Yunanistan`daki borç krizinin Portekiz ve İtalya`ya sıçrama ihtimali an meselesidir. ABD`nin 2 Ağustos`a kadar çözmek zorunda olduğu 14,3 trilyon dolarlık borçlanma tavanı sorunu için zaman daralıyor. Hafta içinde yapılan görüşmelerde FED Başkanı Ben Bernanke ve Hazine Bakanı Timothy Geithner bu konuda kongre üyelerini şimdilik ikna edememiş gözüküyor. Moody`s ve Standard&Poor`s gibi kredi derecelendirme kuruluşları bu konuda şimdiden ABD`ye baskı yapmaya başladılar. İki kuruluş ABD`yi negatif izlemeye alırken kongre`yi biraz da sıkıştırma maksadı gütmüş gözüküyorlar. 2 Ağustos`a kadar ABD borçlanma tavanı yükseltilmezse ABD emekli maaşlarını ödeyememe riski ile karşı karşıya kalacak. Bernanke`ye göre zaten kırılgan bir şekilde toparlanan ekonomi raydan çıkarak büyük bir felaket ile krize girebilir. Sonuç olarak ABD`nin kredi notu düşer ve dünya yeni bir felaket ile yüzleşmek zorunda kalabilir.

Finansal piyasaların risk altında olduğu böyle bir ortamda Türkiye ekonomisi ve piyasalarının daha dinamik ve olumlu bir seyir izlemeye çalıştığını görüyoruz. Ancak hafta içerisinde önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan`ın, “Yaklaşan kriz Türkiye`yi de etkileyebilir. Hazırlıklı olmalıyız.” sözleri; ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli`nin dünya ekonomisi üzerinde kara bulutların gözükmeye başladığını ifade ederek bu durumun Türkiye`ye olumsuz etkisi olacağını ve çok tartışılan “Fazla harcamayın, ne varsa tutun.” sözleri piyasalarda tedirginliğe sebep oldu. Daha önceki krizde “kriz teğet geçecek” denildiği halde bu sefer “kriz etkileyebilir” yönündeki açıklamalar dikkat çekicidir. Piyasalarda buna ilgisiz kalmadılar.

 Krizin vurması beklenen ülkelerin borsaları yüzde 9`a varan yükselişler yaşarlarken, İMKB bir haftada yüzde 4,50 değer kaybederek 60 bin puan sınırının altına geriledi. Borsa`daki sert                                                                                düşüşe karşı döviz ve altın fiyatları yüzde 4`e varan yükselişler kaydetti. Piyasalarımızdaki bu sert ve negatif yöndeki dalgalanmanın aksine Yunanistan başta olmak üzere Avrupa ve ABD borsaları haftayı önemli artışlarla tamamladı.

Krizde ABD ve Avrupa ülkeleri olmasına rağmen hafta içindeki krizin Türkiye`yi de etkileyeceği açıklamaları ve kredi derecelendirme kuruluşunun cari açık uyarıları dövizin ateşini yine yükseltti. Dolar lira karşısında 17 ayın en yükseğine çıkarak 1,70 lirayı test ederken, Euro TL karşısında tüm rekorları kırarak haftayı 2,43 seviyesinden kapattı. Böylelikle son bir yılda dolar lira karşısında yüzde 11 yükselirken, Euro yüzde 24 artmış oldu. Uluslararası piyasalarda yaşanan belirsizliklere rağmen Euro`nun ve doların lira karşısında yükselmesinde şüphesiz en büyük etken cari açıktaki artış olarak görülebilir.

Altın, bir yılda yüzde 47 yükseldi. Onstaki hızlı yükseliş, doların TL karşısında güç kazanmasıyla birleşince altının gram fiyatı son 15 günde yüzde 10`a yakın bir yükselişle 84 lirayı aştı. Temmuz ayı başında 77 lira olan altının gramı bir yıl önce 57 lira seviyesindeydi. Böylelikle altın, lira karşısında son bir yılda yüzde 47 yükselerek bir rekor kırdı. Altın fiyatlarının yükselişinde Hindistan ve Çin`in fizikî taleplerindeki artışı etkili oldu. Dünya Altın Konseyi raporlarında daha önce bu durumu açıklayarak altına fizikî talebin devam edeceğini vurgulamıştı.

Dış piyasanın durumu, yaz dönemi olması, çoğu kişinin tatilde olması ve tekstil piyasasında geçiş dönemi olması nedeniyle tekstillerin çoğunun kapalı olması iç piyasayı olumsuz yönde etkiliyor. Ramazan ayının başlaması ile beraber hafta başında gıda piyasasında bir hareketlenme başlayacak ancak diğer sektörlerdeki hareketlenme için Ağustos ayının ortalarını beklemek gerekir. Ağustos ayının ortalarından sonra bayram ve okul hazırlıkları piyasayı biraz canlandıracaktır. Ancak dış piyasa da ciddi bir kriz yaşanması durumunda, iç piyasa da hareketlenme beklemek bir hayale dönüşebilir. En iyisini bilen ise Allah`tır.

Selam ve dua ile….