Altı Şubat’ta gerçekleşen çifte depremle asrın felâketini yaşadık desek yeridir. Binlerce insan hayatını kaybetti. Kimi aileden bir, iki, üç beş kişi yan yana defnedildi. Depremin birebir etkilediği kimi il ve ilçelere ekmeklerini kazanmak için giden nice gencin cenazesi çevre il ve ilçelere getirildi. Mevla’m depremde vefat edenlerin cümlesine rahmet etsin. Ailelerine sabrı cemiller nasip etsin.
Yaşanan depremle birlikte halkımızın fedakârlığı, samimiyeti ve yardımseverliği de ortaya çıktı. Binalarda yaşayanlar, müstakil bir ve iki katlı evlerde kalan akraba ve dostlarının yanına sığındılar. Binalarının sağlamlığı kontrol edilinceye kadar yanlarında kalacaklar. Kimi evlerde dört, beş aile beraber yaşadı. Aynı tencereden, aynı sofrada yemek yedi. Kaynaşma ve misafirperverliğin doruğu yaşandı.
Yapılan yardım çağrılarına herkes gücü nispetince koştu. Kimisi bir battaniye, kimisi bir paket çocuk bezi, kimi bir paket pet su, kimi üzerindeki montu çıkarıp verdi. Kimi cebindeki harçlığını, kimi aylarca sonra ödeyeceği zekâtını ortaya koydu. Herkes, ben ne yapabilirim, elimden ne gelebilir telaşına düştü. Kimi etrafındaki üç beş esnafla organize oldu. Topladığı yardımları bir kamyonete, kamyona veya toplanan yardıma göre bir araç kiralayıp yardım bölgesine götürdü.
Deprem bölgesine giden yollarda yardım araçları birbirini takip etti. Kimisi kepçesini, iş makinesini, kazmasını, küreğini, jeneratörünü ve benzeri alet edevatını alıp enkazdan bir can kurtarmak için koştu.
Enkazların altından nefes veren bir can çıkarabilmek için resmi, sivil nice yardım ekibi deprem bölgesine koştu. Canlarını hiçe sayarak, köstebek misali açtıkları hayat tünellerine girip nice kişiyi kurtardılar. Kurtardıkları her bir can sonrası tekbir getirip birbirlerine sarılarak sevinçlerini ortaya koydular. Onların tekbir seslerine tüm memleket eşlik etti. Melekler de tekbir seslerine eşlik ettiler. Yer gök, arş-ı ala şahitlik etti. Allah’ın düşmanlarını ise tekbir sesleri kahretti.
Deprem bölgesinde etkilenen kimi köylerde Yemame savaşında şehit olmak üzere olan ve su götürülüp de götürülen suyu o esnada şehit olmak üzere olan ve su isteyen arkadaşıma götür diyen fedakârlık örnekleri yaşandı. Yardım götürülen köy, bize az önce Mardin yöresinden gelen bir araç yardım etti. Artık bizim yardıma ihtiyacımız yok. Onu şu yandaki köye götürün. O köye götürüldüğünde bir miktar yardım aldıktan sonra bu bize yeter, şu köye de götürün. Diğer köye gidildiğinde biz zarar görmedik, zarar gören yerlere götürün. Götürülen yardımlar orada bitirilemeden şehrin merkezine getirilip dağıtılıyor. İşte bu isarın, samimiyet ve fedakârlığın doruğudur.
Kimisi de sadece konuştu, şov yaptı. Poz verdi. Bir kibrit çöpü kadar yardım yapmadı.
Mevla’m yer ve göğün sahibidir. Vefat eden canların da yaralananların da evleri yıkılıp da evsiz kalanların da sahibidir. Yer, gök ve arasındakilerin tamamı O’nundur. Her şeyden haberdardır. Her şeyi görüp, işitmekte ve bilmektedir.
Zerre miktarınca yapılan yardım ve fedakârlığın kat ve kat fazlasıyla karşılığını verecek ve dünyada da ahirette de yapanın karşısına çıkaracaktır. Önemli olan yapılanın O’nun rızası için olmasıdır.
Deprem bize birçok fedakârlık örneklerini göstermek ile birlikte birçok ders de öğretti. Teşkilat olmanın, organize olmanın, cemaat olmanın önemini öğretti. Çünkü kimi ferdi yardımlar tam yerine ulaşamadı. Doldurdukları kamyonları götürdükleri yerlere dağıtamayıp bir köye ya da şehrin bir sokağına boşaltanlar oldu.
Yardım ekiplerinin çabası, bir canı kurtarmanın yardım ekipleri olmadan kurtarılamaması ve yardım ekipleri olmadan günlerce bir cenazenin çıkarılamaması, bize arama kurtarma ekiplerini önceden kurup böyle afetler için hazırlamanın önemini öğretti.
Mevla’m bize böyle afetleri bir daha yaşatmasın. Âmin.