Rusya`nın sıcak sulara inme düşüncesi Deli Petro`nun hayali, Neo-Avrasyacıların politikaları olmuştur.
Rusya, Suriye`deki iç çatışmayla Akdeniz`de alan fırsatı yakalamış ve alanını güvenli bir şekilde genişletmeye, Doğu Akdeniz`de yer edinmeye çalışmaktadır, 2013 yılında Esad ile yaptığı 850 millik Akdeniz`de petrol ve doğalgaz arama antlaşmasıyla Lazkiye bölgesine yerleşmiştir. Enerji güzergâhı ve güvenlik sorunundan dolayı özellikle Halep-Lazkiye ve Halep-Şam yollarının emniyetini sağlamak istemektedir. İdlib`ten geçen bu yollar Rusya ve rejim için hayati önem taşımaktadır. Bu bölgenin ABD`nin eline geçme ihtimali ise daha büyük sorunlara neden olacaktır. Karayolları güvenliğinin sağlanması, ticaretin ve Suriye`nin yeniden imarının başlaması anlamı da taşıyor. Sonrasında da Doğu Akdeniz`i pay etmek kalıyor.
Astana ruhu(!) heyecanıyla İran`da yapılan üçlü zirve canlı yayında tüm dünyanın gözü önünde Türkiye`yi köşeye sıkıştırma hareketiydi ve kısmen başarılıydı. Zirvede rejim için zirvenin en büyük kazancı İdlib bölgesine müdahil olarak İran`ın dahil edilmiş olması, zaten sorun olan ve Rejimin hamisi durumunda olan Rusya bölgede problemken Türkiye`nin eli bölgede biraz daha zayıflamış oluyordu. İdlib bölgesinde artık Türkiye, tüm muhalefet, Rusya, rejim, ABD/PYD ve İran var.
Bölge son dizaynını yaşıyor. Bir yandan israil`in pervasızlıkları diğer yandan bölgeye yerleşmeye çalışan NATO.. yeni oluşumda bende varım mücadelesi yaşanmaktadır.
İran zirvesinden sonra; İdlib`e bombalı saldırılarla Türkiye, Suriye`de Heyetü Tahriri Şam ile savaşa çekilmiştir. Fırat Kalkanı`nda da DAİŞ`e karşı aynı oyun oynanmıştı fakat Türkiye başarılı olmuştu. İdlib`in içine çekilecek Türkiye hem HTŞ ile savaşa girecek hem de başarısız olma durumunda Suriye politikası kendi lehlerine revize edilecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın “seçimlerden sonra gelin hep beraber Suriye`yi terk edelim” açıklaması Türkiye`nin üzerinde bir baskının varlığını da göstermektedir. Soçi Zirvesi gereği açılacak olan M5 karayolunun denetimi ile güvenliğinin Rusya ve Türkiye tarafından sağlanması ilerisi için Rejimi ve Rusya`yı fazlasıyla rahatsız edecektir.
Soçi Zirvesi`ni biraz açacak olursak; İdlib için barış olarak yansıtılan fakat Rus basınına göre ‘rafa kaldırılan operasyon` ve 15 Ekim`e kadar silahsızlandırılacak olan bölgenin çoğunluğu, karara karşı olan ve 30 bin dolayında savaşçısı olduğu tahmin edilen HTŞ`nin elindedir. Türkiye sahadaki potansiyelini kullanarak bazı gurupları ikna edecektir, fakat HTŞ için bu konu varlık mücadelesidir.
Soçi zirvesiyle Rusya rahat bir nefes aldı hem uluslararası baskı ve müdahaleden kurtuldu hem de önemli bir düşmanının ihalesini Türkiye üstlendi.
Savaşı kazanan maalesef Rusya`dır; Rejim, İran, Türkiye, ÖSO, PYD kaybeden taraflardır.
Rusya, diğer taraftan Karadeniz`in her köşesine S400 savunma sistemi yerleştirerek NATO`ya mı önlem almakta, Karadeniz`de hâkimiyetini mi genişletmek istemekte?