İslam davasına hizmet etmede gevşek davranmamızın sebebi ne olabilir?

Farkına vararak veya farkında olmadan dünyevileşme ve dünyalık bir hedef uğrunda ömür tüketme, ibadetlerimizde ve İslam davasına hizmet etmemizde gevşek davranmamızın en büyük etkenlerinden biridir. Dünyalık bazen bir görev kazanma ve görevde yükselip kariyer yapma olabilir. Bazen bitmeyen ve sonu gelmeyen, çok da bir yere vardırmayan, yaş geçtiği halde öğrencilik sevdası olabilir. Bazen bir ev sahibi olma, bazen de bir araba veya makam sahibi olma aşkı olabilir. Bazen bir doyumsuzluk ve aşırı tamah ve dünyalığa duyulan hırs olabilir. Bunlardan her biri ve daha başkaları kendisine bağlayan, zamanı ve ömrü tüketen ve nihayetinde bir amaç haline getirilen faktörlere dönüşebilir. Esasında bunların her biri uğrunda mücadele edilmesi gereken birer hedef olmaktan ziyade, İslam davasına hizmet etmede bir araç ve basamak olmalıdır.

İslam davasına hizmette gevşek davranmanın sebeplerinden bir başkası, kendimizi davamızın sahibi olarak görmekten ziyade misafir olarak görmemizdir. Hâlbuki Müslüman’ın davası İslam’dır ve kendisi bu davanın sahibidir. Bu sebeple bütün benliği ile davaya sarılması ve hizmet etmesi gerekir. Müslüman kendisini davanın sahibi olarak değil de misafir olarak görünce, davanın sahipleri olarak görülen diğer şahıslardan her daim bir ikram, bir hizmet ve bir ilgi beklentisi içerisine girer. Bu da yeteri olarak görülmeyince, davadan soğuma, uzaklaşma ve gevşemeler olur. Hâlbuki hepimiz dünyada misafiriz ve geçen her gün, ömür sermayemizden tükenmekte ve bizi zarara uğratmaktadır. Kâra çevirmenin yolu davanın sahibi olmak ve misafirlik duygusundan kurtulmaktır.

İslam davasına hizmet etmede gevşek davranma sebeplerinden bir başkası rehavet, nefsin istek ve arzularına uymadır. Hâlbuki Müslüman’ın en büyük mücadelesi kendi nefsi ile olmalıdır. Kâfirlerle sıcak cihad ve mücadele ortamı her zaman olmayabilir. Fakat nefs ile mücadele daimidir ve cihadın büyüğüdür. Nefs ile mücadelenin yeterince yapılmaması, nefse karşı uyanık ve zinde de olunmaması zaman içerisinde Müslüman’ın rehavete kapılmasına ve İslam davasına hizmet etmede gevşeklik göstermesine sebep olur.

İslam davasına hizmet etmede gevşek davranmanın sebeplerinden bir başkası, bireyselleşme temayülüdür. Dünyevi imkânları çoğalan Müslüman, ben kendi kendime yeterim, kimseye ihtiyacım yok zannı ile bireysel davranır. Bireysel davranması zaman içerisinde davaya hizmet etmede gevşek davranmasına ve hatta tamamen hizmeti bırakmasına sebep olabilir.

İslam davasına hizmet etmede gevşek davranmanın bir başka sebebi, davayı, davanın sahibini ve davaya hizmetin akıbet ve sevabını bize tanıtan Allah’ın kelamı Kur’an’ı sadece okumak ile yetinmektir. Kur’an’ı okumakla beraber, anlamak ve uygulamak gerekirken, sadece okuma safhasında bırakmak, anlama ve uygulama yönünde bir çaba sarf etmemek, davaya hizmette gevşek davranmaya sebep olur. Davanın daha iyi tanınması Kur’an’ı anlamak ile mümkündür. Bu sebeple onu açıklayan tefsir ve kitapların da okunması gerekir. Bir program dâhilinde kitap okumak, Müslüman’ı olumlu yönde etkiler. Tefsir kitaplarını sadece lazım olduğunda başvurulacak bir kaynak olarak raflarda bekletmek doğru değildir. Birçok Müslüman’ın rafında üç beş tefsir kitabı ve yüzlere varan dini kitap bulunur. Fakat bazen aylar veya yıllarca o kitapları düzeltmekten başka el sürülmez. Bu da sahip olunan bilgilerin tozlanmasına ve hatta küflenmesine ve dolayısıyla hizmette gevşek davranmaya sebep olur.  

Mevla’m bizi davasına hizmette gevşek davrananlardan eylemesin. Amin.