Suriye’de Beşşar Esed’in devrilmesinden sonra tüm gözler Suriye’ye çevrilmiş. Suriye’deki belirsizlik birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Çünkü Suriye’nin yönetim boşluğu üzerinden başta ABD ve israil olmak üzere küresel sinsi çalışmalar vardır. Fakat şer müttefiklerinin temel hedefi; siyonist israil güvenliğidir. Siyonist israilin, etrafında hiçbir askeri ve ekonomik gücün oluşmasına fırsat vermeme hamleleridir. Bu doğrultuda siyonistler için tehdit kaynağı olan İslam ülkelerini askeri ve ekonomik olarak zayıflatmaktır. Aynı şekilde Müslüman ülkeler arasında siyasi birlik oluşmasına engel olma hamleleridir. Bugün yönetim belirsizliği olan Suriye’de oynadıkları oyun tam da budur.

Ortadoğu’da hiçbir Müslüman devletin Filistin’i korumak için ABD ve israili zor durumda bırakacak potansiyelininin olmasını istemezler. Bu fitnenin baş çıbanı olan siyonist israil, Esed’in devrilmesinden sonra Suriye’nin topraklarında işgal alanını genişletiyor. Esed’in Rusya’ya kaçmasından sonra siyonist israil, Suriye’ye 400 kez havadan saldırdı. Yıllardır Suriye’ye saldırırken İran’ın askeri hedeflerini vurduğunu gerekçe gösteriyordu. Oysa İran, Esed sonrası Suriye’de hiçbir askeri gücünün bulunmadığını açıklamıştı.

Peki, siyonist israil şu an neden Suriye’ye saldırıyor?

Birincisi; israil, yönetim boşluğu oluşan Suriye’de başta Golan Tepeleri olmak üzere işgal topraklarını genişletmek istiyor. 1974 yılında Birleşmiş Milletler arabuluculuğuyla Golan Tepelerine yönelik imzalanan sınır anlaşmasının, Esed’in devrilmesiyle bittiğini ve artık buna uymayacağını söylüyor.

İkincisi; Suriye’deki silah depolarını ve havaalanlarını vurması, muhtemel muhaliflerin mukavemet gücünü zayıflatmaya yöneliktir. Esed’i deviren SMO, Suriye topraklarında kendisine yönelme ihtimali karşısında silah depoları, mühimmat depoları, havaalanları, deniz üsleri, hatta araştırma merkezlerini de vuruyor. Ve bununla Suriye içerisinde kendisine tehlike oluşturacak her gücün silah açısından zayıf olmasını hedefliyor.

Siyonist israilin, Lübnan’la ateşkes sağlamasına rağmen saldırılarına devam etmesi ve Gazze’de soykırım yaparken bir taraftan da Suriye topraklarında kendine alan açmaya çalışıyor.  Bunları yaparken de tüm Ortadoğu’da olduğu gibi Suriye içerisinde de ABD’yle hareket ediyor. ABD de tüm hamlelerini siyonistlerin güvenliği için atıyor.  Geçen perşembe günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, siyonist israilin sözde başbakanı Netanyahu ile görüştü ve yaptıkları açıklamada, “1974 Kuvvetler ayrılığı anlaşmasını uygulayacak etkili bir güç oluşana kadar israil kuvvetlerinin Suriye’deki tampon bölgenin kontrolünü geçici olarak ele geçirmesini emrettik” demişti. Aslında bu açıklama Siyonistlerin Suriye’deki toprak işgalini resmileştirme hamlesidir.

  Sonuç olarak;  başta Türkiye olmak üzere yeni denklemde Suriye yönetimi üzerinde etkin olabilecek tüm güçler siyonist israilin bu hamlelerine karşı durmalıdırlar. Suriye halkını zalim Esed yönetiminden kurtarmışken ABD ve israilin birlikte dizayn etmek istediği Suriye’yi akbabalara kaptırmamak en büyük temennimizdir. Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozacak tüm girişimler siyonist israil ve ABD’nin işine yaramaktadır. Onların hedefi, Suriye’yi üçe bölmektir. Suriye’nin bölünmesi ise fitneyi daha da derinleştirecek ve hiçbir Müslüman komşu ülkeye fayda sağlamayacaktır.