Meseleleri sonuçları üzerinden değil, süreçleri- sebepleri üzerinden değerlendirmek daha sağlıklı sonuçlara ulaşmayı sağlar. Geçtiğimiz belediye seçimlerinde alınan sonuçların da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekir. Kimin ne hatası olmuşsa, gerekli muhasebeyi bu zeminde yapması ilerisi için elzemdir. Bu ayrı bir konudur. Ancak şu an karşı karşıya olduğumuz farklı ve ciddi bir sorun mevcuttur. El değiştiren bazı belediyeler, adeta ideolojik intikam alırcasına yeni uygulamalara imza atmaktadırlar. Kimi belediyeler daha önceki yönetimin almış olduğu personelin görevine son vermekte, kimileri daha önceki yönetimin başlatmış olduğu projeleri durdurmakta, kimileri de çok daha vahim bir şekilde, daha önce bazı belediyelerin yapmış olduğu kamu hizmetlerini yıkmak suretiyle sona erdirip halkı mağdur etmektedirler. Özellikle kayyumlar döneminde yapılan bazı projelerin, sağladığı faydalar bile gözetilmeksizin, yıkılma kararlarının aldırılacağı söylentisi bile bu kuru taassubun vardığı boyutları gösteriyor. Yönetim değişikliği olan bazı belediyelerin, büyük masraflarla yapılan Millet bahçelerinin, sadece isimlerinden dolayı yıktırılacağı yönünde kararların alınacağı söylentileri yayılmaktadır. Benzer şekilde Bolu Belediyesi gibi; önceki idarenin işe aldığı işçilerin işten çıkarılması, Diyarbakır Belediyesi'nin yapılan camiyi yıktırma kararı yahut da bir caddeye verilen sahabe isminin ideolojik sebeplerle geri alınması veya değiştirilmesi, sözü geçen bu ideolojik ve intikamcı yaklaşımların ayak seslerine örnek verilebilir. Başka yerler için de çok önemli ve ciddi buna benzer duyumlar gelmektedir. Oysa belediyeler ve diğer mahalli idareler siyasetten ziyade halka kamuya hizmet merkezleri, hizmet mekanizmalarıdır. Siyaset ve İdari bilimlerde belediyenin tanımı şöyle yapılmaktadır. Belediye: Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. Temel görevi hizmettir. Kent içi yollar, su, kanalizasyon, çevre düzenlemesi, sosyal yardımlaşma, kültürel gelişme öncülük etmek, yerleşim planlaması, gibi görevleri vardır. Yeri gelmişken şunu da belirtmekte fayda vardır ki, belediyeler de İl özel idareleri gibi, köyler gibi, mahalli yerinden yönetimin en başat unsurlarıdır. İyi ve adil değerlendirildiği takdirde, o yerleşimdeki halkın pek çok ihtiyaçlarını azami düzeyde karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Merkezi yönetimlerin adaletsizliklerinden kaynaklı, bölgesel ayrımcılıkları, imkansızlıkları bile önemli ölçüde giderebilecek imkanlar oluşturabilir, hizmetler sunabilir. Belediyelerin kontrolüne tahsis edilen çok önemli mali kaynaklar vardır. Bu bütçenin bir kısmı Merkezi idare tarafından sağlanırken önemli bir kısmı da, Belediye sınırları içerisinde alınan vergiler, harçlar, katkı ve katılım paylarından elde edilen önemli bir miktardır. Maalesef günümüz Türkiye'sinde bu bütçenin tasarrufu yeterince denetlenmemektedir. Aslında yeteri denetleme mekanizmaları olmasına rağmen, birtakım siyasi hesaplar, rantlar, ideolojik yaklaşımlar, bu kaynaklarının halka gereği gibi ulaşmasını, hizmet olarak sunulmasını engelleye bilmektedir. Bu konuda Halkın kendi hakkını alabilmesi için sadece devletin denetimine mahkum kalmasının dışında yollarda vardır. Özellikle o belediye alanlarının içerisindeki STK’lar, diğer siyasi partiler, yerel ve ulusal medya bu konuda çok duyarlı ve hassas olmalıdır. Gerekirse bu intikamcı ve rövanşist yaklaşımların engellenmesine, önlenmesine yönelik yapılanma içine gidilmelidir. Gerçi daha önceki dönemde müşahede edildiği gibi, devletin İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Kayyum atama gibi durumların olmasına karşın, halkın bu tür olumsuzluklar karşısında kendisinin geliştireceği hak arama yolları da olmalıdır. Türkiye'de henüz tam yerleşmemiş ama bazı ülkelerde yürürlükte olan "oy çekme" işlemi gibi mevzuatlarda yerleştirilebilir. Yani bir beldede eğer yönetici suiistimalde bulunuyorsa, oradaki vatandaşlar tepkisel olarak oylarını geri çekmek için müracaatta bulunur ve seçim yenilenir... Bu ve benzeri pek çok mekanizma geliştirilebilir. Yeter ki duyarsız kalınmasın Allah'a emanetsiniz...
Abdullah Yasin