2016`da işsizlik oranı, yüzde 11 sınırına tırmandı. İşsizlik artışından etkilenme düzeyi bölgelere göre farklılık arz ediyor. İstihdam ve işsizlikteki gelişmelere bölgeler düzeyinde baktığımızda aralarında ciddi farklılıklar olduğunu görürüz.

Türkiye İstatistik Kurumu`nun (TÜİK) bölgesel işgücü verilerini incelediğimizde ortaya çıkan sonuçlar, işsizlik artışında başlıca üç gelişmenin büyük rol oynadığını görüyoruz.

Bunlardan birincisi sanayideki durgunluk. Sanayideki durgunluk, sanayi istihdamıyla öne çıkan illerde işsizlik oranının daha hızlı artmasına yol açmış görünüyor.

İşsizlik artışına sebep olan ikinci önemli faktör, Rusya`nın ambargosu, terör saldırıları ve iç politik gelişmelerin etkisiyle turizmin ciddi yara alması.

Üçüncü faktör ise Suriyeli sığınmacıların ağırlıklı olarak kayıt dışı istihdamının, yerleşik hane halklarında işsizliği artırması olarak öne çıkıyor.

TÜİK`in 26 bölgeli Düzey-2 bölgesel sınıflamasına göre işsiz sayısındaki artışa göre bir sıralama yaptığımızda, işsiz sayısının en fazla arttığı bölgelerin bu üç faktörden en fazla etkilenen bölgeler olduğu görülüyor.

İşsiz sayısı en fazla artan bölge, yüzde 51.28 ile Gaziantep, Adıyaman ve Kilis`ten oluşan TRC1 bölgesi. Bu bölgedeki işsizlik artış hızı, yüzde 8.93 olan Türkiye ortalamasının 5.74 katı. Bir yıl içinde işsiz sayısının yüzde 51 gibi dramatik bir artış göstermesi ve artış oranının kendisinden sonra gelen ikinci bölgeden bile aşırı ölçüde yüksek olması, bölgedeki Suriyeli göçmen sayısının yoğunluğu ile açıklanabilir. Gaziantep`in sanayideki durgunluktan da etkilenmesi, bölgedeki işsiz sayısı artışının ikinci nedenini oluşturuyor.

Gaziantep, Adıyaman, Kilis bölgesi sadece işsiz sayısındaki artış açısından değil, işsizlik oranı artışında da başı çekiyor. TRC1 bölgesinde işsizlik oranı 4.4 puanlık sert bir sıçrama yaparak bir yıl içinde yüzde 9.9`dan yüzde 14.3`e fırladı.

Küçük ve orta ölçekli sanayinin istihdamda önemli yer edindiği illerin işsiz sayısı ve işsizlik oranı artışında ön sıralarda yar alması da sanayideki durgunluğun işsizlikteki izini yansıtıyor.

Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir bölgesi, işsiz sayısı artışında yüzde 36.84 ile ikinci sırada yer alıyor. Çanakkale ve Balıkesir bölgesi, yüzde 29.41`lik işsiz sayısı artışı ile üçüncü sırayı alıyor. Samsun, Tokat, Çorum ve Amasya bölgesindeki işsiz sayısı artışı yüzde 23.53. Aynı şekilde Zonguldak, Karabük, Bartın, Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak da işsiz sayısının en fazla arttığı bölgeler içinde yer alıyorlar. Bu gruptaki illerdeki işsiz sayısındaki artışta tarımdaki sorunların da payı bulunuyor.

Turizmin kalbinin attığı kentlerden Antalya`nın yer aldığı TR61 bölgesi de yüzde 23.73`lük işsiz sayısı artışı ile 4. sırada bulunuyor. Bu bölgedeki işsizlik oranı da 1.9 puan gibi Türkiye ortalamasının 3 katı bir artışla yüzde 11.5`e çıkmış durumda.

İşsizlik ile mücadele adına bir çok teşvik getirildi. Ancak ne kadar etkili oldukları tartışılır. İşte bu teşviklerden bazıları:

1. 5510 sayılı Kanun`la getirilen sigorta primi borçlarını zamanında ödeyen işverenlere sağlanan 5 puanlık sigorta primi desteği.

2. 6645 sayılı Kanun ile yürürlüğe konulan ücret ve sigorta primi desteği sağlayan İŞKUR işbaşı eğitimi teşviki.

3. 5746 sayılı Kanunla yürürlüğe sokulan gelir vergisi indirimi ve sigorta primi desteği sağlayan Ar- Ge desteği....

Yukarıda sıralanan düzenlemelerin yanı sıra bir de hükümetin başlattığı “istihdam seferberliği”. Türkiye`nin en büyük meslek örgütü TOBB`un önderliğinde ve diğer meslek örgütlerinin arkasından takıldığı seferberlik.

Tüm bu teşvik ve istihdam seferberliğine rağmen ne yazık ki işsizliğin yükselişi durdurulamıyor. Referandum sonrası yeni girişim ve düzenlemelerle işsizlikle mücadeleye devam edilecektir. Ancak ciddi yapısal reformlara ihtiyaç olduğu kesin.