kullanmak adına tıbbi yardımlar ağırlıklı Batı yönlü olmamalı, Afrika’yı Çin ve Batı esaretinden kurtarmanın en güzel zamanıdır. İnsani yardımlar, bizim insanımız olan Afrika’nın bize tekrar kucak açmasını sağlayacaktır.