Güçlü devletleri güçlü toplumlar, güçlü toplumları da güçlü aileler oluşturur. Aile ne kadar güçlü ve sağlam olursa, tolum da devlet de o kadar güçlü olur. Ama ne yazık ki bir taraftan bireyler güçlü toplum ve güçlü devlete gidecek olan aileyi evlenmeyerek kurmuyor. Aile sahibi olanlar da olmadık sebeplerle boşanarak aileyi yıkıyor.
Evlenmeyip aileyi kurmamanın veya aile sahibi olduktan sonra boşanarak aileyi yıkmanın birçok sebebi vardır. Her ikisini de tetikleyen ortak sebeplerden biri internet ve sosyal medya aracılığıyla bireylerin kendilerine sanal âlemler kurmasıdır. Birey girdiği bu sanal âlemlerde sanal arkadaşlıklar kuruyor, sanal ilişkiler içerisine giriyor, haramın her türlüsüne yeri geldiğinde şahitlik ediyor veya bu yolla harama bulaşıyor. Haliyle helal daireden uzaklaşıyor ve helal daireye artık bir nevi gerek duymuyor. Girilen bu sanal âlemler, zamanla kişiyi bireyselleştiriyor, aile ve toplum olmaktan uzaklaştırıyor.
Evlenip aile kurmamanın ya da aile olduktan sonra boşanarak aileyi yıkmanın en büyük sebeplerinden biri de kadının ekonomik bir bağımsızlık peşinde koşmasıdır. İslâm, kadına, ailede ekonomik anlamda bir sorumluluk yüklemediği halde kocanın parasına muhtaç olmayayım, kendi başıma yetineyim mantığıyla bir yola girilmekte, ekonomik bir bağımsızlık elde edince de kimseye ihtiyacım yok, kendi başıma da hayatımı sürdürürüm mantığıyla evlenme gereksiz görülüp evlenmemekte veya evliyken boşanabilmektedir.
Devletin ve toplumun aile kurmaya destek vermemesi, tam aksine yıkmaya destek vermesi sebebiyle aile kurulamamakta veya kurulu aileler dağılabilmektedir. Devlet evlenmeyi ve aile olmayı teşvik edici birçok şey yapabilir. Toplum da evliliği kolaylaştırabilir. Ama ne yazık ki ne devlet aile kurmayı teşvik edici bir girişimde bulunuyor ne de toplum evliliği kolaylaştırıcı bir adım atıyor. Toplum evlenecek erkek adayda olmadık meziyetler arıyor ve üstesinden gelemeyeceği bir ekonomi istiyor. Haliyle evlilik zorlaştıkça zorlaşıyor ve evlilik yaşı alıp başını gidiyor.
Devlet, kurulu ailenin devamı yerine yıkımına, süresiz nafaka, kadının beyanını esas alıp evden uzaklaştırma, sahip olunan varlığı ikiye bölme gibi etkenlerle destek oluyor. Toplum da aile içi çıkan anlaşmazlıklarda ateşe körükle gitme, haklı haksız kendi tarafını tutma, düzeltme yerine daha çok bozucu yönde hareket etme ile ailenin yıkılmasına destek oluyor. Doğru olan ortada durup ıslah etmek için çalışmak, adalet ile hareket etmek değil midir?
Aile kurmanın veya yıkmanın en büyük etmenlerinden birisi de sol çevrelerin kadın bağımsızdır, özgürdür, “jın, jiyan, azadi”, “em ne namusa kesine” gibi söylemleridir.
Hangi sebeple olursa olsun ailenin kurulmaması veya kurulamaması, kurulu ailelerin yıkılması toplumu da devleti de ifsat eder. Nesli ve ahlakı bozar. Haram dairesinin genişlemesine, helal dairesinin ise daralmasına sebep olur. Helal dairesi, Allah ve Resûlü’nün (sallallahu aleyhi vesellem) emrettiği şeydir. Haram ise yasakladıkları şeydir. Helal dairesi, bireyin de ailenin de toplum ve devletin de faydasınadır. Haram dairesi ise hepsinin zararınadır.
Mevla’m helal dairesindeki güçlü aileler yoluyla helal dairesindeki güçlü bir toplum ve helal dairesindeki güçlü devlete sahip eylesin inşallah.