İran`ın komşu ülkelerinde Ermenistan`ın olaylı seçimlerinden sonra Başbakanlık koltuğuna oturan muhalefet liderinin ardından ilişkilerin tartışılacak duruma gelmesi söz konusu olurken sırada batı komşusu, çok yakın ilişkisi olan ve söz sahibi olduğu Irak`ta seçimleri kimlerin kazandığını ve durumun ne olabileceğini kurcalayalım…

Tartışmalı bir şekilde sonuçlanan seçimlerde Şii lider Mukteda el Sadr liderliğindeki blok, zafer ilan etti. Yenilen tarafların klasik itirazları ve mevcut güçlerin seçimi iptal etme hamleleriyle sonuç kesinleşmiş gibi görünmektedir. İran`ın gündem olduğu ve Ortadoğu`nun her zamanki durumu olan sıcak günler geçirdiği bu günlerde Sadr`ın nasıl bir politika izleyeceği merak konusu olmakta.

ABD Irak işgalinden bu yana en çok sıkıntı yaşadığı gurup Mukteda el Sadr`ın başını çektiği Mehdi Ordusu gelmekte; işgalden bu yana ABD ile iki defa savaş yaşandı. ABD`nin Irak`tan çıkması için mücadele etmiştir. Fakat Sadr, 2017 Temmuz sonunda 11 yıl aradan sonra alışkın olmadığımız bir durumu yaşatarak Suudi Arabistan`ı ziyaret etmişti. Hayırlı bir konu olan mezhep savaşları vurgulanarak yapılan ziyaret; İran için mi ya da ABD`ye zeytin dalı için mi yapılmıştı? Merak uyandıran bir ziyaretti. Kabinenin oluşmasından sonra cevabını alacağımız sorulardır.

Sadr`ın şii lider olması İran ile ilişkilerin iyi olduğu anlamı taşımamaktadır. Seçim sonuçlarından sonra Sadr ile görüşmek için İran dini lider Hameney`i temsilen Bağdat`a giden Kasım Süleymani ile görüşmeyi reddedip ülkeyi terk etmesi için 24 saat süre vermiştir. Sadr, İran muhalefeti ile biliniyor.

Seçimlerde iç politikada stratejik kazanım olabilecek KDP ile işbirliği yapması sadece Şii kesimin desteği değil aynı zamanda Kürt nüfusun da desteğini sağlamak anlamına geliyor. Kürdistan referandumundan sonra kazanımlarını kaybeden Kürt halkında İran ve ABD karşıtlığı oluşmuştu.

Ortadoğu`da seçimlerin pek ehemmiyetinin olmadığı aşikârdır. Bu sebeple ülkede güçlü bir nüfuza sahip olan ABD ve İran, hükümet kurmada koalisyona mecbur olan Sadr gurubunun da siyasi hile ve hamlelerle gücünü zayıflatabilir önemli karar organlarını kendi kontrolünde tutabilirler.

Irak, İran için soluk alma ve rejim için hayatta kalma durumunda kolay kolay vazgeçmeyeceği kesin, ABD`de durum farksız değil, ülkedeki kazanımları haricinde İran`ı çevreleme politikası ile önünü kesmeye çalışacaktır. Suriye`de İsrail üzerinden üslerini saldırı altında tutması ve Suriye`den çıkarmaya çalışması, İran içinde ekonomik ve türlü sebeplerle karışıklık çıkarması veya sebep olması, aynı zamanda iptal edilen nükleer antlaşmasıyla uygulamaya çalıştığı ambargoyla İran`ı bunaltmaya çalışmaktadır.

Pentagon savaş kabinesini Trump`a kabullendirmiş durumda, Pompeo savaş salyalarıyla durumu olgun hale getirmeye çalışmaktadır.