Bugünlerde “Sisi” yönetimi, İhvan-i Müslim`in hareketine karşı sürdürmüş olduğu zulmü bir adım daha ileri götürmüş durumda. Ümmetin suskunluğu ve dağınıklığından istifade eden satılmış piyonlar bu zulmü götürebileceği son noktaya getirmek isterler. Cunta rejimi geldiği günden beri tüm adımlarını Müslümanların aleyhine, israilin ve arkasında duran emperyalist güçlerin lehine atmıştır. Kendilerini onlara kabul ettirmek için binlerce kişinin katliamına imza atan Sisi`nin yönetimi, daha sonra tiyatro hükmünde olan mahkemelerle binlerce “İhvan” üyesine ceza yağdırdılar. Gazze`nin nefes boruları hükmünde olan “Refah” kapılarını kapattılar. Darbenin oluşundan bu yana irili-ufaklı yüzlerce ölüm ve hukuksuzluk yaşandı ve yaşanıyor. Hatta ihvanın banka hesaplarına bile el konuldu. 27 bin Cami`yi kapatmayı bile göze almış durumda.
Mısır içinde bütün bunlar yaşanırken yine Cunta rejimi, Ortadoğu ve tüm dünya Müslümanlarının sempatisini kazanan “İzzetin El-Kassam Tugaylarını” daha sonra da “Hamas`ı” terör listesine aldı. Birden bire bunları terör olarak ilan etmesinin nedeni neydi acaba? Birilerine şirin gözükme ve sadakatini gösterme hamlesiydi şüphesiz. Çünkü bu açıklamadan kısa bir süre önce İzzetin El-Kassam Tugaylarının “ Filistin`de sivil halkın evlerinin yıkılması bizim kırmızı çizgimizdir, İsrail`e misillemede bulunacağız” açıklaması ve Hamas`ın bu açıklamaya destek vermesi birilerini harekete geçirmişti. Zira bu güçler, İsrail`e yapılan tehdit ve hamleyi kendilerine yapılmış kabul ediyorlar. Sisi`ye talimat geliyordu. Kendi dillerinden ziyade piyonlarının dili daha etkili ve ses getirecekti. İzzetin El-Kassam Tugayları ve Hamas, terör listesine alınıyordu.
Mısır`da dikkatler bu tarafa yönelmişken son bir hamle daha geliyordu. Şimdiye kadar bazı hesaplar nedeniyle cesaret edemedikleri idamların infazıyla ilgili… Mahmud Hasan Ramazan adındaki bir Müslüman`ın infazı gerçekleşiyordu. Haber siteleri bunu verirken işin ciddiyetini anlamayan ya da görmek istemeyen bazı yayın organları haber değeri bile vermemişti. Ancak “İhvan” üyeleri için çok kritik ve telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilir. Eğer dünya Müslümanları ciddi bir reaksiyon göstermezse yeni idam kararlarının infâzıyla ilgili bir sürecin başlaması söz konusudur. Şu anda binlerce İhvan mensubu, idam cezasına çarptırılmış ve infazlarının gerçekleşip, gerçekleşmeyeceği bir tablo ortadadır. Hatırlanacağı üzere bu idam cezaları verilirken tüm dünya kamuoyu günlerce bu idamların, infaz edilip, edilmeyeceğiyle ilgili günlerce yorumlarda bulunulmuştu. Bunun için Cunta rejimi bir test mahiyetinde, bu Müslümanı idam etmiş bulunuyor. İslam âleminden çıkacak ses ve Müslüman liderlerin tavırları bunda büyük bir rol alacaktır.
Peki, Sisi`nin bu hamleleri neye karşılıktı? Şüphesiz bütün bunlar aldığı ihale karşılığındaydı. Batı sömürgecileri ihaleyi birine pazarlarlar. İhalenin ana şartları; ekonomik kaynakları kendilerine aktarma ve İslami hareketlerin önünü kesme… Bunun karşılığında kendisine verilecek koltuk kredisi. Bu krediyi alan kişiden, karşılık bekler ve borcunu ödemesini isterler. Borcunu ödemeyen veya o çizgiden sapan kişilerin yerine yeni bir piyon getirmede uzmanlar. Piyon olmayıp halkın yararına çalışanlara ise ellerinden gelse hiçbir şekilde yönetim ve hayat hakkı tanımazlar. Bunun en iyi örneklerinden birisi şüphesiz Muhammet Mursi`dir. “Demokrasi” havariliğini yapanlar demokrasiyle iktidara gelen Muhammet Mursi`yi “Cunta” darbesiyle devirdiler. Çünkü o batılılara köle olmayı ve halkına ihanet etmeyi kabul etmemişti. Bunu iyi bilen “Sisi” bu günlerde son sürat borcunu ödemeye çalışıyor. Kredisini artırmak için ihvan üyelerinin idam cezalarının infaz yollarını aramaktadır. Bunun ilk adımını atmış ve ümmetin tepki denklemini bekleyecektir. Ona göre yeni bir pozisyon alacaktır.