Altın normal şartlarda, riske karşı korunma aracı olarak bilinir. İşlerin yolunda gitmediği dönemlerde fiyatı yükselir. Altın fiyatlarındaki yükseliş yatırımcıyı iştahlandırıyor.  Son yıllarda yatırımcılar altın fiyatlarındaki sert yükseliş ile iştahlanıp ciddi manada altın satın aldılar. 

Altın uzun vadede en iyi yatırım aracıdır. Altın sürekli yükseliyor ve yatırımcıya kazandırıyor. Kazandırırken de yatırımcısının yüzünü güldürüyor.

Altına talep arttıkça da fiyat daha da yükseliyor. Ancak hızlı yükselişi sadece arz talep ile açıklayamayız. Çünkü mücevher ve teknoloji amaçlı kullanım yıllardır yerinde saydığı ve altın üretimi her geçen yıl yükseldiği halde altın fiyatı yine de yükseliyor.

Peki, altın fiyatlarını yükselten asıl sebep nedir?

 Bugün altın fiyatını yükselten asıl sebep yatırımcıların global ekonomik belirsizliklerden ciddi şekilde endişelenip kendilerini korumaya almaya çalışmalarıdır. Birçok merkez bankasını yeniden almaya sevk eden de bu korkudur. Elbette birçok profesyonel yatırımcı korktuğu için değil spekülatif anlamda altındaki yükselişten kâr etmek için de altın alıyor. Ama onların da faydalanmaya çalıştığı aslında geniş kesimlere hâkim olmaya başlayan bu korku kaynaklı altın talebidir.

Altın fiyatlarının likidite koşulları ile paralel hareket ettiği söylenebilir. Bu şu anlama gelir: Amerikan Merkez Bankası`nın (Fed) parasal genişlemeye gittiği dönemler, altında sert yükselişe sebep olurken aksi durumda düşüşler yaşanıyor.

Sinyaller altın fiyatlarındaki yükselişin orta vadede süreceğine işaret ediyor.

Dünyada reel faizin sıfır olması, Euro, dolar ve sterline güvenin kalmaması, altını gidilecek en güvenli liman haline getiriyor. Diğer yandan başta Çin olmak üzere merkez bankaları da altın almaya devam ediyor. Dünyada merkez bankaları para basmaya devam ettikçe de altın`daki yükseliş sürecektir.

Son dönemdeki bu hızlı artış “yükseliş daha ne kadar sürer?” sorusuna yol açtı.

Altın her ne kadar dış faktörlerden etkilense de özellikle fiyatın çok yüksek değere ulaşması talebi sınırlıyor. Bu da daha fazla yükselişe engel oluyor. Türkiye`de fiyatlar, 24 ayar altında 100 lira, Cumhuriyet Altını`nda ise 700 lirayı uzun zamandır geçmedi.
ABD seçimlerinin önümüzdeki dönemde altının yükselişinde etkili olacaktır. Seçimin ardından ABD`nin İran politikası önemli olacak.

İç piyasada ise, global gelişmelere paralel bir seyir bekleniyor. Türkiye`de fiyatlar ani iniş-çıkışlarda biraz geriden gelebilir. Ancak uzun vadede yükselişin sürekli olacağını düşünüyorum.

Ticaret ile uğraşmayan ve parasını iyi kâr getirecek bir işe yatıramayanlar, ellerine geçen paraların değer kaybetmemesi ve daha kolay saklanabilmesi için altın fiyatlarındaki yükselişi dikkate alarak ellerine geçen para ile altın alırlar.

Altını almak güzel, lakin saklanması bazen işkenceye dönebilmektedir.

Altın alanlar, bazen altınlarını nereye sakladıklarını unutur. Bazen de yanlışlıkla bir poşetin içinde çöpe atar, çöp poşeti yerine altın poşetini çöpe attığını hatırlayınca da tüm belediyeyi ayağa kaldırırlar. Bazen de altına çeviremediği parasını damda tahılın içinde saklar. Sabah uyandığında evin avlusu ve çevresinde elliliklerin uçuştuğuna ya da uzun süre saklandığı için o paranın tedavülden kalktığına şahit olurlar.

Şehirde altınları kilolara varanlar da vardır elbet. Bunlar kimi bankalarda kiralık kasa tutarlar. Ancak kazançlarının büyük bir meblağını banka ile paylaşırlar. Çünkü kasanın kirası üç yüz ile beş yüz arasını bulmakta, kasa her ziyaret edildiğinde beş ile otuz beş TL arasında ücret alınmakta, bu da yetmezmiş gibi ücret ve komisyonların dışında bir de yüzde beş sigorta vergisi ödemektedirler.

Altın fiyatlarının yükselişinden hoşlanmayanlar da vardır elbet.

Altın fiyatlarının yükselişi borç altında olan ya da evlenecek olanların uykusunu kaçırıyor. Çocuğu doğana çeyrek altın takılıyordu. Zannedersem bundan böyle nakit para tercih edilecek.

Altındaki yatırımın maddi olduğu cami, medrese, Kur`an kursu vb. bir yere infak yapmanın en kârlı yatırım olacağının unutulmaması temennisiyle Allah`a emanet olun.