FED(Federal Reserve)`in, 2013 yıl sonuna doğru parasal genişleme hızını düşürebileceği ve 2014 yılı ortalarında sona erdireceğini açıklamasının ardından, İstanbul Kapalıçarşı`da 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 80,45 lira, Cumhuriyet Altınının satış fiyatı ise 545 liraya düştü. Altının onsu Ocak 2011`den bu yana ki en düşük düzeyini gördü.
Dolar, diğer para birimleri karşısında toparlanırken altın, diğer kıymetli metaller ve emtia fiyatları geriledi. Borsa düşüşe geçti. 
 
Gösterge faizi 6 Temmuz 2012`de gördüğü yüzde 8,11 seviyesinden bu yana, en yüksek değerine ulaştı. Dolar tarihi zirveye çıktı. 
 
Doların ve faizin yükselmesi önce finansal piyasalarda şok etkisi yarattı. Kurulu dengeler altüst oldu. Alacaklı da borçlu da paniğe kapıldı. Piyasanın arz cephesinde de maliyet hesapları değişti. Riskler büyüdü. Hele hele döviz borcu olanlar perişan. İhracatçı bile döviz fiyatının artmasına sevinemiyor. Çünkü ihraç ürününün yüzde 60`ı ithal girdisidir. Onun da maliyeti arttı. 
 
Öyle görünüyor ki doların tırmanışa geçmesi ile beraber dolara endeksli olarak tüm sektörlerde bir fiyat artışı da yaşanacak. Dolar borcu olanlar sıkıntı çekecek. Enflasyon değerleri yükselecek. Bütçe maliyeti artacak. Cari açık büyüyecek.
 
 Ne gariptir ki merkez bankası görünümünde olan bir birleşik bankanın bir açıklaması ile tüm piyasalar altüst oluyor. Ne uyduruk bir ekonomik düzendir ki her şeyden nem kapıyor. 
 
Esasında şu ana kadar piyasalara müdahale etmeyen bu FED melanetinin, bu kadar piyasaya müdahale etmesi, Amerika`nın batmakta olan savaş ekonomisini kurtarmaya çalışmaktır. Bunun bir yanıyla İran`la da bağlantısı var. İran`ın Türkiye dâhil birçok ülkeyle olan alışverişi, İran`a uluslararası bankalarda uygulanan ambargo yüzünden altın üzerinden gerçekleşiyor. Doların güçlendirmesi ve faiz endekslerinin yükseltilmesi bir yandan altına ve diğer yanıyla da İran`a karşı yapılan ekonomik savaşın da devamıdır.  
 
Peki, piyasaları bu kadar etkileyen bu FED melaneti neyin nesidir? 
Federal Reserve (FED) tipik bir merkez bankası değildir. Amerikan halkı FED`in sahibinin devlet olduğunu zannetse de öyle değildir. FED`i oluşturan 12 bölgesel Federal Reserve Bankası özel bir banka gibi yapılandırılmış. Hissedarları o bölge bankacılığı sisteminde yer alan üye bankalardır. Ama bu hisselerin oy hakkı yok. Başka kimsenin de oy hakkı yok. FED, bağımsız bir kurum. Kendi başına kapalı kapılar ardında karar veriyor. Bu kararlar ne White House ne de kongre tarafından onaylanmak zorunda değildir. 
 
FED, vergi ödemiyor. Yurt dışında banka açabiliyor, para gönderebiliyor, kendi devletine borç verebiliyor; para arzını, faizleri, enflasyonu, resesyonu, depresyonu kontrol edebiliyor. Kimseye hesap vermiyor. FED başkanını cumhurbaşkanı atıyor ve senato onaylıyor ama senatörleri de yine bankacılık sektörü seçiyor. Bu sektör seçim kampanyalarına milyar dolarlarca yardım yapıyor. Washington lobilerine yılda 300 milyon dolar akıtıyor. 
FED, sadece bankacılık hanedanlarına hizmet ediyor. 
 
1910 yılında JP Morgan`ın Georgia`daki özel Jekyll adasındaki av köşkünde o zamanlar dünyanın servetinin dörtte birine sahip olan bir grup banker gizlice toplandı. O adada konuşulanlar, 23 Aralık 1913`te herkes Noel tatilindeyken alel acele kongreden geçirildi ve şimşek hızıyla bir saat sonra Başkan Wilson tarafından imzalanarak yasalaştı. Bu yasayla özel bankaların ve belki de Avrupa`nın Rothschild hanedanının kontrolünde, Federal Rezerve kurulmuş oldu. Bu yasayla Amerikan Kongresi para basma yetkisini, sahibi olmadığı bir merkez bankasına devretmiş oldu. 
 
 1929 yılında tarihin en büyük krizi çıktı. Ekonomist Milton Friedman, Galbraith ve hatta Bernanke bile krize FED`in hatalarının yol açtığını söylüyorlardı. Egemenlikten önce İngilizlerin finansal hegemonyasına ilk baş kaldıran, Başkan Lincoln olmuştu. İç savaşta paraya ihtiyacı vardı ve bankacılar %36 faiz istiyorlardı. Kendi parasını bastı (Greenback) ve savaşı faizsiz finanse etti, ama savaştan hemen sonra da öldürüldü. Amerika`nın kendi ekonomisini bedava finanse etmesi Avrupa ve İngiliz bankacılık hanedanlarınca kabul edilemezdi ve Greenback akabinde tedavülden kaldırıldı. Bu kez 1963 yılında Başkan Kennedy, FED`in hükümete faizle kredi vermesini yasakladı ve hazinenin gümüş sertifikaları basmasını emretti. Beş ay sonra o da öldürüldü ve yine akabinde sertifikalar tedavülden kaldırıldı. 
 
O günden bu güne hiçbir başkan, bir daha FED`in bu ayrıcalıklarını sorgulamaya cesaret edemedi.