Ticari ortaklıklarda çoğu zaman ortakların denkliği aranmaz. Bu da sıkıntılara yol açar. Hatta bazen ortaklıkları çabucak bitiriverir. Denklikten kastım, taraflardan her birinin ortaya koyduğu sermaye değildir. Çünkü genelde sermaye eşit miktarda ortaya konulur. Sermaye eşit değilse yüzde miktar üzerinden anlaşılır. Yani ortaklardan her biri koyduğu sermayenin toplam sermaye içerisindeki kârı kadar pay alır.

Denklikten kastım ortaklardan her birinin iş tecrübesi, işe olan ilgisi ve becerisidir. Taraflardan biri sermayesini ortaya koyar. Diğeri, hem sermayesini hem de emeğini ortaya koyar ve emeğine karşılık ayrıca ücret alır. Şer`en de bunun herhangi bir sakıncası yoktur.

Hem sermayenin hem de emeğin ortaya konulduğu ortaklıklarda, şayet her iki taraf aynı iş tecrübesi ve kabiliyetinde değilse sürekli sorunlar meydana gelir. İşi idare eden taraf, satılacak malın temini için didinip durur. Ama peşin, ama borçla, ama çek ile, ama kredi kartı ile bir şekilde bu malı temin eder. Bu malın sergilenmesi ve satışı için didinip durur. Satılamayıp elde kalan malı bir şekilde eritmeye çalışır. Bazen bu tarz malları eritmek için semt pazarlarına bile çıkar. İşi bundan da ibaret değildir.
Gelen her toptancı esnafı ile uğraşmak ayrı bir derttir. Gelen esnaftan malı almak, bir miktar ödeme yapıp göndermek, iadeye kalan malları iade etmek, siparişleri temin etmek ise ayrı bir derttir. Asıl zorluk, gelen toptancı esnafına bir ödemenin yapılamamasıdır. O zaman tartışmalar, surat asmalar ve küskünlükler sürüp gider.

Satılan mal peşin alınmışsa, sorun yok. Ama çek veya kredi kartı ile alınmışsa, o zaman ödeme tarihinden günler önce ödeme stresi ve sıkıntısı başlar. Çekin veya kredi kartının yatırıldığı son saate kadar çek yazılmasın veya kredi kartı faize girmesin diye çaba sarf edilir. Çoğu zaman çekin veya kredi kartının karşılığı tam toplanamadığından komşu esnaflardan bir miktar emanet para alınır ve çekin karşılığı yatırılır. Faturalar içinde durum bundan farklı değildir. Bir yandan fatura düşük gelsin diye mücadele edilirken diğer yandan gelen fatura cezaya kalmasın diye özel bir çaba sarf edilir.

İşçi bulmak dert, bu işçiyi idare etmek ayrı bir derttir. Kaliteli, işinin ehli ve uygun ücrete işçi bulmak bayağı zordur. Ya bulduğunuz işçi şartlarınıza uymuyor. Ya da işçinin şartları size uymuyor. Bulduğunuz bazı işçiler ise bir süre çalışıp tam işi öğrenmişken işten ayrılıyor. Çalıştırdığınız işçi ise her zaman işinin hakkını vermiyor. Kimi işçinin başında durmadığınızda kaytarıyor. Tabi ki işinin hakkını veren işçileri tenzih ederim.

İşyerinde manav varsa, halden sebze meyve temini en zahmetli işlerdendir. Sabahın erken saatlerinde, bazen fecrin doğuşu ile beraber yola düşmek ve hale gitmek gerekiyor. Haldeki yoğun trafiğe, hele hele Cumartesi gününün trafiğine katlanmak gerekiyor. Bazen bir çeşit sebzeyi bulmak ya da birkaç kuruş daha ucuza malı temin etmek için tezgâh tezgâh dolaşılıyor. Bin bir emekle o mal getirilip tezgâha konuluyor.

Bütün bu çaba ve zahmetlerde sadece sermayesi ile ortak olan kişi işten anlıyorsa ve bu sıkıntıları paylaşıp beraber koşuşturuyorsa sıkıntı yok. Herhangi bir işe karışmayıp işin kâr ve zararına da karışmıyorsa ve payına bir kâr düştüğünde kârını alıp bir zarar durumunu ise normal karşılıyorsa, yine problem yok. Ama hem işten anlamıyor ve hem de işe karışıyorsa ve sadece neticeye bakıp neticeye gidilen yoldaki gayret ve çabayı anlamıyorsa ve ay sonu alacağı kâr payını düşünüp bu kâr payı geciktiğinde vaveyla koparıyorsa, o zaman bu iş ortaklığının devamı imkânsızdır.

Bu sebeple ortak iş kuranların hem sermaye hem de emekte denk olmaları ortaklıklarının devamı açısından önemlidir.

Selam ve dua ile Allah`a emanet olun.