Fıtır sözlükte “orucu açmak”, fitre de “yaratılış” anlamına gelir. Buna “Fıtır sadakası” denir ki, fıtrat sadakası, yani sevap için verilen yaratılış atıyyesi demektir. Dini bir terim olarak şöyle tanımlanır: Ramazan Bayramı`na yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü bulundukları mali bir ibadettir.

Bu bir yardımlaşma olup, orucun kabulüne, ölüm sırasındaki sıkıntılardan ve kabir azabından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye ve onların da bayram sevincine katılmalarına bir yardımdır.

Abdullah b. Sa`lebe (r.a) şöyle nakletmiştir: “Rasûlullah (s.a.s) Ramazan Bayramı`ndan bir veya iki gün önce bir konuşma yaparak şöyle buyurdu: “Buğdaydan, arpadan veya hurmadan 1 sâ`ını hür veya köle, küçük veya büyükler için sadaka olarak veriniz.

Hanefîlere göre fitre sadakası ile yükümlü sayılmak için, kişinin Ramazan Bayramı`nın birinci günü, temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olması gerekir. Zekât nisabından farklı olarak, sahip olunan malın “artıcı (nâmî)” özellikte olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması gerekmez. Nisap miktarı iki yüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın veya bunların kıymetine denk bir maldır.

Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerine göre ise, fıtır sadakasının vücûbu için, zenginlik ölçüsü olan nisaba malik olmak şart değildir. Temel ihtiyaçlarının dışında, bayram gün ve gecesinde yetecek kadar azığa sahip olmak yeterlidir.

Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve diğer üç mezhep imamının ortak görüşüne göre, fıtır sadakasının yükümlülüğü için akıllı ve ergen olmak şart değildir. Bu yüzden küçüğün ve akıl hastasının malından da velisinin fitre vermesi gerekir. Fitrenin ibadet yönünü üstün kabul eden, Hanefîlerden İmam Muhammed ve Züfer`e göre ise, küçüklerin ve akıl hastalarının malından fıtır sadakası gerekmez.

Bir kimsenin, kendisi dışındaki kişinin fıtır sadakası ile yükümlü sayılması için, bu kişinin onun velâyeti altında olan ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerden olması gerekir. Buna göre bir kimse velâyeti altında bulunan küçük çocuklarının veya akıl hastası olan yakınlarının fitresini vermekle yükümlüdür.

Hanefîlere göre, fıtır sadakası Ramazan Bayramı`nın 1. günü fecrin doğuşu ile vacip olur. Çünkü fitre bayrama ait kılınmıştır. Böylece oruç tutmanın yasaklandığı bir günde, fitre ile yoksul Müslümanların sevinçle bayrama katılmaları amaçlanmıştır.

Arpa, kuru hurma ve kuru üzümün fitre miktarı, şer`î ölçüye göre yaklaşık 3 kg, örfî ölçüye göre ise 3,33 kg olur. Buğday ve buğday unu için örfî ölçüye göre ise 1,66 kg olur. Bu Hanifi mezhebinin görüşüdür. Bu miktar bir sa'nın yarısıdır. Ancak İmam Şafiiye göre fitre miktarı bir sa'dır. Bu da yaklaşık 2.5 kg buğdaydır.

Yukarıdaki dört cins gıda maddesi yerine kıymetleri de verilebilir. Ancak yoksullar bu maddelerin kendilerine muhtaç oldukları zaman, fitreyi kendi cinslerinden vermek daha faziletlidir

Fitre, verileceği yerler bakımından her durumda zekâtın benzeridir. Ayet-i kerimede açıklanmıştır. “Sadakalar (zekatlar), Allah`tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam`a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi 60)

Ayrıca fitre verilecek kişi, bu şartları taşısa bile; Ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına, oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına fitre verilmez.

Hanefîlere göre, fıtır sadakası Ramazan Bayramı`nın 1. günü fecrin doğuşu ile vacip olur.

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı 2017 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2018 yılı Ramazan`ın başlangıcına kadar en düşük sadaka-i fıtır miktarını 16 TL olarak belirledi.

Belirlenen bu miktar, “asgari miktar” olup, sadaka-i fıtırda verilecek meblağ konusunda bir üst sınır bulunmuyor. Bu konuda ideal olanın, herkesin kendi hayat standartlarına göre asgari günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir meblağı vermesi olarak belirtiliyor. Söz konusu yardım, gıda gibi ayni olarak veya para şeklinde nakdi olarak ödenebilir