Ortadoğu`da ve Türkiye`de istediği alanı bulamayan ABD, Türkiye`ye yeni yaptırımlar ve Başkan Erdoğan`ın isimlendirmesiyle ‘ekonomik savaş` ile sıkıntının bir süre devam edeceğini göstermektedir. Aklıselimi ağır basan Türkiye halkı ambargo ve yaptırmalara direnmeyi tercih edecektir.
Papazlar düellosuyla ateşlenen ABD-Türkiye gerginliği öyle görüldüğü gibi Papaz meselesi olmadığı aşikâr bir durumdur. Menbic`ten, Doğu Akdeniz`e, Kıbrıs`tan Afrin`e ABD`nin birçok kuyruk acısı mevcut ve zehrini kusmaya çalışmaktadır.
ABD`ye giden heyet; uluslararası kamuoyunda diyaloğu devam ettirmek anlamı dışında pek ehemmiyeti olmadığı bilindiği halde, tehdit ve şantaj edilerek olmayacak şartlar ileri sürülmüştür. Şartların çoğunu Türkiye`nin bölgesel güç olmasının önündeki engeller olması meselenin Papaz meselesi olmadığını göstermektedir.
Şartlardan hiçbiri kabul edilemeyeceği gibi aşağılık olanlar:
Kıbrıs`ın sorun olunmasından vazgeçilmesi
Doğu Akdeniz petrolünden vazgeçilmesi
Önemli madenlerin işletmesinin ve özellikle bor madenlerinin ABD`li şirketlere verilmesi,
S400`den vazgeçilmesi,
Kudüs politikasının ABD çizgisine getirilmesi,
Gibi anahtar teslim ve Türkiye`yi aşağılayan şartlar sıralanması, akıllara ‘‘kininizle geberin`` ayetini getirmektedir.
ABD`nin Rusya, İran ve Türkiye`ye yaptırımları dünya gündemi olduğu bir sırada, Rothschild ailesinin en yaşlı ismi Jacop Rothschild`ın küresel finans sisteminin tehlikede olduğu uyarısı programlı bir saldırının ipuçlarıdır. Bu üç ülke yaptırım ve ambargolarla birlikte dolar üzerinden terbiye edilmek isteniyor ve Rothshcild ailesi de ‘dolardan kurtulun` diye yol gösteriyor. Kripto paralara alan açılacaktır.
ABD`nin pervasız yaklaşımlarının güzel yanı Türkiye`nin ABD`den uzaklaşması fakat diğer taraftan Çin ve Rusya`ya mecbur bırakılmasıdır. Bu iki ülke ABD`den daha iyi olmayacaklardır.
12 Ağustos Pazar günü Hazar Denizi komşuları arasında Hazar Denizi kıta sahanlığı için 5 devlet bir araya gelmekte ve antlaşmayla TANAP`a entegre edilmesi düşünülen Türkmen gazının önü Rusya tarafından kesilmek istenmektedir.
Yine Türkiye sıkıştıkça İdlib operasyonunun ayak sesleri duyulmakta, Rusya sinsi bir şekilde ellerini ovuşturmaktadır. Rusya`nın hesabı, NATO`dan uzak, stratejik ortakları tarafından zor duruma düşmüş bir Türkiye, Suriye muhalefeti için fedakârlıklarda bulunmaya hazır olacaktır. İdlib operasyonuna PYD`de rejim saflarında dâhil olacaktır.
Çin için durum pek farklı değil, kredi ve borç ile kaynak aktarımında bonkör davranan Çin, İpek Yolunun orta hattında olan Türkiye için fedakârlıktan(!) çekinmeyecektir. Artık Katar`dan nakit gelmiyor ve yeni kaynağımız Çin…
Çin`in zamanında Özbekistan`a verdiği kredilerin geri ödemesinde sıkıntı yaşadığından özellikle İpek Yolu üzerindeki lojistik merkez olabilecek güzergâhların borç karşılığı kendisine satışı için Özbekistan`a baskı uygulamaktadır. Bakalım Türkiye hangi bedellere zorlanacak?