İstanbul`da düzenlenen Suriye zirvesi bölgede söz sahibi olan Rusya ve Türkiye ayrıca savaştan dolaylı etkilenen Almanya ve Fransa arasında Türkiye`nin ev sahipliğiyle yapıldı.

Her bir ülke kendi ajandasıyla toplantıya katıldı. Rusya`nın Astana ve Soçi görüşmelerinden sonra Türkiye`nin ev sahipliğinde bir Suriye toplantısında pek gönüllü olduğu söylenemez. Fakat uluslararası konjonktür sahada güçlü olmak için diyalogu zorunlu kılıyor. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, ‘Astana formatı, Suriye halkının çıkarlarına değil bölgede jeopolitik çıkarlarını düşünenlerin hedefi haline gelmiştir` açıklaması genelde bölgede kirli çıkar savaşının içinde olan tüm devletleri ima ederken özelde ise Türkiye ve İran`ı hedef almıştır. Aynı zamanda Astana`nın artık geçersizliği ilanı ve İstanbul görüşmesine de meşrutiyet kazandırmış oldu.

Rusya bölgede ABD`ye karşı tek başına sayılabilecek durumda. Kendi konumu güçlendirmek için bu zirveyi değerlendirmek istemiştir. İdlib vurgusu tekrar gündeme gelmiş ve alınan karar ile Heyeti Tahriri Şam (HTŞ) gibi gurupların tamamen ortadan kaldırılması için “terörle mücadele” kararı alınmıştır. Bu karar Türkiye için başlı başına bir sorundur. Zaten tek kurşun sıkmadan İdlib kırsalında 20 km kadar alanda söz sahibi olan Rusya İdlib`i tamamen almayıncaya kadar durmayacaktır ve bunu Türkiye eliyle yapmak kendisi için güvence olacaktır. Ayrıca Fırat`ın Doğusu içinde Türkiye`ye alan açması Suriye ve Türkiye için iyi niyet gösterisi olmadığı aşikârdır. Halep, Doğu Guta gibi birçok alanda yaptığı katliamlar uzun süre hafızalarda canlı kalacaktır.

Türkiye, sahadaki ısrarcı varlığı, Akdeniz de sondaj çalışmalarına başlaması ve münhasır ekonomik bölgede (MEB) ısrarı, ayrıca Suriye`de muhalefete yakın olması ve bunu bölgede askeri güç olarak değerlendirmesi zirvede elini güçlendirmekte, ayrıca zirve ile prestij kazanmıştır.

Almanya Avrupa`ya göçlerin yanı sıra, bölgeden uzak kalması pastadan pay almasını zorlaştıracaktır. Savaşın sonları yaşanmakta ve durumunu kurtarmaya çalışmaktadır. Avrupa`nın zor günler geçirmesi durumunu zorlaştırmaktadır.

Fransa, Rojava`da az da olsa mevcudiyeti olsa da Suriye konusunda dışarda kalmıştır. Zirvede kendine rol aramış fakat Rojava`daki çimento fabrikasıyla yetinecektir. Bir ABD`ye bir Astana üçlüsüne yanaşarak sahadaki güç dengesine göre fırsatçı bir pozisyon geliştirmektedir.

Zirve yaklaşık 8 yılı bulan savaştan sonra Suriye halkı için yine bir umut olmuştur. Esad için net bir karar alınmamış seçim vurgusu yapılmıştır. Bölgede barış elzem bir hal almıştır fakat küresel güçler ellerini ovuşturmaya devam etmektedir. Enerji koridoru, Yeni İpek Yolu güzergâhı ve Doğu Akdeniz petrol rezervi gibi hassas durumlar söz konusu oldukça bölgeye üşüşmeye devam edeceklerdir.