Altı Şubat ve sonrasında yaşanan deprem ve artçı şoklarla memleketimizin on bir ili, ilçe ve köyleriyle büyük bir yara almış. Binlerce ev yıkılmış, neredeyse hasarsız ev kalmamıştır. Evi yıkılan; canını, cananının canını yıkıntıların altında bırakmış. Cenazesi, sevdiklerinin cenazesi bir bir yıkıntıların altından çıkarılmıştır. Kimisi yaralı, kimisi yara almadan çıkarılabilmişse de ev içerisinde varlık olarak her neyi varsa altında bırakmıştır. En değerli eşyasını, nakit ve ziynet eşyasını dahi kurtaramamıştır.

Evleri yıkılanlar zaten yıkılmış, binlercesinin evi ise hasar aldığından, içindeki tek bir eşyayı çıkarmak tehlikeye düşmüştür. Şöyle bir düşündüğümüzde hava sıfırın çok altında soğuk, giyecek, üzerinize örtecek hiçbir şey yok ve evde gözünüzün önünde, her türlü eşyanız da içinde ve evin içine girip de tek bir parça eşya alamıyorsunuz. Tabiri caizse varlık içerisinde yokluk çekiyorsunuz. İmtihan üzerine imtihan yaşıyorsunuz. Bu zor duruma karşılık sabır gösteremeyenler evlerine dalıp bir şeyler çıkarırım dediler, fakat yaşanan artçı şoklarla bu girişimi canlarıyla ödediler.

Yaşanan felaket çok büyük ve sabretmek zor. Fakat her zorluk ve darlıktan sonra bir kolaylık ve ferahlık vardır. Geceden sonra gündüz doğacak, kıştan sonra bahar gelecektir. Yaşanan acılar hafifleyecek, yaralar bir bir sarılacak ve hayata yeni bir pencere açılacak. Geriye yapılan hayır ve hasenatlar, yardım ve iyilikler kalacaktır.

Bu millet yardımsever bir millettir. Yardım etmeyi sever ve her zaman dünyanın en ücra köşesindeki mazlum, zorda ve darda kalmış memleketlerin insanına yardım etmiştir. Savaştan veya memleketlerindeki zorba iktidarların zulmünden kaçan insanlara bir Ensâr misali gönlünü, kapılarını, yer ve yurdunu açmıştır. Evini, aşını ve giyeceğini paylaşmıştır. Her yardım toplama çağrısına gücü nispetinde desteğini vermiş, bir şekilde yapılan yardıma ortak olmuştur.

Bu millet, depremin yaşandığı ilk günden itibaren depremzede kardeşlerinin yardımına koşmuştur. Yardımına koşmaya da devam edecektir. Yaptığı her bir iyiliğin, hayır ve hasenatın kat ve kat fazlasıyla kendisine döneceğinin farkındadır. Verdiğinin Rabbine verdiği bir borç olduğunu ve bu borcun kendisine tastamam ödeneceğinin bilincindedir. Bu sebeple depremzede kardeşleri tamamen feraha kavuşuncaya kadar yardımlarına devam edecektir.

Allah için yapılan yardım ve infaklar, kaza ve belalara, afet ve musibetlere engeldir. Bu millet bu konuda elinden geleni yaptı. Mevla’m onların bu yardımlarına karşılık onları yeni afet, deprem ve belalardan koruyacaktır inşallah. Onları kaldıramayacakları zorluklarla imtihan etmeyecek ve darda bırakmayacaktır. Onları hep beraber selamet sahiline çıkaracaktır inşallah.

Her milletin içinde kötüsü de iyisi de vardır. Kimileri iyilik, yardım ve hayırda yarışırken; kimileri de felaket tellallığı, insanların psikolojilerini bozma konusunda her türlü yayın ve paylaşımı yapmada yarışacaktır. Kimisi gönlünü, evini, aş ve ekmeğini paylaşırken kimileri de fırsatçılık yapacak. Biri beşe satacak, evin kirasını, aracının nakliyesini fahiş fiyatlara çıkaracaktır.

Her şeyi gören Mevla’dır ve her şeyin bir karşılığı vardır. Her şey ahiret yurdunda açığı ve gizliyi bilen Mevla’ya sevk edilecek. O da onlara yaptıklarını bir bir haber verecektir. Fakat Mevla’mdan dileğim, kötülük ve felaket tellallarının dünyada da rezil ve rüsva olması ve daha dünyadayken karşılığını fazlasıyla görmeleridir.

Mevla’m bir daha bu millete ağır felaketler yaşatmasın. Dünya ve ahirette iyilikler nasip etsin inşallah.