Türkiye ile AP arasında süren müzakereler bitme noktasında, Hıristiyan Demokratlar`ın metninde “Müzakereler geçici olarak ertelensin” ifadesi kullanılırken, Sosyal Demokratların metninde “Müzakereler, Türk hükümeti hukuk devletine ve insan haklarına saygı yoluna dönene kadar geçici olarak dondurulsun” ifadeleri yer aldı. Liberaller “ Türkiye ile üyelik müzakereleri derhal askıya alınsın”, aşırı sağcı “Uluslar ve Özgürlükler Avrupa`sı” grubu “Türkiye`nin AB`ye katılım müzakerelerine son verilsin” ifadesini kullandı. AB karşıtı “Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi” grubu “Türkiye artık Kopenag siyasi kriterlerini yerine getiren bir ülke değil, katılım müzakereleri derhal durdurulsun. Türkiye ‘ye fon aktarımına son verilsin” ifadelerine yer verdi. Komünist Grup tarafından hazırlanan taslak metinde ise “Katılım müzakerelerinin dondurulması süreci başlatılsın” ifadesi kullanıldı.
HDP Doğu ve Güneydoğu`dan gidip Avrupa`ya yerleşen Hıristiyanların bir hak savunucusu ve bölgeye yeniden yerleşmeleri için bir ümit ışığı idi. HDP`ye yönelik yapılan tutuklamalar ve belediyelere kayyum atanması, Avrupa Birliğindeki Hıristiyan ve sosyalistleri ciddi anlamda rahatsız etmiş görünüyor.
Avrupa hasta adam ve kendi iç işleri ile uğraşacağına diğer ülkelerle uğraşıyor.
Oylamadan hangi sonuç çıkarsa çıksın kısa vadede Türkiye`nin ekonomisi olumsuz etkilenecektir. ŞENGHAY açılımı bir nebze rahatlama getirse de AB`ye alternatif arayışlar kısa vadede ekonomiyi rahatlatmayacak.
ABD`de Tump`un kazanması ile birlikte FED`in 14 Aralık`ta faiz artırımına gideceği kesin gibi gözüküyor. Daha evvel yapılan ekonomik kriz toplantılarının çok olumlu sonuçlar vermemesi üzerine, Erdoğan başkanlığında Ekonomik Koordinasyon toplantısı düzenlendi. Kurdaki artışın Türkiye ekonomisi için risk oluşturmadığına vurgu yapılan toplantıda, kamunun döviz borcunu çevirmede bir sorun yaşanmadığı, hane halkı ve KOBİ`lerin de döviz kaynaklı riskleri bulunmadığı belirtildi. Zirvede, batı ülkelerinin kendi krizlerini gelişmekte olan piyasalara yıkmaya çalıştığının altı çizildi. Buradan doların yükselişinin önüne ciddi manada setler çekilmeyeceği ve doların Türk Lirası karşısında yükselişini sürdüreceği sonucunu çıkarabiliriz.
Dolar yükseldikçe yükseliyor. Merkez bankasının atacağı adımlar önemli olsa da bunun ne kadar etkili olacağı bilinmiyor. Erdoğan altına endeksli bir ekonomik politika izlenmesi gerektiğini belirtti. Böyle bir yöneliş ne derece olur ve ne kadar etkili olur henüz belli değil.
Bu arada S&P derecelendirme kuruluşunun olumsuz açıklamaları da sürüyor. JP Morgan bir rapor açıkladı. Raporda, 2017`nin ilk yarısında yapılmasının beklendiği belirtilen anayasa referandumu nedeniyle siyasi risklerin de artmakta olduğu kaydedildi.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P kıdemli direktörü Frank Gill Dubai`deki konuşmasında, “TCMB bir noktada faizleri artırmak zorunda kalabilir. Türkiye`de Merkez Bankası “yoğun siyasi baskı altında”” ifadelerini kullandı.
Gill, Türkiye`nin “Trumpflasyon”un yarattığı riskte ön sıradaki ülkeler arasında bulunduğunu söyledi.
S&P kıdemli direktörü Gill, Türkiye`de Merkez Bankası “yoğun siyasi baskı altında” olduğunu, Merkez Bankası`nın net döviz rezervlerinin düşük olduğunu ve şirketlerin açık döviz pozisyonlarının bilanço şoku riski taşıdığını belirtirken, özel sektör bilanço şoku olması durumunda, bu gelişmenin yatırımlara zarar vereceğini söyledi.
Gill, “Trumplasyon ve artan ABD tahvil faizleri ile, Türkiye`nin risk altındaki ülkeler arasında ön sıralarda olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Gill, Türkiye`de ödemeler dengesinde yıllar sonra ilk kez büyük bir finansal hesap açığı görüldüğünü ve “o günden bu yana piyasa koşullarının kötüleştiğini” söyledi.
Gill, “Sermaye çıkışları gördüğünüzde, bu durum para birimini vuruyor, bu da güveni etkileyecek ve o da büyümeyi etkileyecek” dedi.
Türkiye`de yurtiçinde yerleşiklerin artık dolar satmadığını belirten Gill, “çünkü finansal ve siyasi istikrar ile ilgili bir çok endişe var” dedi.
Gill`in açıklamaları siyasi ve taraflıdır. Ancak her eleştiride bir haklılık payı arayıp ona göre önlem almakta yarar olduğunu düşünüyorum.