Küresel bir sorun olan virüsün dünyaya dağılımı ve her bir ülkenin virüs karşısında “evde kal” çaresizliğinden başka önerisi olmadığı bir zamanda Trump ve Çin’in karşılıklı yaşadığı isim savaşına şahit olmaktayız. İsimlendirme neden önemli?

Virüs, Çin’de ilk çıktığında özellikle ABD ellerini ovuşturmuş ve ‘küresel hegemonyasının sağlamlığını test edenin başına gelecekler budur’ diye pişkin pişkin ders vermeye çalışıyordu. Virüsün yayılacağını, kendisini bu denli esir alacağını kestirse de çaresiz kaldı. Hamle sırası küresel şeytani güçlerdeydi.

Çin insan kaynağını tüketmekten hiç çekinmeyecek bir güçtür. Tarihte bir not ile açalım; Çin’in kurulduğu ilk yıllar ABD tehditleri ve kimyasal silahla saldırı riskine karşı Mao ABD’ye ‘kimyasal saldırı söz konusu olursa en fazla 20-30 milyon Çinli ölür ama daha güçlü bir şekilde devam ederiz’ demişti ve nüfus ile gözdağı vermiş, ABD’yi uzun yıllar sindirmeyi başarmıştı. Dolayısıyla virüsün Çin’de götürdükleri değil kazandırdıkları önemlidir. Çin iki aylık karantinayla virüsü kontrol altına aldı belki daha farklı senaryolar da vardır. GSM operatörlerinin, 8 milyonu aşkın abonenin eksildiği haberi Çin için mümkün olan bir durumdur.

Virüsün dünyaya yayılması AB ve ABD’nin acizliği ve Bank Of America’nın “ Covid-19 nedeniyle ABD’nin resmen resesyona girdiğini ilan ediyoruz” sipariş ile söylemi, savaşın bioterörizm kısmının askeri ve ekonomik güçlerine el attığını gösteriyor. Bank of America’nın kimin olduğu London of City’de iyi bilinir. London Of City artık Londra ile sınırlı değil diğer ucu Çin’dedir.

Trump’ın ticaret savaşlarıyla kazandığı başarı, virüs ile anlamsızlaştı ve hatta tersine dönecektir. Trump’ın, Çin’den yardım talep etmesi olasıdır. Trump’ın “Chinese Virüs” söyleminin üzerinde durması düşmanı deşifre etme çabasıdır. Trump, başarısız olursa sadece kendisi seçimde kaybetmez, ABD’nin küresel hegemonyasını kaybedeceğini bilmektedir. Çin’in Trump’ın söylemine karşı virüsün ABD tarafından ülkeye getirildiğini iddia etmesi savunma amaçlıdır. Oyun devam ediyor…

NATO ile ABD’nin yanında olan AB ise virüs ile Çin’e yakın olmak zorundadır. Yakın olma potansiyeli olan yöneticiler ve olmayanları virüs ile yakınlaştırmalar olacaktır. Çin’in birden iyilik meleği olması tertiplenen bir küresel oyundur. Küresel şeytani güç tüm dünyayı esir almaya çalışmaktadır ve maalesef ülkelerin tek tek çaresiz bir şekilde teslimiyetine şahit olabiliriz. Teslimiyete, insan kalmaya değer veren toplumlar karşı çıkacaktır.