Lübnan’daki çağrı cihazlarının patlatılması yeni bir savaş şeklini tüm dünyaya göstermiş oldu. Teknolojinin, hukuk ve kural tanımayan insanların elinde ne kadar korkunç bir aygıta dönüşeceğini bir kez daha anlamış olduk. Bundan sonra güvenlik açısından herkes bu noktayı göz önünde bulunduracaktır. Çünkü bu bir siber saldırı değil, direk cihazları patlatarak yapılan bir saldırıdır. Lübnan’da yaşanılan bu olay Siyonist israil’in insanlık için ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Çağrı cihazlarının patlatılmasının dünyada şok etkisi yaratması Siyonist israil’in tam da istediği şeydi. Çünkü Siyonistler, Gazze savaşıyla birlikte tüm dünyada “güçlü olduğu” algısı noktasında prestij kaybetmiş ve yeniden eski prestijini elde etmek için farklı ve yeni bir yöntemle dünyaya mesaj veriyor. Aynı şekilde Hizbullah’a/Lübnan’a karşı savaşma konusunda güçlü olduğu algısını oluşturmak istiyor.
Aslında elinde teknoloji ve silah olup da sahada savaş başarısı göstermeyen Siyonist İsrail, yol göstericisi ABD’nin yolunu takip ediyor. Akıl hocası ABD, zamanında aynı taktiği kullanarak 1945’de o zamana kadar bilinmeyen atom bombasını kullanmıştı. Atom bombasını Hiroşima semalarından bırakarak 140 bin kişinin katledilmesine neden olmuştu. Üç gün sonra da Japonya’nın bir diğer şehri Nagazaki’ye atom bombası atarak 74 bin insanın katledilmesine sebep olmuştu. Bu iki saldırı dünyada yeni bir savaş aşamasını açmıştı. Bu iki saldırı, savaşlarda başvurulan ilk ve tek saldırı olarak kayıtlara geçmişti. Aslında ABD, sahada savaşı kaybettiği için böyle acımasız bir yönteme başvurmuştu. Ve atom bombası saldırıları karşısında tüm dünya dehşete kapılmıştı. Çünkü dünya devletleri ilk defa böyle bir şeyi görmüşlerdi…
Bu durumu gören Rusya ürkmüş ve büyük çabalar sonucu 1961’de “Çar bombası” denilen büyük hidrojen bombası denemesini yaparak ABD’ye mesaj vermişti. Bu sefer de ABD ürkmüştü. Soğuk savaş durumunda olan iki süper güç, nükleer silahları geliştirme çalışmalarını durdurmuşlardı. Aslında bu sadece birbirini dizginlemeydi…
Yıllardır hep nükleer tehditten söz ediyoruz. Peki, yeni bir aşama olarak gözüken kitle imha silahı olarak kullanılabilecek teknoloji nasıl dizginlenecek. Siyonist israil’in Lübnan’da çağrı cihazlarını patlatmasıyla “teknolojik saldırı” tüm dünyanın gündemine girmiştir. Aynı şekilde Siyonist israil’in Gazze’de masum insanları katlederken “yapay zekâ” teknolojisini kullandığını herkes biliyor. Hatta hepimizin kullandığı WhatsApp üzerinden elde ettiği bilgileri satın alarak HAMAS mensuplarının yerlerini tespit ederek nokta atışıyla şehit edildikleri raporlarla ortaya çıkmıştı.
Evet, Lübnan’daki “çağrı cihazı” saldırılarından sonra herkes yeni bir soru soruyor. Cep telefonları da çağrı cihazları gibi patlatılabilir mi?
Sonuç olarak; Siyonist israil sahada kazanamadığı savaşın yıpranmışlığını telafi etmek için şeytani yöntemlerle ve insanlık dışı teknolojik saldırılarla kendisinin güçlü olduğunu yaymaya çalışıyor. Hedef gözetmeksizin ve halkın en kalabalık olduğu saatlerde çağrı cihazlarını patlatmasıyla bu etkinin maksimum düzeyini hedeflemiştir. Siyonist israil, yıpranan prestijini kurtarmak için bu çağrı cihazlarını patlatırken diğer taraftan suikastlar ve teknolojik savaş konusunda da yeni bir yöntemi tartışmaya açmıştır.